Terör(!) mahkemesinden beraat alan Alparslan Kuytul Hocaefendi Adana Atatürk Parkı’ında yoğun bir katılımın ile basın açıklaması gerçekleştirdi.
Çağırdınız Da Gelmedim Mi? Bunu Neden Yaptınız?
Değerli kardeşlerim, bildiğiniz gibi 30 Ocak 2018 sabahı evimize şafak operasyonu yapıldı. Emniyete çağırmalarını, mahkemeye vermelerini vs. beklerdim ama evimize bir sabah şafak operasyonu yapılmasınıve iki metre mesafeden bana silah çekilmesini beklemezdim. Sanki benim silahım var, bombam var da onlara bir şey yapacağım. Bugüne kadar kime bir tokat vurmuşum da bana iki metre mesafeden silah tuttunuz? Çağırdınız da gelmedim mi? Bunu neden yaptınız? Bildiğiniz gibi evin etrafını sayamadığım kadar polislerle, tomalarla, akreplerle çevirmişlerdi.
Hakimlerin Düşünmesine, Araştırmasına Fırsat Verilmeden Kasten Son Dakikaya Bırakıldı
10 gün emniyette hiçbir şey konuşmadan yani ifade almadan gözaltında beklettiler. Son gece yatsı namazı vaktinden sonra ifade almaya başladılar hatta ifade almayı sabaha kadar sürdürdüler. Halbuki 10 gün oradaydık, rahat bir şekilde ifade alınabilirdi, sabaha doğru ifadeler bitti. 20.000 sayfa dosya, 800-900 sayfa ifadelerin hepsi öğlene doğru mahkemeye götürüldü. Saat 14.00’de mahkeme oldu. Hâkim bu kadar sayfayı ne zaman okuyacak, nasıl anlayacak, nasıl karar verecek?Kasten böyle yapılıyor, hakimlerin düşünmesine,araştırmasına fırsat verilmiyor; son dakikada götürülüyor ve şunlar tutuklanacak, şunlar bırakılacak deniliyor. O şekilde yapılıyor. Allah şahittir hâkimkâğıda baktı, “1,2,3 terör örgütüne 3 defa üye olmak, dedi sonra yok dedi, bir daha baktı 4’müş”dedi. 4 defa üye olmak, bir örgüte 4 defa üye olmak diye bir şey olabilir mi? Üyesin veya değilsin.Aslında kendisine 4 örgüt demişler, hiçbir şey bilmediği için onu bir örgüte 4 defa üyelik zannetmiş, o 4 tane örgütün adlarını vallahi söyleyemedi; şu şu örgütlere üyeymişsin, diyemedi.
Biraz evvel basın açıklamasında arkadaşlarımız bir hata yaptılar, sanki 4 terör örgütüneüyelikten tutuklanmışım gibi.Hayır, iki örgütten birisi olan FETÖ’ye yardım, üyelik değil; diğeri PKK propagandasından dolayı tutukladılar, 4 üyelikten tutuklanmadım çünkü bu kadar saçmalığı yapamazlardı. Başlangıcı 4 örgüte üyelikti,iddia buydu, tutuklama kararı bu şekilde olduğu halde hapishaneye götürüldüğümde orada beni tek başıma bir odayakoydular, hiç kimseyi yanıma vermediler. “Terör örgütü üyesisin” diyorlar, halbuki benim tutuklanmam terör örgütü üyeliğinden dolayı değildi. Kaldı ki terör örgütü üyesi olanların hepsi beraber kalıyorlar.Ağır müebbet olanlar, tek kalması gerekenler bile 3 kişi kalıyorlardı.
Hem Yazılı Hem De Telefonla Gizli Talimat Verenler Kim?
Değerli kardeşlerim, ben cezaevine başvuru yaptım. Müdürle görüştüm, kaç defa başvuru yaptıktan sonra mahkeme kararını Müdür Bey’e götürdüm ve dedim ki “Müdür Bey benimle ilgili karar bu, terör örgütü propagandası; üyelik değil.”
Müdür: “Hayır” dedi veşaşırdı. Bize gelen kâğıtta-müzekkere diyorlar- bize gelen müzekkerede böyle yazmıyor, üyelik yazıyor.” dedi.
Ben de “MüdürBey alın kararı okuyun dediğimde baktı, şaşırdı.”
Müdür: “Allah Allah!” dedi sonra sekreterliğe telefonaçtı “araştırın”dedi. Dosya ismini ve numarasını söyledi, bakalım doğru mu?
