Soylu’dan İtiraf: Camide İtikafa Girmek Yasak Değil! Diyanet’in Tavsiye Kararıdır

0
Soylu’dan İtiraf: Camide İtikafa Girmek Yasak Değil! Diyanet’in Tavsiye Kararıdır
Soylu’dan İtiraf: Camide İtikafa Girmek Yasak Değil! Diyanet’in Tavsiye Kararıdır

3 Mayıs günü Gaziantep şehrinde başlayan itikaf baskınlarının ertesi gün Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde de yapılması ve Alparslan Kuytul Hocaefendi ve 30 ‘u çocuk 500’den fazla Furkan Gönüllüsünün ağır bir müdahale sonucu gözaltına alınması ile olaylar Türkiye ve dünya gündeminde yer etti.

Yapılan İtikaf baskınının kamuoyunda duyulması ve tepki çekmesi üzerine yetkililer yaşananları örtbas etmek için olayı cami işgali olarak adlandırıp Furkan Gönüllülerini suçladı.

Önce İçişleri Bakanı yardımcısı ardından da Süleyman Soylu yaptığı açıklamalarla adeta Alparslan Kuytul Hocaefendi’yi ve Furkan Gönüllülerini iftira yağmuruna tuttular.

İtikâf baskını ile ilgili yaşanan tüm gelişmeler, kamuoyunda “Furkan vakfı gönüllüleri neden polisin sert müdahalesine maruz kaldı, hangi yasak çiğnendi?” şeklinde merak oluşturdu.

Oysa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu katıldığı canlı yayında, itikaf ibadetinin yasak değil, Diyanet İşlerinin tavsiye kararı olduğunu şu sözlerle itiraf etti: “2018- 2019 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığımız önce 1700 daha sonra 4500 camide izin vermiş ve bize de haber vermiştir… Bu son iki yılda da sayın Diyanet İşleri Başkanımız tavsiye de bulunuyor; çok da gitmemenizi tavsiye ederiz, ama isterseniz bazı camileri belirledik. Yüzde yüz men etmiyor ama bir tavsiye kararı var.”

MADEM İTİKAFA GİRMEK YASAK DEĞİL, FURKAN GÖNÜLLÜLERİ NEYİN BEDELİNİ ÖDÜYOR?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yayında itiraf ettiği üzere madem camide itikafa girmek yasak değil ve Diyanet’in tavsiye kararı mevcut o halde Furkan gönüllüleri ve Alparslan Kuytul Hocaefendi günlerdir neyin bedelini ödüyor? Madem camide itikafa girmek yasak değil, o halde neden Gaziantep ve Adana’da camilere postallarla girilip ibadetle meşgul olan vatandaşlara sert müdahalede bulunuldu? Madem camide itikafa girmek yasak değil o halde neden Alparslan Kuytul Hoca günlerdir tek başına gözaltında tutulup cami işgali sorusuna muhatap oldu?

Süleyman soylunun ilgili konuşması üzerine yapılan konuşmanın tamamı şu şekilde;

Geçen Yıl İtikaf hususunda Yasaklama Kararı Varken Bu Yıl Sadece Tavsiye Kararı Vardır

Yakup Şahin: Öncelikle geçen yıl ile bu yıl arası aslında önemli bir fark var. Geçen yıl itikâf başlamadan bir gün önce Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın itikafın yasaklandığını ve camilerde itikafa girmenin mümkün olmadığıyla ilgili bir açıklaması var. Ama bu yıl ise, sadece evde girmeye dayalı bir tavsiye kararı var. Dolayısıyla bu iki yılı birbirleriyle karşılaştırmak doğru olmaz. Çünkü geçen yıl zaten pandemi süreci yeni başlamıştı ve camiler kapatılmıştı. İtikafın yasaklı olduğuna dair bir bilgi paylaşılmamıştı. Böyle bir bilgide yine itikafa bir gün kala yani Ramazan’ın 20. gününde paylaşıldı ve itikaflar için camilerin kapalı olduğu ve itikafların yapılmayacağı’ ifade edilmişti. Ama bu yıl ise sadece bir tavsiye kararı var yani bir yasaklama kararı söz konusu değil.

 Geçen Yıl Ramazan’da Böyle bir Gündem Yoktu

Semra Kuytul Hocahanım: Yakup Hoca’nın dediğine şöyle bir şeyde ekleyebiliriz aslında; geçen yılla bu yılı karşılaştırma noktasında şöyle bir fark daha var: geçen yıl da zaten biz itikafa gireceğiz diye bir ısrarda bulunmadık, bunun için teşebbüs bile etmedik, başvuru bile yapmadık. Evlerimizde Ramazan ayını ibadetle geçirdik. Çünkü geçen yıl pandemi sürecinin başlangıcıydı. Daha neyin ne olduğunun bizde farkında değildik. Bir sürü yasaklar üst üste geliyordu: cuma namazı kılınması yasaklanmıştı. Ama bu sene Ramazan’dan çok kısa bir süre önce camiler zaten açıktı, AVM’ler aylarca açık kaldı. Fabrikalar çalışıyor, metrobüsler, uçaklar, otobüsler hepsi tam kapasite çalışan bir süreç geçirdik. Hatta bizzat Ak Partinin organize ettiği kocaman kocaman, dolu lebalep kongreler gerçekleştirildi. Statlarda maçlar yapılıyor. Geçen sene Ramazan’da Türkiye’de böyle bir gündem yoktu.

