Alparslan Kuytul Hocaefendi, bir cuma klasiği haline gelen tefsir dersinin akabinde kendisine yöneltilen soruları cevaplandırdı.
Şamil Tayyar’ın iddialara göre Doğu Perinçek hakkında yaptığı paylaşımda dolayı AKP ‘den ayrılmasını ve böyle olmadığına dair açıklamada bulunmasını istifasını nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna şu şekilde cevap verdi.“Şamil Tayyar, yapılan bir çok operasyonun arkasında onlar olduğunu görünce bu konuya bir parmak basmak, dikkat çekmek istedi. “Haddinizi bileceksiniz!” dedi. Kendine haddini bildirdiler. Hemen AK Parti’ye baskı yaptılar.”Bu, artık hükümette AKP’nin olmadığının ya da tesirinin çok azaldığının, AKP’nin çöküş içerisinde olduğunun resmidir” dedi.
Sorunun tamamını okumak için;
Konuşmakta Çok Geç Kaldılar!
Evet, Şamil Tayyar öyle bir çıkış yaptı. Perinçek ekibine ‘Haddinizi bileceksiniz’ dedi. Ben, Perinçek’in bu tarz konuşmalarını birkaç yıldır gündeme getirdim hatta mahkemede de bunu anlattım, zabıtlara da geçti. Konuşanlar, daha yeni yeni konuşmaya başlıyorlar. Şamil Tayyar konuştu, Ahmet Davutoğlu konuştu. Konuşmakta çok geç kaldılar. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş gibi görünüyor, daha yeni konuşuyorlar.
Herkese Dava Açanlar, Perinçek’e Bir Şey Diyemedi!
‘Haddinizi Bileceksiniz!’ Dedi. Kendine Haddini Bildirdiler!
Şamil Tayyar, ‘Hükümeti biz yönetiyoruz’ diye konuşan, o manada sözler söyleyen, ‘2014 yılından beri Türkiye’yi AKP iktidarı yönetmiyor’ diyen, “Kim yönetiyor?” sorusuna cevaben “Ordu, polis ve Vatan Partisi” diyen Perinçek’e, “Haddinizi bileceksiniz!” gibi sözler söyledi. Benim anladığım kadarıyla kendisine haddini bildirdiler. Demek ki Perinçek, tamamen de boş boş konuşmuyormuş.
Hatırlar mısınız? 4-5 yıl önce “Elimde Cumhurbaşkanı’nın yolsuzluğuna dair 38 tane dosya var. Canımı sıkmayın, bak, açıklarım” demişti. O günden beri Perinçek’e hiçbir dava açılmadı. Herkese dava açanlar, her konuşana dava açıp hapishanede süründürenler, kimisini tehdit edenler, Perinçek’e bir şey diyemediler. Doğrudan doğruya ‘Cumhurbaşkanı’nın yolsuzluğu!’ dediği halde, ‘38 tane yolsuzluk dosyası elimde’ dediği halde, bunun hakkında en ufak bir işlem yapılmadı, yapılamıyor.
Şu anda AKP’nin yönetiminde olan bütün televizyonlarda devamlı Perinçek var. Ben bunu daha önce de söylemiş ve gündeme getirmiştim. Yalan söylüyorsa neden hakkında hakaret ya da iftira davası açılmıyor? Doğru söylüyorsa bu zaten tam bir facia demektir. Bakın, o günden sonra bu dosya meselesini kaç defa tekrar etti, hiçbir dava açılmadı.
Sanıyorum geçen seneydi, ‘Türkiye’yi AK parti yönetmiyor, 2014 yılından beri biz yönetiyoruz. Ordu, polis ve Vatan Partisi yönetiyor’ dedi. Yine hakkında hiçbir soruşturma açılmadı. “Sen kimsin de yönetiyorsun?” denilmedi. “Ülkeyi ordu mu yönetiyor? Darbe oldu da haberimiz mi yok? Polis mi yönetiyor, Polis Devleti olduk da haberimiz mi yok?” denilmediği gibi, “Vatan Partisi’nin oyu ne kadar da sen yönetiyormuşsun?” denilmedi.
Şimdi her gün daha fazla mesafe alıyorlar ve yapılan birçok operasyonun perde arkasında onlar var. Eğer bir operasyonun arkasında din düşmanlığı görüyorsanız arkasında onların olma ihtimali yüksektir. Elbette tek değiller, iktidarın içine sızmış olan bazı kimselerle beraberler. Şamil Tayyar, bu konuya dikkat çekmek istedi. “Haddinizi bileceksiniz!” dedi. Kendine haddini bildirdiler. Hemen AK Parti’ye baskı yaptılar. Herhalde “Bunu görevden alıyor musunuz, almıyor musunuz? Dosyaları ortaya dökeriz, canımızı sıkmayın” dediler. Derhal görevden alındı. Halbuki ne demişti, nasıl bir yanlış yapmıştı ki görevden alındı? Şimdi Şamil Tayyar, ‘Onunla alakası yok’ diyor ama herkes de onunla alakalı olduğunu biliyor.
‘Alakası yok’ dedikten sonra tuhaf olan; ‘Perinçek grubunun aynı teraneyi çalması, bırakın beni, hükümeti yönettiklerini pervasızca söylemesi, üstelik bize yakın kanallarda itibar görmesi.’ Bu ne demek? Aslında bu; ‘yine onların yönettiğini kabul etmektir. Geldiğimiz nokta budur’ demek istiyor. Yani ‘Ben bunu söyledim. Perinçek’in üzerine gideceklerine, benim üzerime geldi ve kendi partim beni görevden aldı.’ Aslında kibarca bunu söylüyor. Bu, artık hükümette AKP’nin olmadığının ya da tesirinin çok azaldığının, AKP’nin çöküş içerisinde olduğunun resmidir. “Kullandılar, kullandılar. Şimdi artık çökertmenin zamanı geldi” diye düşünüyorlar. Benim anlayabildiğim budur.
AKP eliyle İslam’a çok zarar verildi. Şantajlarla, dosyalarla, onlara çok zulümler yaptırıldı. Herhalde artık epeyce mesafe aldıklarını düşünüyorlar. …Bazen televizyon kanalına bile gitmeye üşeniyor, evinde konuşuyor. Bugün de öyleydi, artık evinde konuşuyor. Oraya kadar gitmeye bile tenezzül etmiyor. ‘Erkekseniz, beni televizyona çıkartmayın’ der gibi bir hali var.