Canım sıkıldı, “Müdür Bey, ben yalan söylemem ama sen yine de araştır”dedim. Biraz sonra haber geldi dosya numarasına bakılmış;evet, benim dosyam ve terör örgütü propagandasından tutuklanmışım, üyelikten değil. “Müdür Bey size bunu kim söyledi? diye sorduğumda,
Müdür Bey:“Bize gizli talimat geldi”dedi.
Ben de “Görebilir miyim?”dedim,
Müdür Bey: “Hayır göremezsin”dedi.
Ben: “Avukatıma gösterir misiniz?”dedim,
Müdür Bey: “Hayır,gösteremeyiz. Bize bir yazı geldi,bir de biraz sonra telefon geldi” dedi, şaşırdı.
Benim eşim burada, benim tutuklanmam için iddianameyi hazırlayan savcıya gidiyor, -Adana’daki savcıya- diyor ki“Benim eşimin terör örgütü üyesi olduğunu siz mi cezaevine bildirdiniz,bu talimat buradan mı çıkıyor?”Savcı şaşırıyor “Hayır, biz böyle bir şey yapmadık.” diyor. Eşim Ankara’ya gidiyor, Ankara’da Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğündeki yetkililere soruyor, “Eşimin terör örgütü üyesi olduğunu siz mi söylediniz cezaevine, bu talimatı siz mi verdiniz?” diyor.” Onlar da “Hayır, biz böyle bir talimat vermedik” diyorlar.
Bu Talimat Nereden?Memleket Siyah Gözlüklülerin Elinde mi?
Değerli kardeşlerim, bu talimat neden siyah gözlüklülerin elinde? Siyah gözlüklülerden, memleket siyah gözlüklülerin elinde. Mahkeme gibi cezaevine talimat veriyor, istediği adama istediği şekilde muamele yapılmasını sağlıyor. Hâkim ne karar verirse versin o istediği adama istediğini yapıyor, intikam almak istiyor. Cezaevi idaresi yapmasın da görsün! Ertesi gün Şırnak’a tayini çıkıyor mu çıkmıyor mu? Onlar da bunu bildiği içinyasadışı olan bu talimata uyuyorlar. Daha evvel böyle yapanların birçoğu şu an hapiste. Kanunsuz talimatları yerine getirenler ve biz emir kuluyuz diyenler; bir türlü Allah’a kul olamamış olanlar, kullara kulluktan kurtulamayanlar, sizin gibiler şimdi hapisteler. Siz de bu devran değiştiği zaman hepiniz hapse gireceksiniz. Kanunsuz talimatlar verenlerin hiçbiri-bunların aşağı yukarı birçoğu bilinmektedir -devran değiştiği gün kaçamayacak ve mahkemelerde hesap vereceklerdir. “Bize böyle talimat geldi.” diyorlar. Göreceksin sen müdür bey, o talimatı verenlerde sen de göreceksiniz. O talimatı veren kanunsuz talimat veriyor, sen de o kanunsuz talimatı uyguluyorsun. Darbeciler “Bana komutanım talimat verdi.” dediğinde kurtuldu mu? Sen de kurtulamazsın. Kanunsuz talimata uyamazsın, bugün güçlülerin emrindesiniz, onların dediklerini yapıyorsunuz; bu böyle devam etmeyecek, eninde sonunda bu devran bir gün değişecek.
İlk Duruşmada Nasıl Tahliye Alır? Dediler, Çıldırdılar ve Yukarıdan Talimat Verdiler
Değerli kardeşlerim, emniyette iken iddianamede geçen 6 konuşma bana hiç sorulmadı, sulh ceza hakimliğinde -tutuklayan mahkemede- hiç sorulmadı. Ben neye göre tutuklandım, vallahi tutuklayan da bilmiyor. Hangi konuşmamda FETÖ’ye yardım ya da PKK propagandası var, vallahi billahi hâkim de bilmiyor ama tutukladılar. O şekilde 6 ay sonra iddianame hazırlandı. 6 ay, siz bu arada yatıyorsunuz, 6 ay sonra iddianame hazırlanıyor sonra bu iddianame ikiye ayrılıyor. 2 mahkeme görülecek ve bu mahkemelerin biri 3 ay sonrayadiğeri 6 ay sonraya gün verdi ve 9 ay sonra ilk mahkemeye çıktım. Bugünkü mahkeme olan Terör Mahkemesi’ne“bihakkın tahliye” aldım ama başka bir mahkeme daha olduğu için o mahkemeyi bekledik,o da 12 ay sonra oldu ve ondan da “direkt tahliye” aldım fakat dayanamadılar. Bildiğiniz gibi nasıl her iki mahkemeden de tahliye alır hem de ilk duruşmada diyedayanamadılar, çıldırdılar. Dosya boş, dosya boş! İlk duruşmada nasıl tahliye alır? dediler, çıldırdılar ve yukarıdan talimat verdiler, tekrar tutukladılar.
