‘İman’ Konulu Hasbihal Programı-3

0

Hocam, Furkan Nesli Dergisinin “Toplumsal Çöküşün Eşiğinde Psikolojik Bunalım” konulu Mart sayısında özellikle depresyon, ruhi problemler, dünyadaki intihar oranları gibi konulara girmişsiniz, bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

Alparslan Kuytul: Evet. Mevcut medeniyetin meydana getirdiği sorunlar. İnsanoğlu vahyi terk etti. Batılı Alman filolog, filozof Friedrich Wilhelm Nietzsche “Tanrı öldü. Onu biz öldürdük” dedi. “Dini öldürdüler. Tanrıya ihtiyacımız kalmadı” demek istediler. “Vahye ihtiyacımız yok” demek istediler ve kafalarına göre, üstelik insanı tanımadan bir medeniyet kurdular. İnsanı tanıyan, insanı yaratandan gelen bilgilere bakmadan, vahyi bir bilgi kaynağı olarak görmeden, sadece bilimi bilgi kaynağı olarak gördüler. Bu şekilde bir medeniyet kurdular ve işte sonuçları…

Dünyadakini bilemiyorum ama sadece Türkiye’de 2013 yılında 258 milyon kutu sinir sistemi ilaçları kullanılmış, sinir hastalıklarıyla ilgili tüm hastalıklarla ilgili ilaçlar 258 milyon. Bu her yıl 10 milyon artmış. 2013’te 258 milyon, 2018 de 5 sene sonra 50 milyon artmış ve 308 milyon olmuş. Bunların içinde 37 milyon, 40 milyon civarında antidepresan ilaçlar var. Yani depresyon geçiren bir topluma dönüşmüşüz. Türkiye’de 8 milyon insan depresyonda. Bu 8 milyon insan antidepresan kullanıyor. Avrupa bizden daha kötü durumda. İngiltere mesela 67 milyon nüfusu var, bizden daha az nüfusu kullandığı ilaç sadece 1 milyar kutu antidepresan. Böyle bir dünya meydana getirdiler. Türkiye’de antidepresan kullananlar 10 kişiden 1 kişi, 80 milyonda 8 milyon. Ama aslında depresyon geçirenler 4 kişiden birisi, yani hepsi kullanmıyor. Aslında 4 kişiden birisinin kullanması lazım ama 10 kişiden birisi kullanıyor. 

Sunucu: Oran çok daha fazla aslında

Alparslan Kuytul: Evet, aslında çok daha fazla… Şu kullandığımız 37 milyon kutu esasında hepsi kullanacak olsalar 60-70 milyon kutu yapar. Her hasta olan da kullanmak istemiyor. Şimdi bu dünyanın geldiği noktayı gösteriyor. Türkiye bile böyle, diğerlerinde daha da kötü. Türkiye iyi demek istemiyorum. Türkiye her sene daha kötüye gidiyor. 2002 ile 2018 yılı arasında içki tüketiminde de cinayetlerde de intiharlarda da çok fark var. Mesela 2002-2003 yıllarında intihar eden 2300 kişi civarındayken, 2018 de 3168 kişi intihar ediyor. Dünyada intihar eden yılda 1 milyona yakın 800 bin- 1 milyon arası. Yani dünyada her 40 saniyede bir insan intihar ediyor. Bu rakamı veren Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ). Yani kurdukları medeniyet uyuşturucu, LGBT, intihar, boşanma, içki, terör, cinayetler, kadın cinayeti, kadına şiddet, hırsızlık, gasp gibi olaylar hepsi kat kat artmış vaziyettedir. İçki tüketimi kat kat artmış…

Aslında dünya top yekûn bunalımda, uçuruma doğru gidiyor. “İnşallah şu virüs olayı insanoğlunun Rabbine dönmesine vesile olsun” diyelim. Çünkü sonuçta bu kadar günahların sonucudur. Yani her ne kadar bazı kimseler bunun günahlarla alakası olmadığını söyleseler de Allah Azze ve Celle Şûrâ 30. Ayette “Size isabet eden her musibet, (ancak) ellerinizin kazandığı dolayısıyladır. (Allah,) Çoğunu da affeder.” Korona virüs de buna dahildir. Allah çoğunu bağışladığı halde size bu kadar bela gelmektedir. Her yaptığınıza Allah bela gönderse zaten yeryüzünde insan kalmazdı.  Allah çoğunu bağışlamakta ya da sonraya bırakmaktadır. Hesabını sonra soracağı için. Bu dünyada seslenmemektedir.

Allah Azze ve Celle Nîsâ 79. Ayette “Sana iyilikten her ne gelirse Allah’tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir.”

