Cuma tefsir dersi sonrası sorulan soruları cevaplayan Alparslan Kuytul Hocaefendi gündemdeki konularla alakalı da açıklamada bulundu.
“CHP’li bir milletvekilinin MİT tırları hakkında, HDP’li iki milletvekilinin de silahlı terör örgütüne üye olmak suçlamalarından haklarında kesinleşmiş yargı kararı olması sebebiyle vekilliklerinin düşürülmesini ve tutuklanmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna cevap veren Hocaefendi;
“Bu ülkede suçsuz dahi olsanız, muhalifseniz hapse atılırsınız. Eğer etkili bir insansanız ve sizi susturamıyorlarsa bu işin yolu budur. İftirayı at sonrada hapse at. Biz böyle bir ülke olduk.” Dedi.
Kendisinin de birbirine zıt 5 terör örgütüne üye olmakla suçlandığı söyleyen Alparslan Kuytul Hocaefendi: “CHP’li milletvekilinin gerçekten MİT tırları hakkında yaptığı kötü bir şey var mı, onu bilmiyorum. İddianamesini de o iddialar doğru mu, yalan mı onu da bilmiyorum. “Ben şunu biliyorum; bu ülkede terör ile alakası olmayan nice insanlar susturulmak için bir damga ile hapse atılıyor.” Diyerek tepki gösterdi.
Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin o soruya verdiği cevabın tamamı şu şekilde;
CHP’li bir milletvekilinin MİT tırları hakkında, HDP’li iki milletvekilinin de silahlı terör örgütüne üye olmak suçlamalarından haklarında kesinleşmiş yargı kararı olması sebebiyle vekilliklerinin düşürülmesini ve tutuklanmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İddialar Doğru Mu, Yalan Mı Bilmiyorum!
CHP’li milletvekilinin gerçekten MİT tırları hakkında yaptığı kötü bir şey var mı, onu bilmiyorum. İddianamesini de o iddialar doğru mu, yalan mı onu da bilmiyorum.
HDP’li milletvekillerinin de PKK’yı açıkça destekleyen bir ifadesi var mı ya da bir eylemi var mı, onu da bilmiyorum.
Önce İftira At Sonrada Hapse At!
Ben şunu biliyorum; bu ülkede terör ile alakası olmayan nice insanlar susturulmak için bir damga ile hapse atılıyor. Ben bunu biliyorum. Yaptıkları haksızlıklar ve zulümleri sebebiyle adalete zerre kadar inanmıyorum. Talimat ile işin yapıldığını biliyorum. Hiçbir mahkemeye de güvenmiyorum. Ama bunlar suçlu mu değil mi bunu da bilmiyorum.
Bu ülkede suçsuz dahi olsanız, muhalifseniz hapse atılırsınız. Eğer etkili bir insansanız ve sizi susturamıyorlarsa bu işin yolu budur. İftirayı at sonrada hapse at. Biz böyle bir ülke olduk.
Polis Milletvekillerini de Darp Ediyor! Ya da Polis Artık Darp Etmeye Alıştı!
Galiba bu durumu protesto etmek için bazı milletvekilleri Ankara’da yürüyüş mü yapmışlar, ne yapmışlar onlar da darp edilmiş. Bizim arkadaşlarımız darp ettiği gibi emniyet onları da darp etmiş. Yani polis, artık darp etmeye alıştı. Milletvekillerini de darp ediyorlar.
Polis normalde milletvekilinin emrindedir ama milletvekilini darp ediyor. Güç bende silah ben de benim dediğim olur. Böyle bir hale gelmişiz. Ne kanun ne nizam… Bir yerden talimat geliyor; ‘onlara da vurun’ deniliyor, onlar da darp ediyorlar.
Hiç kimse yürümeyecek, kimse basın açıklaması yapmayacak, kimse yapılanları protesto etmeyecek, tam bir diktatörlük. Bir insan haklı ya da haksız yürüyüş yapmak istiyor, anayasada var.
Anayasa’nın 34. maddesinin birinci fıkrasında, “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” denilmek suretiyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmesinin izin alma koşuluna bağlanamayacağı açıkça ifade edilmiştir.
Bunlar ‘Benim İzin Verdiğim Kadar Özgürsün’ Diyor!
Bunlar; ‘Ne anayasayı dinlerim ne kanunu. Benim izin verdiğim kadar özgürsün’ diyor. Yani ‘Ben kanunundan üstünüm, ben kanunu mecburiyetten, dünyaya karşı rezil olmamak için öyle yazdım. Çünkü tüm dünyada kanunlar o şekilde’ diyor. ‘Diktatör olarak görünmemek için ben öyle yazmak zorundaydım, öyle yazdım. Ama ben kanuna uymam’ diyor. ‘Kanunun sana verdiği hak kadar hakkın yok, benim verdiğim hak kadar hakkın var’ diyorlar. Kafa yapısı bu, mantık bu.
‘Güç bende, silah bende, ben ne kadar hak verirsem, o kadar hakkın var’ diyor ve kanunu dinlemiyor. Ondan sonra da bunlar ‘kanuna uyun’ diyorlar. Önce sen kanunlara uy. ‘Yok kanunun bilmem ne maddesine aykırı davranarak branda astın, yok bilmem şunu yaptın’ diyorlar. Öncelikle sen kanunları çiğniyorsun.
Sen insanların normal hakkını onlara vermiyorsun. Basın açıklaması hakkıdır, niye müdahale ediyorsun, niye insanları darp ediyorsun.
Dünya da Böyle Bir Kanun Var mı?
