Alparslan Kuytul Hocaefendi, cuma tefsiri sonrasında takipçilerinden ve talebelerinden gelen soruları yanıtladı.
“Mersin’de yapılan FETÖ operasyonunda Elmalılı tefsiri, İslam fıkhı ansiklopedisi, Kütüb-ü Sitte gibi kitapların yasa dışı örgütsel döküman gibi sergilenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna “Bu bir algı operasyonudur! O kitapları oraya dizenlere bunun hesabı sorulmalıdır!
Bu ülkede artık bütün dini kitapları yavaş yavaş, sırayla yasaklıyoruz. Eviniz de hiçbir dini kitap bulundurmayın. Evinize geldiğimizde bu kitapları görürsek suç kabul edeceğiz.’ mesajı vermek istiyorlar.” dedi.
Sorunun tamamını okumak için;
Mersin’de yapılan FETÖ operasyonunda Elmalılı tefsiri, İslam fıkhı ansiklopedisi, Kütüb-ü Sitte gibi kitapların yasa dışı örgütsel döküman gibi sergilenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet o fotoğrafı bende gördüm. Bir ev basılıyor ve hepimizin evinde olan bu kitaplar (fıkıh kitapları, Elmalılı tefsiri vs.) yasadışı örgütsel doküman gibi sergileniyor. Bu kitapları bulundurmak suç mu? Bu kitapların önüne 3-4 tane de Fethullah Gülen’in kitaplarını koymuşlar, onların arkasında da bu ismini okuduğum büyük kitaplar var.
Bu Bir Algı Operasyonudur!
O Kitapları Oraya Dizenlere, Bunun Hesabı Sorulmalıdır!
Bir güç şu mesajı vermek istiyor: “Bu ülkede artık bütün dini kitapları yavaş yavaş, sırayla yasaklıyoruz.” Elmalılı tefsirini, Atatürk yazdırmış diye övünürler. Güya Atatürk Elmalılı’ya ‘sen böyle bir tefsir yaz’ demiş, şimdi onu bile o yasakların arasına koymuşlar. Yani din ile tamamen alakanızı kesin. Eviniz de hiçbir dini kitap bulundurmayın. Evinize geldiğimizde bu kitapları görürsek suç kabul edeceğiz.” mesajı vermek istiyorlar.
Kim onları oraya dizdiyse yukarılarda bir tane müslüman idareci varsa eğer, onun hesabını sorması lazım. Hangi emniyetçi, hangi komiser, hangi Emniyet Müdürü o kitapları oraya dizdirdi? Eğer yukarıda bir tane müslüman kalmışsa bunun hesabını sormalıdır.
İslam fıkhı ansiklopedisi, Elmalılı tefsiri ve Peygamberimizin hadislerinin bulunduğu hadis kitabı Kütüb-ü sitte. Bunu hangi yayınevinin bastığının ne önemi var? Elmalılı tefsiri bellidir. Vehbi Zuhayli’nin fıkıh kitabının da ne olduğu bellidir. Bunu 40 tane yayınevi basmış olabilir, bunun ne önemi var? Yok zaman yayınları bastı, yok timaş bastı, kim bastıysa bastı. Önemli olan kitabın ne olduğudur. Kitapta bir şey mi var? Bu kitap; dünyaca bilinen fıkıhçı Vehbi Zuhayli’nin kitabıdır. Kendisi tanınmış bir alimdir. Yani bunun kitabını da mı yasaklıyorsunuz? İslam fıkhını anlatıyor, diye elbette sevmiyorlar. Çünkü bu zalimler İslam fıkhını kaldırıp yerine kendi fıkıhlarını koymuşlar, batının fıkhını getirmişler. Aslında o yüzden fıkıh kitaplarının da yavaş yavaş memleketten atılmasını istiyorlar. Bunu gören nice cahiller, korkaklar ‘bu kitap bende de var, en iyisi ben bu kitabı evden atayım’ diyecekler. Bu bir algı operasyonudur. O fotoğrafı görenler korksunlar, diye yapılıyor.
Kim o kitapları oraya dizdiyse suç malzemelerinin arasına kim o kitapları koyduysa bunun hesabı sorulmalıdır. Yukarıda bir tane müslüman adam kaldıysa madem ‘müslümanız’ diyorlar, bunun hesabını sorsunlar. O emniyetçi kimse, bunun hesabını vermelidir.
Emniyetin içerisinde bir güruh var ki o güruh çok keyfi davranmaya başlamıştır. Sırtlarını bir yere dayadıkları belli ve tamamen din düşmanı gibi davranmaktadırlar. Bunlar ortaya çıkarılmalıdır. Her kurumda böyle insanlar olabilir. Her yerde din düşmanları olabilir ve bunlar şu iktidar döneminde böyle davranıyorlar, iktidar da seyrediyor. Bunu herkes düşünmelidir ‘acaba iktidarın gücü mü yok? İktidarın gücü kalmadı mı yoksa iktidarda onlarla beraber mi? O kitapları o masaya dizenlere bunun hesabı sorulmalıdır.
Programın tamamını izlemek için;