Böyle Bir Ülke Olabilir Mi, Bu Ülkede Adalet Var, Denilebilir Mi?
Adaletin olduğu ülkede savcılar suçu ispat eder, adaletin olmadığı ülkede sanıklar suçsuzluğunu ispat eder. Bize ‘suçsuzluğunu ispat et’ diyorlar. Savcı suçu ispat edemiyor, bize ‘sen suçsuzluğunu ispat et’diyor. Böyle bir ülke olabilir mi, bu ülkede adalet var, denilebilir mi? Bu kadar baskı altında Allah’ın izniyle biz bu kararı aldık. Böyle bir ülkede bu beraat kararını aldık. Demek ki ne kadar da olsa vicdan ehli insanlar hâlâ var. Adaletin olduğu ülkede insanlar suçu ispat edilinceye kadar suçsuzdur, adaletin olmadığı ülkede suçsuzluğunuzu ispat edinceye kadar suçlusunuz. Adaletin olduğu ülkede önce deliller ortaya konulur sonra kişiye savunma hakkı verilir; suçluysa tutuklanır. Adaletin olmadığı ülkede önce tutukluyorlar sonrasize bir sene sonra suç uyduruyorlar. “Hadi mahkemeye çık, kendini savun” diyorlar. Kendinizi savunabilirseniz, suçsuzluğunuzu ispat edebilirseniz “Pardon!” diyorlar.” Haydi tahliye oldun, gidebilirsin”diyorlar. Siz bu arada bir sene yatmış oluyorsunuz, böyleadalet yerin dibine batsın! Siz bu arada bir sene yatıyorsunuz. Orhan Gazi merhumun bir sözü var:“Geç gelen adalet zulümdür”diyor.
İki Sene Evvel Benim Bugün Beraat Edeceğim Belliydi!
Evet, bugün berat aldık iki senedir bu baskı üzerimizde. Neden sürekli mahkemeleri uzatmaya çalışıyorlar. İlk iddianame de 6 tane konuşma vardı, onlarda bir şey yok, hiçbir konuşmamda terör örgütü propagandası olamaz. Benim böyle bir görüşüm yok, bu sefer onların cevabını verince bundan bir şey çıkmayacağını anladılar; bir konuşma daha eklediler. Sonra ondan da bir şey çıkmayacağını anladılar, 13 konuşma daha eklediler;20 konuşma oldu. Ondan da bir şey çıkmayacağını anlayınca Ocak ayındaki mahkemede -10 ay kadar önce-hâkim dedi ki “Dün saat beşe 7 kala, mesai bitimine 7 dakika kala iki tane daha dosya geldi; onları da inceleyemedik.” O yüzden 4 ay sonraya gün verdi, bu şekilde mahkemeler ek iddianamelerle, eften püften sebeplerle, son dakikada gönderilen dosyalarla uzatıldı, uzatıldı, uzatıldı. Bizimle hangi güç uğraşıyor, neden uğraşıyor? Devlet içinde bir çete bizimle uğraşıyor. Neden uzatmak istediler? Beraat alacağımızı çok iyi biliyorlar. İstihbarata çalıştığından yüzde doksandokuz emin olduğum birisi- bunu burada ilk defa söylüyorum- bana ta o zaman hapishaneye gelip “Sen bu dosyadan beraat edeceksin” dedi.İki sene evvel benim bugün beraat edeceğim belliydi.Kimlerdir bunlar, kimlerdir bu kararı verenler? Siyah gözlüğü takıyorlar ve istedikleri yere talimat veriyorlar.
