Alparslan Kuytul Hocaefendinin 22 Ağustos’ta gerçekleşecek olan mahkemesine 18 gün kala Furkan gönüllüleri, birçok şehirde eş zamanlı basın açıklaması gerçekleştirdi.
30 Ocak 2018 tarihinde Alparslan Kuytul Hocaefendinin gözaltına alınmasıyla başlayan süreç boyunca gerçekleştirdikleri çeşitli faaliyetlerle Hocaefendinin suçsuzluğunu dile getiren Furkan Gönüllüleri, bu seferde yaklaşan mahkeme sebebiyle Türkiye’nin farklı şehirlerinde basın açıklaması gerçekleştirdiler.
Eş zamanlı gerçekleşen basın açıklamalarına Adana, Konya, Elazığ, Kahramanmaraş, Ankara, Niğde, Manisa, Diyarbakır, Erzurum ve Kırıkhan katılımda bulundular.
Basın açıklamalarında Alparslan Kuytul Hocefendi hakkında hazırlanan hukuksal dilden uzak iddianameye bir kez daha dikkat çekerek 22 ağustos günü gerçekleşecek olan mahkemeden tahliye talebinde bulundular.
Bugünden geriye kalan görüntüler şu şekilde;
ADANA
KONYA
ELAZIĞ
KAHRAMANMARAŞ
ANKARA
NİĞDE
GAZİANTEP
MANİSA
DİYARBAKIR
ERZURUM
KIRIKHAN
Basın açıklamasının tamamı şu şekilde;
Kıymetli Halkımız ve Değerli Katılımcılar
Bugün 4 Ağustos 2019 Pazar
Alparslan Kuytul Hocaefendinin 22 Ağustos’ta gerçekleşecek mahkemesine 18 gün kala bir kez daha basın açıklaması yapmak için burada toplanmış bulunuyoruz.
Alparslan Kuytul Hocaefendi, yaklaşık 19 Aydır hukuksuz bir şekilde Bolu F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunuyor. Hakkında hazırlanan son iddianame ile ileride yaşanabilecek büyük bir tehlikeye karşı sizleri bilgilendirmek istiyoruz.
Bildiğiniz üzere Alparslan Hoca hakkında içi hukuk katliamı ile dolu olan, hukukî dilden ve somut delillerden uzak 30 sayfalık yeni bir iddianame daha hazırlandı. Bu bir iddianame değil; bir susturma, sindirme operasyonudur. Çünkü iddianamede suç olabilecek somut herhangi bir şeyden bahsedilmemiştir.
Tamamen varsayımlardan, yorumlardan, ihtimallerden ibaret olan bu iddianameyi incelediğimizde “niyet okuyarak” hazırlandığını anlamak için hukukçu olmaya gerek yoktur.
İddianamede geçen bir cümleyi sizlere okumak istiyorum: “Her ne kadar bugün silah olmasa da şiddete başvurduğuna dair hiçbir delil olmasa da FETÖ de geçmişte böyleydi. Bundan 20 yıl sonra güce ulaştığı zaman tekrardan FETÖ’nün yaptığı gibi silahlı mücadele ile ülke yönetimini değiştirip şeriata dayalı bir devlet kurmaya çalışacak.”
Hukuku katleden iddianamede yer alan bu cümle niyet okuma değil de nedir?
Tehlikenin boyutunu gözler önüne seren bu ifadeden, ‘ileride böyle bir suç işleyebilir denilerek’ istedikleri herkes için yargılama süreci başlatabilirler. Alparslan Hoca hakkında hazırlanan iddianameyle “Yarın Suç İşleyebilir” denilerek tüm Müslümanlar yargılanabilir! Aslında sadece Müslümanlar değil, aydın, profesör, milletvekili, gazeteci, konuşan, yazan, çizen kısacası toplumun iyiliği adına fikir üreten, haksızlıklara karşı susmayan herkes yargılanabilir.
Yetkililere soruyoruz: niyet okuyarak masum bir insanı suçlu sınıfına sokmak hangi kanunda var? Bu şekilde bir niyet okumayla gerçekleşmesi mümkün olmayan olasılıklar üzerinden istedikleri kişiye suçlu yaftası vurarak hapse atmak nerede görülmüştür? Ne yazık ki bu iddianameler ülkemizin hukuk tarihine kara leke olarak geçmiştir. Alparslan Hoca, 19 aydır niyet okumadan ibaret olan iddianamelerle içeride tutulmaktadır!
