Yaklaşık 5 yılı aşkın bir süredir buldukları her fırsatta Alpaslan Kuytul Hocaefendi ve kurucusu olduğu Furkan Vakfı hakkında türlü türlü iftiralar atan ve bilhassa 30 Ocak operasyonundan bu yana yalan haberler yapmayı marifet(!) zannedip tetikçiliğe soyunan tüm medya kuruluşları, söz konusu vakfımızın ve hocamızın terör örgütleriyle bağlantısı olmadığını ispatlayan istihbarat raporu olunca, bir kez daha 3 maymunu oynamış, hakikatlere karşı her zaman olduğu gibi bu kez de kör, sağır ve dilsiz kesilmiştir.
Herkesin malumudur ki günümüzde medya sebebiyle birçok konu yanlış anlaşılacak duruma getirilmekte, olmayan şeyler de oluyormuş gibi gösterilmektedir. Her dönemde olduğu gibi günümüzde de halkın üzerinde büyük etkilere sahip Medya kuruluşları, özellikle 30 Ocak operasyonu sonrasında ellerine gecen bu kaçınılmaz(!) fırsatı değerlendirmek istemiş, hocamız ve vakfımız hakkında kaliteli(!) ve tarafsız habercilikten uzak birçok habere imza atmışlardır.
Günlerce haber sitelerinde Hocaefendi’nin ‘terör örgütü üyeliği’ yaptığına dair manşet manşet haberler yapılmış, gerek sosyal medya ile gerek televizyon ile gerekse de gazeteler vasıtasıyla Alparslan Kuytul Hocaefendi hakkında çeşitli iftiralar atılmıştır. Her birine çok açık ve net cevaplarımız bulunmaktadır. Konular hakkında gerçek bilgiye ulaşmak için linke tıklayınız: https://alparslankuytul.com/2018/son-donemde-atilan-iftiralar-ve-karalama-kampanyalari.html
Söz konusu iftiraların hepsi de, Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin iyi niyetl yaptığı konuşmalarından birkaç saniyenin kesilmesi ile oluşturulmuş, yaptığı konuşmalar kırpılarak yanlış anlaşılacak duruma getirilmiştir. Operasyon yapılmadan kısa süre önce de bu iftiraları atan bazı karanlık güçler, her yaptıkları karalama kampanyalarının ardından “savcılar neden harekete geçmiyor, neden bir şey yapılmıyor” diyerek talimat verir gibi, kırpılmış yalan haberlerle Alparslan Kuytul Hocaefendi’yi adeta hedef tahtasına oturtmuşlardır.
Operasyon sonrasında ise yaptıkları yalan haberlerden bazıları şu şekilde olmuştur;
27 Şubat tarihinde bir haber sitesinde:
“Furkan Vakfı’nda sahte makbuzlarla 3 milyonluk vurgun” şeklinde kolluk kuvvetlerinin soruşturma kapsamında yaptıkları aramanın içeriği ile ilgili bilgiler çarptırılarak ve iftira atılarak haber yapılmıştır.
https://furkanvakfi.org/3-milyonluk-vurgun-iftirasini-atan-yandas-tetikci-medyaya-kinama.html
Bir başka yalan haberleri ise 31 Ocak 2018 tarihinde Takvim haber sitesinde yapılan bir haberde:
“Vakıf binasının bulunduğu mahzenden, gizli bir geçit, Kaçak yurda çekilen fiber ağ ile Furkan Vakfı’na ait sosyal medya ve internet hesaplarının yönetildiği iddia edilirken, örgütün Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır bağlantılarının da araştırıldığı öğrenildi…” haberi olmuştur.
31 Ocak 2018 tarihinde bir başka haber sitesinde ise “Özel şifrelerle girilen odaların birinde bulunan para kasasını açan polisler şaşkınlıklarını gizleyememişti. Kasadan 350 bin lira para çıkmıştı.” diyerek gerçek dışı ve abartılı haberler yapmaya devam etmişlerdir.
7 Şubat 2018 tarihinde Sözcü haber sitesinde yapılan bir haberde de:
“Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı polisler yaptıkları aramada, otomobilin bagajında Furkan Vakfı’na ait, laptop, cep telefonu, bilgisayar kasası, 1000 dergi, 850 dergi eki, 18 el kitabı, 30 afiş, 38 CD ele geçirdi. Ekipler yaptığı araştırmada malzemelerin vakıf binalarından kaçırıldığını tespit etti. Otomobil sürücüsü Cemal K. gözaltına alındı. CD ve bilgisayarlar incelenmeye alındı.” diyerek ilkesiz haberciliklerine devam etmişlerdir.