İki sene boyunca arkadaşlarımızı bizden uzaklaştırmaya çalıştılar mahkemeyi uzatmalarının bir sebebi de bu. Sadece beraat almamızı istemedikleri için değil sonunda beraat olacağını biliyorlar. Benim hiçbir örgütle bağlantımın olmadığını da biliyorlar ama onlar bu iki sene zarfında bizi seven insanları bizden uzaklaştırmayı planladılar, birçok arkadaşımız gelip bize söyledi. Kendisini polis olarak tanıtanlar geliyorlar arkadaşı bir pastaneye bazen şehir dışında ormanlık bir yere götürüyorlar. Bizi bir terör örgütü gibi tanıtıyorlar. Bizim terörle bağlantımız olduğunu söylüyor ve bizden uzak durması gerektiğini yoksa başına işlerin gelebileceğini söyleyerek tehdit ediyor. Hatta bu tehditlerden bir tanesi, emniyete ifadeye giden bir arkadaşımıza emniyetin içinde yapıldı. Ben bütün emniyet mensuplarını suçlamıyorum, onların içinden de nice temiz insanlar bu yapılanları reddediyor, kınıyor ama bir şey diyemiyorlar. Onlar vazifesi gereği buraya çıkıp da bizim gibi konuşamaz. Onlar da biliyorlar ki bizimle bir güç uğraşıyor. Onlar bunu anlıyor, belki tavrını koyamıyor ama o bunun farkında. Ben hepsini kastetmiyorum ama onların içinde böyleleri var. Siyah gözlüklülerden talimat alan emniyet mensupları, amirleri, müdürleri. Siyah gözlüklülerden talimat alanlar var. Emniyet müdürleri validen talimat alır, savcıdan talimat alır, başka yerlerden talimat alanlar var.
Arkasında Allah Olanların Karşısında Kimlerin Olduğunun Önemi Yoktur
Değerli kardeşlerim işte bu maksatla bu mahkemeyi iki sene uzattılar. İki sene boyunca insanların bizden uzaklaşmasını beklediler. Allah oyunlarını boşa çıkardı.” İnnehumyekidunekeyde ve ekidukeyde”“Onlar tuzaklar hazırlıyorlar ben de onların tuzaklarına karşı tuzak hazırlıyorum.“Vemekeru ve mekerallah” “Onlar birtakım planlar, tuzaklar yaptılar. Allah da yaptı.”“Ve iz yemkurubikellezinekeferuliyusbitukevyaktuluk ev yuhricuk ve yemkurune ve yemkurullahvallahuhayrulmekirun.”“Onlar ey Resul’üm seni hapse atmak ya da öldürmek ya da sürgün etmek için çeşit çeşit planlar yaptılar onlar yaptılar, Allah da yaptı.”“vellahuHayrulmekirin”“Tuzak hazırlayanların en hayırlısı Allah’tır.”Çok şükür hiçbir zaman üzülmedim de gevşemedimde. Rabbime güvendim, arkadaşlarıma güvendim.
Bizi yalnızlaştırmak istediler,yalnızlaştıramayacaksınız;lekelemek istediler,lekeleyemeyeceksiniz.
Arkasında Allah olanların karşısında kimlerin olduğunun önemi yoktur. Madem arkamızda Allah var, karşımızda kimin olduğunun önemi yoktur. Biz Rabbimize güvendik bu yola çıktık. Terörle alakamızın olmadığını biliyorlar, lekelemek istediler. Bu kadar adamın evine şafak operasyonu yaptılar, hangisinin evinden bir şey çıktı?Ne bir silah ne terör örgütüne ait bir şey. Demek ki Furkan gönülleri tertemiz, lekelemek istediler onun için bunları yaptılar, bu şekilde arkadaşlarımızın uzaklaşacağını düşündüler ama Allah’ın tuzağına düştüler. Tuzak hazırlayanlar Allah’ın tuzağına düştüler, dünya âlem bizi tanıdı. Eğer son 3-4 yıldır her gün konferans verseydik bu kadar insan bizi tanımazdı.
Ben Terörist Değilim, Bana Terörist Muamelesi De Yapamazsınız!