Dünyayı bu hale getirdiler. Bilim bize yeter dediler, demek ki yetmezmiş. Bilimin görevi insanı insan yapmak değil, bilimin görevi insanı adam etmek değil, bilimin görevi insanın hayatını kolaylaştırmaktır. Bilimin görevi; telefon yapar, uçak yapar, taksi yapar vb. İnsanın maneviyatını düzenlemek, insanın psikolojisini düzeltmek, insanın ahlakını güzelleştirmek, insana nasıl yaşayacağını öğretmek bilimin vazifesi değildir. Bilim insana ‘şu haramdır demez, şu zararlıdır’ der. O zararı adam göze alabilir ve yapabilir. Din ‘haramdır’ der. Din etkilidir. Allah yasak koymuştur ve insan ona uymak zorunda olduğuna iman ediyorsa ona uyar, bilime uymaz. Bilim ‘zararlıdır’ der, adam da ‘atın ölümü arpadan olsun’ der, ona razı olur. İçki de içer, sigara da içer.

Sunucu: Bilim adamı bile bunu söylüyor.

Alparslan Kuytul: Evet bilim adamının kendisi, tıp profesörü içki içiyor, sigara içiyor. Demek ki bilimin görevi başka, dinin görevi başkadır. Yani dini hayatlarından çıkardılar, dünyalarından saf dışı ettiler, devlete karışmaz dediler. O yetmedi, topluma da karışmıyor, insana da karışmıyor, ferde de karışmıyor. Aslında kimseye dini öğrettikleri de yok. Sahte bir din dersiyle insanları uyutuyorlar başka bir şey yaptıkları yok. Ondan sonra insanoğlu nefsine uymaya başlıyor.  İçki, kumar, faiz bunlar yetmiyor başka şeyler yapmaya başlıyor ve bugünkü dünyayı meydana getirdiler.

O röportaj; o kadar değil daha uzun. İnşallah daha sonraki sayılarda da devamı gelecek. Ve şunu da söyleyeyim: “Orada verdiğim rakamlar aslında son yılın rakamları değil, internette bulamıyorsunuz. Neden bütün rakamları koymuyorlar? Niye saklıyorlar?  2019 yılında ne kadar cinayet var? Hepsini ortaya koysunlar. Neden hala bunlar açıklanmıyor. 2019 biteli kaç ay oldu, neden hala bunlar açıklanmaz? Bütün içki tüketiminden, cinayetine, hırsızlığına varana kadar, uyuşturucu kullananına, LGBT sine varana kadar, hepsini açıklasınlar. Bu bilgileri bulamıyorsunuz. Ben bu bilgileri zorla buldum, onları ayıklamak baya zamanımı aldı. İnsanımızın daha rahat anlaması için özetlemeye çalıştım, daha kolay anlatmaya çalıştım. Halbuki; bu bilgilere Sağlık Bakanlığının sitesinde, İçişleri Bakanlığının sitesinde ve gerekli bakanlıklarda hepsinin sitelerinde açık seçik yazılması lazım. Ama bunu açık seçik yazmıyorlar, çünkü durum kötüye gidiyor. O yüzden son yılın bilgileri elimizde yok. Bir kısmı 2013’ ün bir kısmı 2018 in bir kısmı da 2014 ün bilgileri neden? Çünkü açıklanmak istenmiyor, istenilmiyor.

Son yıllarda ateizm ve deizm almış başını gidiyor. Açıklanmıyor. Son yıllarda kaç kişi ateist oldu? Neden ateist oldular? Sebepleriyle beraber açıklansın. Yapılan yanlışlar ortaya çıkacak diye bunlar ört bas ediliyor. Benim verdiğim rakamlar aslında Dünya Sağlık Örgütünün verdiği rakamların bir kısmıdır. Bu bir kısım da bazı kuruluşların devlet imkanlarıyla değil, o kuruluşun kendi imkanlarıyla toplayabildiği bilgilerdir. Neden devlet bütün bilgileri ortaya koymaz? Çünkü durum kötüye gidiyor. Tamam da bunları saklamak çözüm mü? Bunlar ortaya konulsun ki buna göre devletin başındakiler de tedbir alsınlar. Bunları saklıyorlar.

Aslında orada anlattıklarım ve bundan sonraki sayılarda vereceğim o bilgiler Batı Medeniyetinin ve vahiysiz medeniyetin sonuçlarını göstermektedir. Ve insanın Allah’a ve vahye ihtiyacını göstermektedir. Bilimin her şeye yetmeyeceğini göstermektedir. Bilimin vazifesi neyse bilim vazifesini yapacak, dinin vazifesine karışmayacak. Din de vazifesini yapacak, dini hayatın dışına itemezsiniz. İterseniz sonucu bu olur. Böylesi rakamlar ortaya çıkmaya başlar.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here