Atmış oldukları iftiraların tamamını ve bizim bu iftiralara vermiş olduğumuz tüm cevapları görmek için linke tıklayın; https://alparslankuytul.com/2018/30-ocak-operasyonu-iftiralarindan-bazilari.html
Haberleri çarpıtma hususunda birbirleriyle yarışan medya kuruluşlarının, Hocaefendi’nin suçsuzluğunu ortaya koyan İstihbarat raporuna göstermiş oldukları sessizlik, maskeleri bir kez daha düşürdü.
Kurulduğu ilk günden itibaren çeşitli hayırlara imza atmış olan Furkan vakfının faaliyetleri karşısında medya kuruluşlar her zaman sessizliğini korumuş, bizi yıllarca tanıtmak istememiştir. 3 kişilik bir grup, sudan sebeplere dahi toplanacak olsa bunu günlerce haber yapan televizyonlar, gazeteler, on binlerce kişinin bir araya geldiği İslami konferanslar ve basın açıklamaları karşısında umursamaz tavır sürdürmeye devam etmişlerdir.
Yıllarca bizim adımızı dahi ağızlarına almaya çekinen ve bizi tanıtmaktan şiddetle kaçınan medya, 30 Ocak Operasyonu sonrasında her ne hikmetse(!) ayni anda tetiğe basılmışçasına ve bilhassa televizyonlar vasıtasıyla hakkımızda alçakça haberler yapmışlardır.
Hakkımızda hiçbir zaman iyi niyet(!) göstergesi taşımayan bu sözde haber kuruluşları, ortaya atmış oldukları iddiaların gerçek olmadığını ispatlayan istihbarat raporunu yayınlandığında adeta kaçacak delik ararcasına kabuklarına çekilmişler, suçsuzluğumuzu ispat eden tek bir haber dahi yapmamışlardır.
Bizler inanıyoruz ki hakikatler er ya da geç gün yüzüne çıkacak ve o günler geldiğinde suçsuzluğumuzu ispatlayan bir değil binlerce belge ortaya çıkmış olacaktır!
Ayrıca medyanın takındığı tavrın yanı sıra bazı yetkili mercilerde bu rapora kayıtsız kalmaya devam ederek Hocaefendi’nin maruz kadığı tecrit uygulamasına göz yummaya devam etmişlerdir. Avukattan gelen açıklamalara göre Furkan vakfı ve Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin terör örgütleriyle bir bağlantısının olmadığı istihbarat raporunda geçmiş olduğu halde savcılık, dosyayı terör mahkemesinde açmaya çalışmış, yetkili merciler de raporu görmezden gelmişlerdir.
İstihbarat raporunda terörle hiçbir bağlantısının olmadığı açıkça beyan edilmesine rağmen Hocaefendi, cezaevinde teröristlere dahi uygulanmayan ve insan hakları dilinde ‘işkence’ olarak adlandırılan ‘TECRİT’ cezasına maruz kalmaya devam etmektedir.
Açıkça görülmektedir ki yalan haberler yapan medya kuruluşları ve suçsuzluğumuzu ortaya koyan belgelere dahi kayıtsız kalan yetkililer, Hocaefendi hakkında bir suç bulabilmek için deli gibi çırpınmakta ve köksüz dallara sarılmaktadırlar. Ancak şu bilinmelidir ki adımızı lekelemek için sürdürmüş oldukları iftira ve karalama kampanyaları, geçmişi de bugünü de tertemiz olan Furkan vakfına ve her daim yanında olduğumuz Muhterem hocamıza ASLA zarar veremeyecektir.
Ayrıca Muhterem hocamız 30 senedir her konuda alnımızı ak tutarak, Furkan gönüllülerine tertemiz bir VAKFIN içinde hizmet etme fırsatını sunmuşken
(https://semrakuytul.com/2018/furkan-vakfi-suc-orgutu-mu-ya-da-furkan-vakfinin-suc-orgutu-olmasi-mumkun-mu.html) bizlerde Furkan gönüllüleri olarak bir takım iftiracı MEDYANIN adımızı lekelemesine müsaade etmeyecek, hakkımızda gelişen olumlu hadiselerin haberlerini kendimiz yaparak, tüm halkımızı bilgilendirmeye devam edeceğiz.