TOKİ’nin sosyal konut projesine katılmak caiz mi? Diyanet’in bu projeye caiz demesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Diyanetin verdiği fetva TOKİ ile ilgili olmaktan ziyade devlet bankalarından kredi almak ile ilgilidir. Elbette ucu yine TOKİ’ye dayanıyor. Çünkü devlet bankalarının verdiği kredi TOKİ’nin yapacağı evler içindir. TOKİ’nin şartnamesinde İslam’a aykırı bir şey varsa bu ayrı bir şeydir.
Diyanet’in verdiği fetva; Devlet Bankası’ndan, kamu bankalarından bu maksatla (ev almak için) Kredi alınması caiz mi? soru budur ve verilen cevapta bununla ilgilidir. Diyanet caiz olduğunu ifade ediyor. Diyanetin burada verdiği fetvanın gerekçelerini açıklanması icabeder.
Diyanet’in işi nedir? Din İşleri Yüksek Kurulunun İşi nedir? Evet fetva kısa olabilir ama sonra gerekçesi açıklanmalıdır. Tıpkı mahkemelerde olduğu gibi mahkemelerde önce hâkim iki üç cümleyle kararı yazdırır. Sonra onun gerekçesini uzun uzun sayfalarca anlatır. Buna gerekçeli karar denir. Karar yarım sayfa, gerekçe icabında 10 sayfadır. Diyanet’in böyle bir açıklaması var mı? Ben görmedim. Benim gördüğüm kısa bir karar, fetva. Onun gerekçeli fetvası var mı? Onu açıkladılar mı? Bilmiyorsun.
Kamu bankalarından kredi alarak TOKİ’den ev almak caizdir derken kastettikleri şey; kamu bankaları devlet bankası olduğu için devlet bir nevi babalık yapıyor ve enflasyonun üzerinde faiz uygulamıyor. Bunu yapma sebebi biraz da ekonomi canlansın diyedir. Memleket perişan, ekonomi kötü, inşaat sektörü motor sektörlerden birisidir. İnşaat sektörünün canlı olması demek, bir sürü sektörün canlı olması demektir. İnşaat sektörü canlıysa inşaatta kullanılan bütün malzemeler ve o malzemeleri imal eden bütün fabrikaların hepsi canlıdır. Bu yüzden devlet, motor sektörlerden diye inşaat sektörünü canlandırmak ister. Enflasyon kadar ya da daha düşük faizle kredi verir. Normal ve diğer özel bankalar böyle yapmaz. Çünkü onlar hayır kuruluşu değildir. Yardım etmek onların işi de değildir. Onların işi milletin kanını emmektir. Devlet bankaları böyle bir şey yapmazlar. Devlet piyasayı canlandırmak için karar alır. Bu devletin vazifesidir.
Özel bankaların böyle bir görevi yoktur. Bu yüzden kendini sorumlu hissetmediği için elini taşın altına koymaz. Enflasyon miktarı bir faizle kredi vermez. Enflasyonun üzerinde faiz uygular. Onların hedefi kâr etmektir.
Devlet, kamu bankaları vasıtasıyla en fazla enflasyon kadar faiz uygulayarak kredi verir.
Enflasyon kadar faiz uygulanması İmam Ebu Yusuf’a göre caizdir.Bu mesele üzerinde müctehidler arasında ihtilaf vardır. Bunu caiz görmeyen müctehidler, bugün yaşamış olsaydılar herhalde onlarda caiz görürdüler. Çünkü eskiden böyle bir enflasyon yoktu. Bu durum nadiren görülen bir durum olduğu için eski ulemanın ekserisi caiz görmemiştir. Mesela birisi birisine borç verdi ve enflasyon oldu, malların fiyatı yükseldi. Nadir olan bir olaydı. Sonra bu borç veren kişi borç vermek suretiyle hem iyilik yapmış oluyor hem de alacağını alırken zarara uğramış oluyor. Çünkü enflasyonun artmasıyla paranın değeri düşüyor. İşte bu durum eskiden nadir olan bir durum olduğu için ekseri ulema o zaman caiz görmemiştir. Eğer böyle bir durum olduysa o da kısmetine yani zaten iyilik yapmak istemiştir. Bu da o kapsamda değerlendirilebilir gibi düşünerek caiz değil diyenler vardır.
İmam Ebu Yusuf o zaman da bunu caiz görmüştür. Çünkü biz bunu caiz görmezsek; ‘ya malların fiyatı yükselirse der ve parayı elinde tutup o zaman kimse kimseye borç vermek istemez. Bu durum İslam’da önemli bir müessese olan ‘karz-ı hasen’ ‘güzel bir şekilde borç verme’ müessesesini bitirir’ der. Bu durum herkesi faizci yapar. Kimse kimseye borç vermez olur. İmam Ebu Yusuf bunu düşünerek caiz görüyor. Biz enflasyon miktarınca olana müsaade edelim çünkü o gerçek faiz değil diyor. Şimdiki ifadesi ile reel faiz değildir. Reel faiz; enflasyonun üzerindeki kısımdır. Mesela enflasyon %15, siz %16 faiz alırsanız o aradaki %1 lik faiz haramdır. Enflasyon kadar faiz Hanefilerde caizdir. Diyanet’in fetvası bu görüşe dayanmaktadır. Bu zaten mezhepte olan bir fetvadır. Diyanet’in kendi fetvası değildir. Eskiden caiz görmeyen müçtehidler, şu an olsaydı ve bugünkü enflasyonu görselerdi onlarda caiz görürlerdi.
Müslüman bir esnaf faiz diyerek sattığı şeye enflasyon kadar eklemezse o zaman zarara uğruyor. Mesela Müslüman bir esnaf mal satıyor, sattığı kimse nasıl olsa bu faiz koymaz diyerek bu iyiliği suistimal eden müşteri, başkalarına olan borcunu öderken faiz eklemeyen satıcıya borcunu ödemiyor veya geciktirerek 2-3 yıl sonra ödüyor. Türkiye şartlarında 2- 3 yıl sonra o esnaf, aynı paraya o malı alabilir mi? Dün 2000 liraya televizyon satan o esnaf, 3 yıl sonra o televizyonun parası olan 2000 lirayı alsa bile bırak kâr etmeyi sermayeden kaybeder. Onun için buna bir çözüm gereklidir. İşte zaman böyle bir zamandır. Diyanette bu yüzden İmam Ebu Yusuf’un fetvasını tercih etmiştir. Bence bunda bir yanlışlık yoktur.
Ev almak için Devlet Bankası’ndan enflasyonun altında veya enflasyon kadar kredi alınabilir. O kredi ile TOKİ’den mi ev alır ya da başka bir şey mi… O sonraki mesele. TOKİ ile olan antlaşma şartları nasıldır bakmak lazım ben bu meseleden bahsetmedim.
Benim bahsettiğim konu; Ev almak için enflasyonun altında ya da enflasyon kadar faiz uygulanarak kredi alınırsa bu faiz değil yani reel faiz değildir. Lafta faizdir. Çünkü her şeyin fiyatı yükseldiği için aslında o faizi ödemiş olmuyor. Yani Devlet aslında faiz almış olmuyor çünkü her şeyin fiyatı yükselmektedir.
Devlet Bankasından enflasyonun altında kredi çekip ev almakta bir mahsur yoktur.“
Dinlemek için tıklayınız;