Değerli kardeşlerim 30 Ocak’ta operasyon yapıldı Adana TEM-TerörleMücadeleŞubeMüdürlüğü- Adana KOM -Kaçakçılık Organizasyon Suçlar Müdürlüğü- her ikisinin de bizimle ilgili raporu var, dosyadan çıktı. Allah nasıl tuzak hazırlar, işte böyle hazırlar. Kendilerinin hazırladığı 20.000 sayfalık dosyanın içerisinde unutmuşlar, işte Allah böyle yapar. Adana TEM, Adana KOM şube müdürlüklerinin bizimle ilgili raporunu dosyanın içinde unutmuşlar.Alparslan Kuytul ve Furkan Vakfı’nın hiçbir terör örgütüyle ilişkisi yoktur. Antalya TEM, Antalya KOM, Mersin İl Emniyeti, Sakarya İl Emniyeti, Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü 7 tane rapor. 7 tane raporla Allah bizi düşmanlarımızın eliyle temize çıkardı. Rabbim daha ne yapsın? Adana Emniyeti bizim temiz olduğumuzu bildiği halde, Adana Emniyetinin kendi raporuna rağmen terör evine baskın yapar gibi şafak operasyonu yaptılar. İki metreden bana silah tuttu, “yat”dedi, “yatmıyorum” dedim.“Yat” dedi “yatmadım”, “yat” dedi “yatmadım.”Ben terörist değilim bana terörist muamelesi de yapamazsın. Senin kurşunundan korkanın da Allah belasını versin.Bana terörist muamelesi yapıyor “yat” diyor.Utanmıyor musun sen? Ben senin gibi binlercesine ders verdim, utanmıyor musun bana silah tutmaya? Ben bugüne kadar birine bir tokat mı vurdum,bana silah tutuyorsun?Benim silahım mı var, sana silahla mı karşılık vereceğim, buna ne gerek var? Çağırsan zaten kendi ayaklarımla gelirdim, maksatları büyütecekler, algı operasyonu yapacaklar. Yapacağını yapıyor, bu şekilde davranıyor, götürüyor emniyete, kodese koyuyor; ondan sonraki gün 31 Ocak’ta Adana Emniyeti, Ankara Emniyet Genel Müdürlüğüne yazı yazıyor.“Alparslan Kuytul ve Furkan Vakfı ile ilgili elinizdeki bilgileri gönderir misiniz?” Sen bu yazıyı niye bir ay önce yazmadın, niye 1 hafta evvel yazmadın, bu operasyona son saniyede mi karar verildi? Sende zaten bu rapor var, Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü’nün raporu zaten senin dosyandan çıktı. TEM ve KOM şube müdürlüklerinin raporu senin elinde var. Sen bilmiyor musun da Ankara’ya bir daha soruyorsun? Madem soracaktın niye bir hafta evvel sormadın, neden bir ay evvel sormadın? Sana terörist muamelesi yapıyor ondan sonra soruyor. Nasılsa iş olmuş, bitmiş artık. Gelen yazıda yine aynı şey.Alparslan Kuytul ve Furkan Vakfının terörle ilişkisi tespit edilmemiştir. Aynı yazı buna rağmen aynı muameleye devam.
Bu Algı Operasyonu Değil De Nedir?
Değerli kardeşlerim, lekelemek için bunu yaptılar.Hatırlayın mahkememizde o ilk sulh ceza mahkemesinde kaç bin polis vardı? Hatırlıyor musunuz?Koskoca Adana’nın polisi yetmemiş ta İstanbul’dan bir rivayete göre 1000, bir rivayete göre 4000 polis getirmişler. Bu kadar olur mu? Bu olacak iş midir? Beni hapse-Kürkçüler Cezaevine- götürürlerken komiserin telsizinden de aynı anonsuduydum, İstanbul’dan gelen polisler gidiyorlar, Adana’nın polisleri yerinde duruyorlar. Talimat buydu. Ben de kulaklarımla duydum. Ta İstanbul’dan 1000 ya da 4000 -her neyse- polis getirmenin ne alemi var? Biz bir şey mi yapacağız? Bugüne kadar kaç defa zulmettiniz,coplarla vurdunuz,tomayla engellediniz size bir tane taş mı attık? Bu algı operasyonu değil de nedir? İnsanlar korksunlar, bunlar ne kadar tehlikeliymişler, desinler diye. Binlerce polis,Adana Adliyesinin etrafında binlerce polis, buna ne gerek var?
10 ay sonra avukatım bana bir şey anlattı. Kürkçüler cezaevinde yatan üç arkadaşımız tahliye olurken avukat da oradaymış. Oradaki bir asker diyor ki “Ya abi, geçen sene ben ilk geldiğimde bir olay oldu, birisini geceleyin getirdiler- yani o ben oluyorum.-Birisini geceleyin getirdiler, her taraf polis oldu; gece yarısı saat 01.00, keskin nişancıları tarlaların arasına yerleştirdiler. Yahu ne oluyor ne oluyor, kim geliyor; bu nasıl bir tedbir?” demiş. “FETÖ benzeri bir yapının lideri geliyor.” demişler. FETÖ benzeri yapı dediğin, işte bu yapı bugün terör(!) mahkemesinden beraat etti. Şimdi ne diyeceksin? Biz suç işlemedikten sonra hiçbir şeyde başarılı olamazlar.
