Alparslan Kuytul Hocaefendi, küresel bir salgın haline gelen Covid-19 virüsü sebebiyle toplu yapılan derslere ara vererek, her cuma günü tefsir dersi yerine hasbihal programı gerçekleştirmektedir. “İstikamet üzere olmak” konulu sohbeti sonrası takipçilerinden gelen soruları cevaplandıran ve gündemi değerlendiren Alparslan Kuytul Hocaefendi, program esnasında ” Corona virüsü önlemleri kapsamında İçişleri bakanlığının yayınladığı iki günlük sokağa çıkma yasağı genelgesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu cevaplandırdı.
Cevabın tamamını okumak için;
Hocam, 30 büyük şehirde ve Zonguldak’ta iki gün boyunca sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bunun hakkında ne söylemek istersiniz?
Devletin elindeki bilgiler benim elimde yok. Gerçekten bunu ilan etmelerini gerektiren bir şey var mıydı? Bilmiyorum ama ben o kadar büyük bir tehlike olduğunu zannetmiyorum. Birçok devlette de bu şekilde bir yasaklama yok. Türkiye’de şu anda birçok devletten çok daha az vaka var. Amerika’daki vaka bundan çok çok daha fazla. Yüz bini geçti, Almanya’sına varana kadar. Ve orada ölenler birkaç bin kişiyi buldu. 10 bin, 15 bin, 20 bin kişinin öldüğü yerlerin birçoğunda bile sokağa çıkma yasağı yok. Yani eğer sadece gerçekten samimi bir şekilde sağlık için iki günlükse bunu çok uzatmaya gerek olmayabilir.
İnsanın aklına şöyle bir soru işareti de geliyor. Acaba diktatörlüğe doğru mu götürülüyoruz? Nasıl ki 15 Temmuz’u bahane ederek birçok baskılar yapıldı ve insanların normal hakları ellerinden alındı. İfade hürriyeti diye bir şey bırakılmadı. Her konuşan susturuldu, hapse atıldı. Herkese damga vuruldu; yok FETÖ yok şu denilerek, birçok insana zulümler yapıldı. Olağanüstü hâl ilan edilmişti. Olağanüstü halle çıkartılan kararnameler (KHK’lar), sonradan kanunlaştırıldı. Diktatörlüğe doğru götürülüyoruz. Yani olağanüstü hâl dönemine ait olan kararnameleri neden kanunlaştırdınız? O zaman 15 Temmuz bahanesiyle bunlar yapıldı. Şimdi de virüs bahanesiyle olay çok mu abartılıyor diye düşünüyorum. Acaba başka bir şeyler mi hazırlanıyor?
Daha baskı altında olan bir topluma alışın mı demek isteniyor? Bundan sonra özgürlük yok! Toplanma yok! Konferans yok! Acaba her seferinde bir bahane ile böyle engellenecek miyiz? Çünkü her ne zaman böyle bir şey yapılsa, uzatılabilir diye de ekliyorlar. Onun da yerini hazırlıyorlar. Şu anda iki gün diyorlar ama tekrar uzatılabilir.
Sokağa Çıkma Yasağı İki Günle Kalacak Mı?
Bu sokağa çıkma yasağı, hakikaten 2 günle mi kalacak yoksa devam mı edecek? Ve bu daha sonrasında başka alanlara yayılacak mı? Mesela konferanslar tümden yasak mı olacak? Daha diktatör bir devlete doğru mu gidiyoruz? İnsan bunu merak etmeden duramıyor. Zaten son 5- 6 yıldan beri geldiğimiz nokta (2013’ün sonundan, 2014 diyelim) 2014’ten beri yedi yıldır, zaten baskıcı bir düzen kuruldu. Şimdi de bu virüs bahanesiyle buna benzer şeyler yapılıyor. Ben şahsen güvenemiyorum. Ben o güvenimi kaybettim. Yani bu ‘iki günlüktür diyemiyorum ya da bunun gerisi gelmez’ diyemiyorum. Yani bu virüs belası kalksa bile özgürlüklerde bir genişleme olmayabilir. Bu kısıtlamaların bir kısmı kaldırılıp, bir kısmı bırakılabilir. Tamamı devam edemez.
Sokağa çıkma yasağı tabii ki yıllarca sürecek hali yok. Aylarca bile süremez. Darbelerde bile sokağa çıkma yasağı birkaç gündür. Elbette bu birkaç günden fazla olamaz ama sanki “ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” gibi bir şey olmasın sakın! Yani sokağa çıkma yasağı bile ilan ediyorsak, onu kaldırdıktan sonra da konferanslar gibi, vakıfların faaliyetleri gibi birçok faaliyeti de kökünden yasaklayabiliriz mi demek istiyorlar? İnsanların bir araya gelmesini tümden yasaklıyoruz derlerse ben şaşırmam. Çünkü oraya doğru bir gidiş hissediyorum. Ama inşallah öyle değildir.
Dinlemek için tıklayınız;