İtikafa Girmek Pandemiye en Uygun İbadetlerdendir

 Aslında bu şekilde saydığımız zaman hayatın akışı sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine rağmen bile devam ettiği bir dönemde, münferit olarak 3-5 kişinin camiye girip bir kenara çekilerek kendini izole etmesini hani pandemi durumuna aykırı bir durum olmayacağını muhakeme edebilmek zor bir şey değil. Bunu düşündüğümüz zaman olabilecek bir şey bu. Çünkü zaten her tarafta hayatın akışı devam ediyor. Daha iki gün öncesinde bizim olayımızdan -sokağa çıkma yasağının olduğu tarihten iki gün öncesinde- Adana’da maç organize edildi.  Biz bunu baskın yapan emniyet mensuplarına ‘’Bize camide baskın yapıyorsunuz ama maça neden izin verdiniz?’’ Dediğimizde ‘Biz oradaydık çok da dolu değildi. Sadece bir tribün doluydu.’ Cevabını aldık. Sadece bir tribünün dolu olması kaç bin kişi ediyor? Trafiğin tıkandığı bir tribünde, binlerce insanla dolu olduğu bir maça, ‘orada kimse yoktu zaten’ dercesine bir cevap geliyor bize. Ama camideki 10-15 metre aralıklarla, alt katta üst katta teker teker oturan, sadece Kur’an-ı Kerim okuyan insanların sokağa çıkma yasağına uymadıkları ve pandemi sebebiyle camide olmamaları gerektiği kendilerine söyleniyor. Halbuki münferit bir şekilde kenara çekilmiş ibadet ediyorlar bu insanlar ve kendilerini izole ediyorlar.

Ayrıca şunu da sormak istiyorum: geçen yılla bu yılın kıyaslamasını yaparak bu noktaya geldik- camiye giden insanlar sokağa çıkma yasağını ihlal etmiş sayılıyor ama maça gidenler acaba bunun için bir izin belgesi mi çıkartıyor? Maça gitmek serbest mi ki o kadar insan sokağa çıkma yasağında bunu gerçekleştirdi? Normal bir zamanda değil Ramazan ayı içerisinde ve sokağa çıkma yasağında gerçekleşti. Şimdi bu kıyaslamalarla baktığımız zaman aslında camide itikafa girmek bu sene pandemiyle alakalı değildir. İtikaf, aksine izole olmak, toplumun dışında gerçekleşen bir ibadet olması açısından pandemi kurallarına bile uygun olan bir ibadettir. Bu bakımdan itikaf ısrar edilebilecek bir noktadadır.  Bunun bir muhalif bir durumu yok. Kanuna, kurala, mülki amirliğe, valiliğe ya da müftülüğe muhalif bir durumu söz konusu değildir.

Camide İtikafa Girmek Yasak Değil Tavsiye Edilmiştir

Yakup Şahin Hoca: Zaten’ tavsiye kararı’ deniliyor. Zaten bir yasaklamadan bahsedilmiyor dolayısıyla tavsiye kararı olduğuna göre ben mesela 2004 yılından beri itikafa sürekli olarak camide giriyorum. Dolayısıyla ben bu tavsiyeyi bu şekilde kabul etmeyip, kendim için camide kalmayı uygun görüyorum’ diyebilirim çünkü bu bir tavsiyedir. Rasûlullah’ ın sünnetinde mescitte kalmak vardır dolayısıyla Peygamberimizin sünnetine direkt tabi olmayı ben tercih edebilirim çünkü bu sadece bir tavsiyedir. Böyle değerlendirebilir.

İzzet Daş Hoca: Zaten birkaç hafta önce, son 10 güne yaklaşıldığı günlerde, Cuma hutbelerinin birinde bende bizzat şahidim. Camilerimiz itikaflarla, Ramazan ayının bazı değerleriyle şenlendi, tarzında ifadeler de geçmişti.

‘Bu devlet namaz kılmamızı istemiyor’ burada durduralım.’ Bu devlet bizim namaz kılmamız istemiyor dendiği yönünde bir iddia var. Burada ben Yakup Bey’e sormak istiyorum.