Arkadaşlar karanlık, kuytu bir yerde namaz kılacaklardı, hemen provokasyon bilmem ne bahanesiyle müdahale ettiler. Yalancı alçaklar, ne provokasyonu? Provokasyon yapacak olan insan; gider valiliğin önünde namaz kılar, gider emniyetin önünde namaz kılar. 5 kişiyle provokasyon mu olur? 3-5 kişi; ‘tamam yasaksa burada namaz kılmayız, buradan gidiyoruz başka bir yerde kılarız’ diyorlar, merkez parkından bizim evin oradaki karakola kadar döve döve götürüyorlar. ‘Az sayıyla provokasyon mu olur? demesinler diye o arkadaşları sormaya gelenleri de içeriye alıyorlar. ‘Şöyle bir şey duydum Memur Bey’ diyeni, ‘bir arkadaşım buradaymış doğru mu acaba’ diyeni dahi içeri almışlar. Bu şekilde sayıyı 47 kişiye çıkarıyorlar. 5 kişi oluyor 47 kişi. Gelen içeri alınıyor. Dünya da böyle bir kanun var mı? Soranı içeri almak, hangi kanuna sığar. Bu ancak diktatörlüğe sığar. Zamanında Suriye böyleydi, soranı içeriye alırlardı.
Böyle bir ülkede ben nasıl inanacağım? Bu adam MİT tırlarıyla ilgili yanlış bir şey yapmış mı? Diğer milletvekilleri acaba gerçekten terör örgütü propagandası mı yapmıştı, acaba üye miydi? Ben bunlara nasıl inanacağım.
Siz bu zulmü bana yaptınız. Benim hangi terör örgütü ile alakam var? Şu memlekette benim hiçbir terör örgütü ile ilgili alakamın olmadığına dair devletin verdiği, emniyetlerin ve genel emniyet müdürlüğünün verdiği 5 tane rapor olduğu halde bana da aynı iftiraya attılar. Ben bu ülkenin neyine güveneceğim? Kendi raporlarını inkâr ettiler, 4 tane terör örgütüne üye dediler. Şimdi 5 tane raporum olduğu halde bana bunu yapanların hiçbir iddianamesine inanmıyorum.
Emniyet kendi içinde rapor vermiş bizim haberimiz yok. Furkan Vakfı’nın ve benim terörle alakamızın olmadığına dair 5 tane raporum varmış. Mahkeme esnasında dosyalardan çıktı. Sen bana bunu yaptın, hem de 4 örgüte üye dedin. Sen bu kadar alçaksın.
Ben bu ülkede hiçbir iddianameye inanmıyorum. Hiçbir mahkeme özgür değil. Siyasi mahkemelerin hepsinde talimatla karar veriliyor.
Bakın Tam Bir Rezalet!
CHP’li Enis Berberoğlu’nu tutuklamışlar, milletvekilliğini düşürüyorlar. Ellerinde her şey… Milletvekili düşürme nereden çıktı? Halk tarafından seçilmiş, sen nasıl milletvekilliğini düşürüyorsun? Adam mı öldürmüş, ne yapmış?
Halkın seçtiğini sen nasıl darbediyorsun? Bu da bir darbedir. Hükümeti devirmeye kalkmak, darbe yapmak suçtur. Niye? Çünkü onu halk seçti. Bu milletvekilini de halk seçti.
Enis Berberoğlu’nu dün cezaevine gönderdiler, şimdi gelen haber doğru ise (burada yazılan yazıya göre söylüyorum) Korona virüs önlemleri kapsamında ev iznine gönderilmiş. Bu nasıl bir memleket oldu Ya Rabbi? Bu nasıl bir komedidir? Devletin çivisi tamamen çıkmış. Tamamen tiyatro oynanıyor. Birisi hapse attırıyor birisi çıkarttırıyor. Bu nasıl bir ülke? Resmen devlet içinde devlet var ve bunlar birbirleriyle savaşıyorlar.
O cemaate paralel diyorlardı, eski isimleri paralelciydi. Şu anda aslında yine bir paralel yapı var. Hükümete karşı hükümet, gizli bir yapı var. Biri tutuklatıyor biri bıraktırıyor. Aralarında bir mücadele var ya da tepkiler gelince millet uyanacak, zulmü herkes fark etmeye başlıyor, neyse hadi bırakalım gibi… Böyle iğrenç yani… Ne Adalet Ne Kanun, Hiçbir Şey Yok. Tamamen Talimat.
İstediği zaman korona virüs önlemleri sebebiyle eve gönderelim, istemediği zaman hapse gönderelim, onların keyfine kalmış Ne Adalet Ne Kanun Hiçbir Şey Yok!
Ben bu yaşa geldim böyle bir dönem hatırlamıyorum. Bu kadar adaletin, kanunun rafa kaldırıldığı, tamamen keyfi muamelenin olduğu böyle bir dönem hatırlamıyorum. Bu kadar aleni, halkın önünde pervasızca, utanmadan, çekinmeden, ‘millet ne der’ demeden…
Bu kimin işine yarar? Bütün bu olan olaylardan, Türkiye’nin iradesinden kim sorumlu? Hükümet. ‘Hükümeti yıpratmak için, daha çok rezil etmek için yapılıyor’ gibi bir şey hissediyorum. Bu kadar saçmalık olmaz. İki güç savaşıyor.
‘Sanki daha kötü bir ortam görünmesi, herkesin konuşması ve kargaşa çıkması için birileri yapıyor. Sanki aklı-selim bazı insanlarda bunun kendi aleyhlerine olacağını fark ediyor ve müdahale ediyor gibi bir şey hissediyorum.’ Elimde bir delil yok ama bakıyorum, başka izah bulamıyorum. Herhalde yukarıdaki bu savaş böyle oluyordur diye düşünüyorum.
Dinlemek için tıklayınız;