Ben Adalet İnsanıyım, İslam Doğruları Konuşmayı Emrettiği İçin Konuşuyorum
BEN KRAL ÇIPLAK DİYORUM!
Değerli kardeşlerim bunlar hükümeti eleştiren her konuşmayı, yapılanları eleştiren her konuşmayı ya FETÖ propagandası veya yardımı ya da PKK propagandası kabul ediyorlar. Allah rızası için siz hükümetin yaptığı bir şeyi eleştirmiyor musunuz? Doğrularını takdir ettim, biliyorsunuz.Başörtüsü gibi birçok meselede, alenentakdir ettim, yanlışına da yanlış,dedim. Ben adalet insanıyım, adalet adına konuşuyorum. İslam doğruları konuşmayı emrettiği için konuşuyorum, tehlikeyi de göze alarak konuşuyorum. O konuşmaları benim yapmamın sebebi; adalet için konuştum ben. Hükümetin bir politikasını eleştiremeyecek miyim ben? Hükümeti eleştirmek suç olmayınca ne yapıyorlar? Sizi susturmak için ya FETÖ damgası vuruyorlar ya PKK daması vuruyorlar. Eğer biraz radikal görüşleri varsa DAİŞ ya da El-Kaide damgası da vuruyorlar. Adana Emniyeti üç defa vakfa gelip “Hocam size DAİŞ’ten ölüm tehdidi var, koruma ister misiniz”demişti. Adana Emniyetine vakıfta üç defa imza attım, bir defa da emniyete ifade vermeye gittiğimde imzalattılar, dört oldu. Dört defa bana sana ölüm tehdidi var, diyenler DAİŞ’e üyelikten mahkemeye verdiler. Hâkim onları iptal etti ama bunu yapmış oldular. Bu suçu işlediler. Sen değil miydin bana gelip “DAİŞ ölümle tehdit ediyor, koruma ister misin diyen?” Nasıl oldu, hangi vicdanla sen bana bunu yaptın?
Biz doğruya doğru, eğriye eğri dedik; demeye devam edeceğiz. Bugüne kadar haksızlık karşısında susmadık, susmamaya devam edeceğiz. Ne derlerse desinler, bu ülkede herkesi susturamayacaklar. Evet, maalesef büyük kitleleri susturdular. Maalesef hocaların, cemaatlerin, tarikatların büyük çoğunluğuimtihanı kaybettiler. Hatta partilerin bile büyük çoğunluğu imtihanı kaybetti. Haksızlık karşısında sustular.“Ben masum insanları savunuyorum, sen FETÖ’ye yardım ettin” diyor. Sen 600 bin kişi hakkında işlem yapmışsın. Kaç kişi hapse girmiş? 80-90 bin. Geri kalan 510 bine ne oldu?215 bin kişide Bylock var, dediler. MİT’in raporu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği bilgi. Aradan bir iki ay geçiyor, aynı MİT Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yine rapor veriyor,102 bine indiriyor.215 binden 102 bine iniyor.113 bin kişi iptal oluyor. Sonra bu 102 bin de 97 bine düşüyor. O 97 binin içinden de 11.480’i Mor Beyin uygulaması ile -adamların haberi bile yok yani-telefonlarına Bylock yüklenmiş, adamın haberi bile yok. Bunlar da Ankara Savcısı tarafından açıklandı, o 11.480’in de yalan olduğu ortaya çıktı. Hani 215 bindi 75-80 binlere düştü. Onların da birçoğunun darbe ile şununla bununla alakası olmadığı tespit edildi.26 bin kişi beraat etti.Bakınız,bunları konuşmamı istemiyorlar. Bir zulüm yapılmış, ben diyorum ki “dikkatli olun, özenli çalışın, suçluyla suçsuzu ayırın; yaşla kuruyu yakmayın. Yazıktır, günahtır.”140 bin kişiyi KHK ile işten attılar, sorgusuz sualsiz, mahkemesiz. Hani hukuk devletiydi? 140 bin insan ekmeksiz bırakıldı. Bunlardan 40 bini sonra tekrar işe alındı. İşte ben bunu söylüyordum, hani mağdur yoktu? Hani haksızlık yoktu. 26 bin kişi-öyle üç kişi beş kişi değil- 26 bin kişi beraat ediyor.40 bin hatta 46 bin kişi işe döndürülüyor. Hani mağdur yoktu, hani haksızlık yoktu? Herkesi susturmakla olmaz. Herkes biliyor ama korkusundan konuşmuyor. Herkes biliyor kral çıplak ama kimse kral çıplak diyemiyor. BEN KRAL ÇIPLAK DİYORUM!
Biz Darbecilerden Taraf Değiliz. Darbe Hakkın Gasp Edilmesidir!
Değerli kardeşlerim, biz mazlumdan taraf olduk.Darbecilerden taraf değiliz. Biz FETÖ denilerek hakkında işlem yapılan ama alakası bile olmayan, sohbetlere gitmiş gelmiş olabilir ama adam suç işlememiş, bunların haklarını savunduk. Darbeciler elbette ki suçludur. Seçilmiş bir hükümeti, halkın oylarıyla seçilen meşru bir hükümeti silah zoruyla devirirsen elbette ki bu, hakkın gasp edilmesidir, darbe hakkın gasp edilmesidir; darbe bir gasptır dolayısıyla elbette cezalandırılmalıdır. Ben darbeciyi savunmadım, ben FETÖ denilerek alakasız insanlara ceza verilmesini kınadım.600 bin kişi ile ilgili neden işlem yaparsınız? Neden bu kadar özensiz, dikkatsizsiniz? 600 bin kişi demek -bunların çekirdek ailesi, uzak akrabaları ve arkadaşlarını hesaba katarsanız- her birinin böyle 50 tane tanıdığı akrabası olsa eder 30 milyon. Türkiye ‘de milyonlarca insanı korkuttunuz. Bunu, İslam düşmanı ekip bilerek yaptı. “Bütün tarikatların, bütün cemaatlerin kökünü kurutacağız, hepsinin kökünü kazıyacağız” diyen İslam düşmanları, bunu bilerek yaptılar. Çok iyi biliyorlar, altı yüz bin kişinin suçunun olmadığını çok iyi biliyorlardı. Cumhurbaşkanının ifadesiyle alt tarafı ibadet madem, alt tarafı ibadetse neden alt tarafla uğraşıyorsunuz? Çok iyi biliyorlar, 600 bin kişinin bir suçu yok. İçinden suçlu olanlar belli. Onlarla ilgili işlem tabi ki yapılacak. Ben büyük kitleden bahsediyorum. 500 binden fazlası ya beraat etti ya takipsizlik verildi vs. Bunların 140 bini işlerinden çıkartıldı, ekmeksiz bırakıldı. Madem suçluydular, neden bunlarla ilgili işlem yapmadınız? Sadece işten çıkarıldılar.
Siz Hiçbir Zaman İslam’ı Bitiremeyeceksiniz!
Değerli kardeşlerim benim üzerinde durduğum şuydu:FETÖ’yü bahane ederek aslında İslam düşmanlığı yapılmaktadır. FETÖ’yü bahane ederek Türkiye’de korku imparatorluğu meydana getirilmektedir. FETÖ bahanesiyle, PKK bahanesiyle diktatörlüğe doğru götürülen bir ülkeyiz. Bunu kasıtlı yapıyorlar, sadece suçlular hakkında işlem yapsalar tüm toplumda korku meydana gelmeyecek. Onun için yüzbinlerce insan hakkında işlem yapılıyor böylece herkes kendinden korkuyor. Birçok memur kendinden korkuyor. İnsanlar devlet dairelerinde memursa özellikle namaz kılmaya korkuyor.Bunu kasten istediler, bu hale getirmek isteyenler; bütün cemaatlerin, tarikatların kökünü kazıyacağız diye işe başlayanlar, onlara sesleniyorum. Onların işte FETÖ’yü bitirdik, arkasından Adnan Oktar-sanki Adnan Oktar cemaatmiş (!) hayatı meydanda-arkasından Furkan Vakfı, arkasından Süleymancılar diyenler, siz hiçbir zaman İslam’ı bitiremeyeceksiniz. Siz hiçbir zaman Müslümanları lekeleyemeyeceksiniz. Sizden evvel çok İslam düşmanları geldi, geçti. Hepsinin hevesi kursağında kaldı. Sizinki de kursaklarınızda kalacak.