Halbuki hukuka göre bir şeyin suç kapsamına girdirilebilmesi için “somut bir delilin” ortaya konması gerekmektedir. Bir insan “yarın şu suçu işleyebilir” denilerek varsayımlarla, ihtimallerle ve niyet okuma suretiyle suçlanamaz.
Mecelle’de geçen “kişi suçu ispat edilinceye kadar suçsuzdur” kaidesinden eser kalmamış hatta tersine dönmüş, “kişi suçsuz olduğunu ispat edinceye kadar suçludur ve o zamana kadar da tutukludur”a dönüşmüştür. Hukukun evrensel bir maddesi haline gelmiş olan bu hak, göz göre göre ihlal edilmiştir. Niyet okuyan iddianamelerle, olmayan suçlar icat edilmeye çalışılmaktadır.
Bu İddianame, Türkiye’deki Bütün Cemaatlere Mesaj Veriyor!
Niyet okuyan bu iddianameler 28 Şubat mantığına hizmet etmekte ve iddianameden anlaşıldığı üzere eğer bu hukuksuzluklara bir an önce son verilmezse ilerleyen günlerde Türkiye’deki bütün STK’ları, İslami grupları ve Allah’ın istediği gibi yaşamak isteyen bütün Müslümanları çok tehlikeli günler beklemektedir. Çünkü bu iddianame ile bütün Müslümanlara, gerçek İslam’ı yani Allah’ın yeryüzündeki hakimiyetini anlatırsanız, eninde sonunda önünüze bu iddianame çıkacak ve yarınlarda “şu suçu işleyebilirler” denilerek “hakkınızda yargılama süreci başlatılacaktır” mesajı verilmektedir.
Ülkemizdeki bu gidişata sessiz kalan hocalar, Müslümanlar, aydınlar, fikri olan herkes aslında zan altındadır.
Bugünün Türkiye’sinde 28 Şubat daha ağır haliyle yaşanıyor. Müslümanlar olarak bu kötü gidişata dur demek, zulme uğramış kişi ve kurumlara ne olursa olsun sahip çıkmak zorundayız. Çünkü yapılan zulümlerin bu kadarla kalmayacağı ortadadır.
Buradan başta CEMAAT, VAKIF, STK’lar olmak üzere bütün Müslümanlara ve ülkesini seven herkese sesleniyoruz:
- Toplumda adalet rafa kaldırılmış, zulüm ve haksızlıklar artmışken bu duruma kayıtsız kalmak hiçbir vicdana sığmaz
- Bu zulüm ve baskı ortamı bütün mazlumları ve hakkın hâkim olmasını isteyenleri ortak paydada, yani “adalet”te birleştirmelidir.
- Vatanın seven, milletini düşünenler bu zulüm düzeninden duydukları rahatsızlığı yüksek sesle dile getirmelidir.
- Yaklaşan bu büyük tehlikenin farkına varalım ve ülkemizdeki hukuksuzluklara, zulümlere karşı hep birlikte özgürlük mücadelesine meşru yollarla destek verelim.
Furkan Gönüllülerinin başlattığı bu meşru mücadele Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin şahsında başlatılmış olsa da aslında bütün mazlumların kurtuluşu, İslam’ın ve Müslümanların muhafazası adına verilen bir mücadeledir. Alparslan Hoca, İslam’ı yaşayan ve anlatan bir alimdir. Korkusuzca yapmış olduğu bütün konuşmaları, İslam’ı, Müslümanları ve vatanını korumak içindir.
Furkan Gönüllüleri Olarak; Zulme, baskıya karşı durmaya, kim olursa olsun mazluma sahip çıkmaya ve her fırsatta İslam dininin en temel hakikati olan Tevhid gerçeğini ve adaleti anlatmaya devam edeceğiz.
Son olarak tüm mazlumların bir an evvel özgürlüğüne kavuşmasını ve 22 Ağustos Mahkemesinde de Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin ve Vakıf başkanı Ali Alagöz’ün tahliye olmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz.
Katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyoruz.