Alparslan Kuytul Hocaefendi İdlib’deki Sel Felaketi hakkında geçtiğimiz günlerde bir açıklamada bulundu. Açıklamasında “Türk devletinin çok yardımı oldu ama bu yapılan yardımlar yetmiyor!” dedi. Bilindiği üzere 18 Ocak gecesi süren sağanak yağmur sonucu, Suriye’nin Türkiye sınır hattında kiraladıkları tarlalarda yaşayan sivillerin kurup içerisinde kaldıkları çadırları sular bastı. Anadolu Ajansının haberine göre, İdlib’deki sel felaketi gibi mağdurların 9 yıldır her kış mevsiminde aynı durumla karşılaştıklarını bildirildi. Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin İdlib’de yaşanan dram üzerinde yapmış olduğu açıklama şu şekildedir;
İdlib’deki sel felaketi Türkiye’nin iyi hesap yapmadan sebep olduğu bir hadisedir aslında. İyi hesap yapmamasının sonucu… Suriye’deki muhalefeti harekete geçirmeleri, Beşar Esad’ı çok kolaylıkla devirebileceklerini zannetmeleri sonucunda gelinen nokta. Bir milyon şehit… 10 milyon civarında insanın bir kısmı -hemen hemen yarısı- yurt dışına kaçmak zorunda kalmış. Bir kısmı da yurt içinde, Suriye içerisinde bir yere taşınmak zorunda kaldı. Bir kısmı da bu şekilde Türkiye sınırına geldi. Türkiye artık 4 milyon insanı aldık, yeter diyerek, tarlada çadır kurmak suretiyle güya onları oraya yerleştirdi.
Bu insanlar ne yiyecekler? Yiyeceklerini düşünmediniz, hiç olmazsa bir alt yapı yapsaydınız. Elinizde bunca iş makineleri var, bunca firmalar var. Otobanlar yapıyorsunuz. O toprakta iş yapmaktan kolay ne var. Beş, on tane kepçe gitseydi, oraları biraz yükseltseydi, oralara bir meyil verseydi ona göre bu insanlar çadırları yüksek yerlere kursaydı. Böyle yağmur yağacağını bilmiyorlar mıydı? Bu çadırlarda uzun süre yaşanır mı? O çamurun içinde yaşanır mı? Yağmur yağmayacak mı, yer çamur olmayacak mı? Hadi selden vazgeçtik. Sel olmasa bile aslında 9 senedir böyle diyorsunuz ya, İdlib’deki sel felaketi olmasa bile bu rezillik oldu, bitti var. Yani oradaki insanlara karşı bir vefa borcumuz var. Suriye’nin bu hale gelmesinde bu hükümetin yanlışlarının payı büyüktür.
AKP Hükümeti Suriye Halkına Karşı Borçludur
AKP hükümeti Suriye halkına karşı borçludur. Bu devlet Suriye halkına karşı borçludur. Suriye’nin bu hale gelmesinde, İdlib’deki sel felaketi yaşanmasında AKP hükümetinin payı büyüktür. Yardımları da büyüktür. Evet, bu hale gelmesine sebep oldular. Tek onları kastetmiyorum. Elbette en büyük suçlu Beşar Esad’dır. Beşar Esad’ı destekleyenler de elbette büyük suçlulardır. Ama Beşşar Esad’ı hesaba katmadan halkı sokağa davet etmek, o da yanlıştır. Bunu yapanlar da suçludurlar. İşte halkı sokağa davet etmenin sonu budur. Bir devlet bu şekilde hesapsız, kitapsız düğmeye basmaz. Basmamalı. İşte olacağı bu…1 milyon şehit. 10 milyon muhacir. Ve ülke içindeki rezalet bir durum, hiç olmazsa buna sebep oldunuz. İdlib’deki sel felaketi sebep olunan şeylerden sadece biri. Yani hiç olmazsa oralara biraz daha alt yapı çalışması yapsaydınız. Bir lağım açmak o kadar zor bir şey mi?
Normal tarla, arazi. Burada (alt yapı) yapmaktan kolay ne var? Bir alt yapı çalışması olsaydı böyle olmazdı. Oraya asfalt bile dökebilirlerdi. Oraya asfalt dökmekten kolay ne var? Koca koca otobanlar yapılıyor. O çamurun içine insanları niye bırakıyorsunuz? Düzgün bir yer seçseydiniz? Yüksek bir yer seçilmiş olsaydı, onların da kenarlarına arklar yapmak, kanallar açmak suretiyle gelecek olan yağmur suyunu oralardan sevk edilmesi ve çadırlara gelmemesini sağlamanız gayet mümkündü. Çok zor bir şey değil. Her türlü iş makinesi elimizde, bir sürü müteahhitlerimiz var. Bunlara verilseydi, alt yapısı hazırlansaydı, çadırlar yüksek yerlere kurulsaydı, etraftan kanallar açılsaydı, yağmur suları oralara sevk edilseydi, çadırların olduğu bölgeye inecek yağmuru da lağımlarla tahliye etmiş ve asfalt dökmüş olsalardı, bugün bu durumu görmezdik. Yani bunun böyle olacağını, İdlib’deki sel felaketi yaşanacağını devlet gerçekten bilmiyor mu?
Türkiye, Suriye Halkının Bu Hale Gelmesinde Vebal Altındadır
En büyük günahkâr Beşer Esed olsa da sizin de bu işte günahınız var. Tedbirsizliğinizden dolayı, almanız gereken tedbirleri almadığınız için. Beşar’ı destekleyenleri hesaba katmadan halkı sokağa çıkarmakta sizin de marifetiniz var. Beşar’ı destekleyen Çin, İran, Rusya gibi büyük devletler var. Irak gibi Lübnan gibi devletler var. Birçok devlet destekliyor, Beşar Esad’ı devirmek öyle kolay mı? Kısa bir sürede gidip Şam’da Emevi camiinde Cuma namazı kılacaklardı. Bu kadar kolay mı? Kendinizi Amerika mı sandınız? Rusya mı sandınız? Ne zannettiniz? Şimdi onları (İdlib’deki insanları) kendi hallerine bırakmışlar, şu rezalete bakın ya! Şu İdlib’deki sel felaketi görüntülerine bakın. İnsanın vicdan sızlıyor.
Ben İdlib’deki bu hali duyduğumda, bu görüntüleri izlediğimde çok üzüldüm. İnsan insanlığından utanıyor. Gece yatağa giresin gelmiyor vallahi. Ben yatakta rahat rahat uyurken onlar o suyun içinde, insan bunu düşündüğü zaman yatağa giresi gelmiyor. Ve bu olay burnumuzun dibinde. Sınırın hemen diğer tarafında…
Suriye’de insanlar bu durumda ve Türkiye devleti bu insanlara yardımı kimden bekliyor? Beşer Esed zaliminden mi bekliyor? Bu insanlara yardım etmeye ancak devletin gücü yeter. Buranın asfaltlanması lazım, alt yapısının hazırlanması lazım… Her türlü imkân hazır… Mademki bunların Türkiye gelmesini istemediniz; 4 milyonu aldık, yeterli, dediniz. Hani sizin kapılarınız sonuna kadar açık olacaktı. Neden sözünüzü yediniz? Hükümet bu sözü vermişti. Açık kapı politikası izleyeceğiz, gelenleri alacağız, demişti. Ne oldu da açık kapı, kapalı kapıya dönüştü?
Bence Devlet Denilen Yapı, Hükümeti Mahcup Etmek İstedi
Türkiye’ye daha fazla Suriyelinin gelmesini de istemediler ve onların (devlet denilen yapının) dediği oldu. Hükümet geri adım attı. Madem geri adım attı hiç olmazsa Türkiye’ye gelmesinler, sınırda yaşasınlar. Peki, bunlar ne yiyecekler sınırda? Türkiye’ye gelselerdi hem bu durum olmazdı hem de hiç olmazsa çocukları eğitim görürdü, burada çalışırlardı, para kazanırlardı. Kendi geçimlerini sağlarlardı. Şimdi orada hangi birine üç öğün yemek vereceksiniz? Ya siz daha tarlaları asfaltlamamışsınız. Siz daha çadırları kaldırıp biraz daha oturulabilir evler yapmamışsınız. Burada ne okul var ne iş var ne ekmek var. Siz bunlara her gün üç öğün yemek mi göndereceksiniz? Yani iyi mi oldu? Türkiye’ye almadınız da ne oldu? Alsaydınız bunlar bugün bu hayatı yaşamazdı. Burada da çalışır, ekmeğini kazanırdı. Türkiye bu vebalin altındadır. O kadar insanın ölümünden direkt sorumlu değil tabi ama dolaylı olarak sorumludurlar. Ve Türkiye şundan da sorumludur; bu insanları almaları mümkündür ama almadılar. Suriye halkı Türkiye’ye güvenerekten sokağa çıktılar. Beşar Esad’e karşı ayağa kalktılar. Kıyam ettiler.
Türk Devletinin Çok Yardımı Oldu Ama Bu Yapılan Yardımlar Yetmiyor
Siz de bunlara bu güvenceyi verdiniz. Yakında geleceğiz ve Emevi camiinde namaz kılacağız, dediniz. Sonra da böyle ortada bıraktınız. Yardımlarını inkâr etmiyorum, Türk devletinin çok yardımı oldu. Ama bu işte böyle yani… Başlatmayacaktınız! Çok daha fazla yapmak zorundasınız. Bu yetmiyor. Çok yaptınız ama bu yetmiyor. Bu sorunu yine sizin çözmeniz gerekiyor. Türkiye bu duruma müdahale etmelidir. Gerçekten çadırları su altında kalan Suriyelilerin hali insan vicdanını sızlatmaktadır.
İdlib’deki Sel Felaketi ile ilgili Açıklamanın Videosunu İzlemek İçin;
Gündeme İslami Bakış Programını İzlemek İçin Buraya Tıklayınız.
Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin güncel, siyasi, fıkhi, ilmi sorular hakkında vermiş olduğu cevaplara alparslankuytul.com resmi web sitesinden ulaşabilirsiniz…