15 Temmuz Darbesinin Bir De Derin Ayağı Var!
Değerli kardeşlerim elbette bir darbe girişimi var ve bunu yapanlar elbette hesabını vermeliler. Benim konuşmalarımın 14 tanesi bunlarla ilgili.Benim söylemek istediğimi anlamak istemediler. Susturabilmek için anlarlarsa o zaman mahkemeye veremeyecekler, anlamak istemiyorlar. Neyi kastettiğimi anlamamaları gerekiyor. Yoksa vicdanı götürmez, mahkemeye veremez, hapse attıramaz o yüzden anlamaması lazım. Benim söylediğim şey, yaşla kuruyu beraber yakmayın. Benim söylediğim şey sadece suçlu olanlara ceza verin. Ben suçluları temize çıkarmadım, ben suçsuzları savundum.Savunmaya da devam edeceğim. Ama o İslam düşmanları neden beni susturmak istiyorlar çünkü onlar büyük bir proje yapmışlar. Sadece darbecileri ya da onlara yardım edenleri değil onlar Türkiye’de bütün cemaatleri, bütün tarikatları, bütün İslami faaliyetleri bitirmeyi kafaya koymuşlar. Onun için benim gibilerin susması lazım. Benim gibiler onların oyunlarını bozmuş oluyor. O yüzden susturmak istiyorlar.
Hani televizyonda FETÖ’nün siyasi ayağı diyorlar ya siyasi ayağı ortaya çıksın diyorlar ya evet, FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıksın. Ama ben başka bir şey söylüyorum. Bir de bu 15 Temmuz darbesinin derin ayağı var. O derin ayağı da ortaya çıksın. Derin ayak ortaya çıkmadığı müddetçe bu darbe tam olarak aydınlatılamaz. Kimler bunları, bu darbeye teşvik etti?Bu darbecilere kim bu planları yaptı, kim tahrik etti? Bunların ortaya çıkarılması lazım.
Darbenin derin ayağı ile ilgili konuştuğum için beni susturmak istediler. Onlar sadece belli bir kesimin suçlanmasını istiyorlar. Kendileri de suç ortağı, onların ortaya çıkmasından korkuyorlar. Benim gibi konuşanları susturmak istemeleri bu yüzden. Biz bugüne kadar hakkı söyledik, söylemeye devam edeceğiz. Onlar da bu yüzden lekelemek istediler ama başaramadılar.Bizi yalnızlaştırmak istediler ama başaramadılar. Biraz önce de ifade ettiğim gibi arkamızda Allah olduktan sonra karşımızda kimin olduğunun önemi yoktur. Allah’tan kudretlisi yoktur. Allah’ın tuzağından kendisini kurtarabilecek olanlar da yoktur.
Yılmadık! Teslim Olmadık! Susmadık!
Değerli kardeşlerim konuşmayı burada bitiriyorum. İki buçuk yıldır verdiğiniz desteklerden dolayı teşekkür ediyorum. Beni yalnız bırakmadınız.
Suçu ve suçluyu övme iddiasıyla yüzlerce arkadaşımız hakkında mahkeme açıldı, bunu göze aldınız.
“Alparslan Kuytul’a Özgürlük” yazılı atkılarla benim özgürlüğüm için yürüyüşler yaptınız. Size suçluyu övüyorsunuz, dediler mahkemeler açtılar, yolunuza devam ettiniz; hepinize teşekkür ediyorum. Allah cümlemizden razı olsun.
Bugünkü beraat kararıyla birlikte o dosyaların hepsi de beraatla sonuçlanmak zorundadır. Suçluyu ve suçu övmek iddiasıyla açılmış olan dosyaların hepsinin de beraatla sonuçlanması lazımdır. Seksene yakın mahkeme açtılar. On tanesi direkt benimle ilgili gerisi sizlerle ilgili. 30-40 tanesinden beraat aldık, gerisi devam ediyor. Bunların bir kısmı suçu ve suçluyu övmek iddiasıyla açılan mahkemeler. İnşaallah onlardan da beraat alınacak, hepsinden de beraat alınacak. Basın açıklaması yapmışız ondan dolayı mahkeme açmışlar. Arkadaşlarımız atkıyla yürüyüş yapmışlar, mahkeme açmışlar. Susturmak, yıldırmak için sürekli mahkemeler açıldı.
Yılmadık, teslim olmadık, susmadık, bundan sonra da böyle devam edeceğiz. Desteklerinizden dolayı teşekkür ediyorum.
Dinlemek için tıklayınız;