 İçişleri Bakanını İddiasını İspat Etmesi Gerek Yoksa Bizleri Zan Altında Bırakır

Yakup şahin: Böyle bir iddia var, sizde duyuyorsunuz. Böyle bir şey varsa kendilerinin video ile bunu ispat etmeleri lazım. Biz iddia ediyoruz ki bizim böyle bir sözümüz olmadı. Bunu söylemek mantıklı da değil. Cuma namazlarını kılıyoruz, vakit namazlarını da kılıyoruz. Diğer vakit namazlarının hatta sünnetlerini de kılabiliyoruz. Hatta birçok devlet kurumlarında mescitler de var. Biz nasıl söyleyebiliriz ‘bu devlet bizim namaz kılmamızı istemiyor’ diye?  Böyle bir şey mantığa uygun olmaz, akla uygun olmaz dolayısıyla biz böyle bir şey söylemedik.

 Bakan beyin kendisi bizim bunu söylediğimizi iddia ediyorsa madem ‘biz böyle bir şey söylemedik’. Bu ciddi bir iddiadır. Biz bu iddia karşısında zan altında kalıyoruz dolayısıyla bu iddianın ispat edilmesi gerekiyor. Madem biz söyledik, kendisi bakandır, devletimizin İçişleri Bakanıdır. Öyleyse kendisinin bunu ispat etmesi gerekir.

İzzet DAŞ H: Evet, var mı eklemek istediğiniz bir şey Hasan Bey?

Hasan Demir: Yakup Hocamın söylediği gibi bizim zaten böyle bir iddiamız yok. Hocaefendinin devlet namaz kılmamızı istemiyor şeklinde, böyle bir söylemi yok. Zaten İçişleri Bakanının kendisinin de namaz kılarken görüntüleri var, Cumhurbaşkanın namaz kılarken görüntüleri var. Hocamız camiye gider namaz kılar. Her tarafta camiler açık zaten oralarda namaz kılınıyor böyle bir şeyi söylemek mümkün değildir. O zaman biz iftira atmış oluruz. Dolayısıyla Yakup Hocamın da dediği gibi eğer bakan bey böyle bir iddiada bulunuyorsa bunu da ispat etmesi gerekir.

 İçişleri Bakanı Algı Oluşturmaya Çalışıyor

Semra KUYTUL Hocahanım: Burada bakan bey, bunlar diyorlar ki “devlet namaz kılmamızı istemiyor.” Diyorlar. Videoyu daha önce izleyenler görmüşlerdir; belli yerlerde Hocaefendiden kendi cümleleriyle delillerle videolar hazırlamışlar. İçişleri Bakanı ve her türlü video ellerinde. Evet, ilerleyen dakikalarda bu var. Bu söyleyeceğimi şimdi söylememin sebebi şu; bizi dinleyenler şu gözle dinlesinler. Videolu hazırlıklarının olmasına rağmen bakan bey sürekli söyle diyorlar, böyle düşünüyorlar, böyle istiyorlar, bunu yapmaya çalışıyorlar gibi kendisinin yüklediği anlamları anlatıyor. Aslında kendisi tamamen bir algı oluşturmaya çalışarak ilerliyor. Burada bu programın formatına göre yapması gereken şuydu: Hocaefendinin o cümlesi çıkacak: ‘bu devlet bizim namaz kılmamızı istemiyor’ diye söyleyecek ardından bakan bey de ‘bakın ne diyor’ gösterecek. Çünkü İçişleri Bakanlığı bütün kamera kayıtları, her şey ellerinde. Bizim bilmediğimiz birtakım kayıtlar bile onların ellerinde.

İzzet Daş: Madem bazı konuşmaları videoyla kendince ispat ettiklerini düşünüyorlarsa bunun videosu nerede?

Devlet İftira Atmamalı Ama Devlet Bakanı Nasıl İftira Atar?

Semra KUYTUL Hocahanım: Evet, birincisi o video nerede? Videosu yoksa bu anlamı nereden çıkarttı? İkincisi o. Anlamını nereden çıkardığını bilmediği, bir devletin bakanı delilsiz dayanaksız bir cümleyi ifade etmekten neden çekinmiyor? Üçüncüsü o. Biz burada etiketimizde -siz de ifade ettiniz- devlet iftira atar mı? Evet atmaz, dedik. Devlet iftira atmaz. Aslında bu sorunun cevabı ‘atar değildir.’ Devlet iftira atar mı bir soru var burada atmaz, asla atmamalı ama devletin bakanı atar mı? Maalesef biz dünkü yayında bunu gördük, atarmış. 

Süleyman Soylu Kendi Anlamak İstediğini Empoze Etmeye Çalışıyor Delil yok dayanak yok sürekli bir anlam yükleme, niyet okuma var. Bu kulakla dinleyecek olurlarsa Süleyman Soylu’nun bundan sonraki ifadelerinin aslında her birinde böyle bir niyet okuma, algı oluşturmaya çalışma, kendi anlanlamak istediğini empoze etmeye çalışma durumu var.

 Furkan Gönüllülerinden Süleyman Soylu’nun İftiralarına Cevap!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here