Alparslan Kuytul Hocaefendi, tefsir dersi sonrası yer verdiği soru-cevap kısmında “Bir kadının nikahı nasıl düşer? “sorusuna açıklık getirdi.
“Bir kimsenin yıllarca eşinden ayrı yaşaması nikahı düşürür mü?” şeklinde gelen soruya cevap veren Alparslan Kuytul Hocaefendi, böyle bir ayrılığın nikaha zarar vermediğini söyledi. Bir kadının nikahının ne şekilde düşebileceğini açıklayan Hocaefendi, mezheplerin görüşlerine de yer vererek konuya açıklık getirdi. Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin cevabının tamamı şu şekilde;
Hayır, nikahı düşürmez. İcabında işi gereği uzun yıllar çalışıyordur. Ancak kadının bu durumda şöyle bir hakkı vardır; eğer bundan rahatsızsa kocasından kendisini boşamasını isteyebilir. “Sen gittin, gelmiyorsun, beni boşa. Ben başka biriyle evlenmek istiyorum, böyle bir hayat yaşamak istemiyorum.” deme hakkı vardır. Kocası bunu yapmadığında kadın hakemlere başvurabilir. Kendi ailesinden ve kocasının ailesinden aklı başında birer kişinin hakemliğine müracaat edebilir. Bunları ayırmaya karar verirlerse geçerli olur. Sonra, o da olmazsa resmi nikah varsa o zaman devlete başvuracak, mahkeme kararıyla “Kocam gitti, gelmiyor, bana da bakmıyor. Bu yüzden boşanmak istiyorum” diyebilir.
Eğer gerçekten kocasının bir mazereti yoksa bu bir boşanma sebebidir. Hâkim bundan dolayı boşarsa -evine gelmediği için- boşama geçerli olur. İslam devletinde de bu geçerlidir. Çünkü bu, hâkime boşama yetkisi verilen alanlardan biridir. İslam’a göre, hakimlerin her sebepten boşama yetkisi yoktur. Ancak İslam, bazı sebeplerde ve bazı durumlarda hâkime boşama yetkisi vermiştir. Çünkü normalde boşama yetkisi erkektedir. Bu yetkinin hâkime devredilmesi bazı şartlarla mümkündür. Bu da onlardan biridir. Adam karısına bakmıyor, gitmiş yıllardır gelmiyor tabii ki de kadın bundan rahatsız olacaktır, hakkıdır ve boşanma talebinde bulunabilir. Boşanır.
Nikah Üstüne Nikah Caiz Olmaz
Eğer ne adam boşuyor ne hakemler boşuyor ne de devlet boşuyor ise;
Şafiilerde bir görüşe göre, erkek kendisine bakmıyorsa kadın, kocasına makul bir süre tanır. Malikîlerde de böyle bir görüş vardır. Kadın kocasına makul bir süre tanır. Mesela “sana 2-3 ay kadar süre veriyorum. Geldin geldin, gelmezsen ben seni boşarım.” Normalde böyle bir yetkisi yoktur. Ama böyle bir durumda bu fetvadan istifade edilebilir. Çünkü kadında bir insandır ve onunda ihtiyaçları vardır. Ve kocası gitmiş gelmiyor. Böyle bir yolla ayrılmalıdır. Yoksa “kocam gitti, gelmiyor. Nikâhımız düştü, ben başkasıyla evleneceğim” demesiyle olmaz. Nikahlı olarak biriyle evlenmiş olursun. Evvela ilk nikahın kesilip koparılması lazım. Ondan sonra iddet beklemesi lazım ki hamile olup olmadığı ortaya çıksın. Bu boşamadan sonra iddet beklenir. İsterse kocası uzun zamandır olmasın. Yine de iddet bekleyecek. Hamile olmadığından emin olmak için. Ondan sonra başkasıyla evlenebilecektir. Yoksa kocam gitti, gelmiyor. Ben başkasıyla evleneceğim gibi nikah üstüne nikah caiz olmaz. Önce bu nikahın atılması lazımdır.