Alparslan Kuytul Hocaefendi bu hafta cuma tefsir dersinden sonra gelen soruları cevapladı.
Kadınların nafaka almasıyla ilgili sorulan soruyu cevaplayan Alparslan Kuytul Hocaefendi İslama göre ömür boyu nafakanın olmadığını söyledi. Gündemde zaman zaman yer alan nafakayla ilgili Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin cevabı şu şekilde
“Müslüman bir kadının, boşandığı kocasından sürekli nafaka alması caiz değildir. Bunu bütün Müslüman kadınlar bilsinler. Böyle bir şey İslam’da yok. İslam’da nafaka; iddet müddeti boyuncadır. Bu da yaklaşık 3 ay kadardır. Bu süre boyunca erkek yine karısına bakmak zorunda, onu evden de çıkaramaz, her şeyini karşılar, mehrini de verir. Ondan sonra herkes kendi yoluna gider.
Beşerî kanun, güya kadını koruma adına, boşandığı kocanın kadına ömür boyu bakma sorumluluğunu getiriyor. Bu erkek gidip başkası ile evlenecektir. Bu adam zaten bir evi idare edemiyorken boşandığı kadına nasıl nafaka versin? Çocuğu tamam kendi çocuğudur ve bakmak zorundadır ama karısı artık kendi karısı değil, ayrılmışlar. Niye bakmak zorunda olsun. Bu kadını koruyacağız derken, erkeğe zulmetmektir.
İslam’da erkeğin boşandıktan sonra kadına bakması gereken süre 3 ay kadar, yani iddet müddeti boyuncadır. Onun dışında bakma zorunluluğu yoktur.
Kadın boşanmayı istemiyor ve mahkeme uzadıkça kocasından nafaka alıyor. Zaten mahkeme bitse de hâkim büyük ihtimalle yine nafaka bağlayacaktır. Nafaka almanın yolu; kadın boşanmak istemiyorum dediği zaman nafaka alacak. Çünkü kadın boşanmak istemiyor. Yani beşerî kanunlarda mahkeme bitse bile hâkim, kadın evlenene kadar ya da ölene kadar nafaka bağlayabilir. Bu bir ara tartışıldı hatta değiştirilecek oldu. Şu an ne oldu bilmiyorum? Bu kanun değiştirilmelidir. Bu erkeklere zulümdür.
Bu durumda erkekler artık dost hayatı yaşamak istiyor, evlenmiyor ya da yalnızca dini nikahla yaşıyor, resmi nikah yapmak istemiyor. Çünkü boşandığında hayat boyu nafaka ödemek istemiyor. O zaman evlenmeyeyim diyor. Resmi nikah yapmıyor bu da başka sorunlara yol açıyor.
Bunların yarın ölümü var kalımı var, çoluk çocuk var, miras meselesi var. Kadın resmen onun karısı olmuyor, dini nikah var ama resmi nikah olmayınca bu sefer de bir sürü başka sorunlar çıkıyor. Bu nafaka meselesi aslında bazı insanları dini nikah ile yaşamaya, resmi nikah yapmamaya sevk ediyor. Devlet bu yanlışı artık bitirsin. İslam’ın görüşü en doğru görüştür. Bunlar evlendi bakmak zorundaydı ama ayrıldı herkes yoluna. Evlendi diye adamı pişman etmenin alemi yok. Ya insanlar evlenmeyecek zina edecek ya da resmi nikah yapmayacak sadece dini nikah yapacak, bunun sonu budur. İnsanları bu yola sevk etmeyin. Resmi nikah iyidir, lazımdır. Yani her şey resmi olsun ki miras meselesi var, dünyanın her türlü hali var. Bu mesele insanları resmi nikahtan uzaklaştıran bir uygulamadır.
Bu soruda diyor ki ‘3 sene evvel boşandım ama mahkeme hala sürüyor, birikmiş nafaka borcum var’ yani 3 yıldır bu kadına her ay artık ne kadar nafaka bağladıysa hâkim gel de bunu öde diyor. Şimdi nasıl ödeyecek? Millet kendi karnını doyuramıyor.
‘Çalıştığım işyerinin banka promosyonu ile boşandığım kadına nafaka borcunu ödeyebilir miyim?’ diyor. Çalıştığı işyerinin verdiği banka promosyonun da faiz var mı yok mu? Onları bilemem ama ona bakmak lazım. Hangi şartlarda bu promosyonu almışlar.
(Ben cezaevine girmeden önce bu promosyon ile ilgili durumlar farklıydı. Şu an ki uygulamayı biliyorum. Bu iki sene zarfında değişiklik olmuş geçenlerde verdiğim cevabı ben eski bilgilere göre verdim. Bu iki sene içerisinde durum değişmiş, promosyonun şartları vesairesi değişmiş ben de geçenlerde öğrendim. Bu yüzden geçenlerde verdiğim cevap geçerli değildir. Promosyonla ilgili meseleyi size sonra anlatırım.)
Biz sorumuza dönecek olursak; bu banka promosyonu helal dairede mi verilmiş? İçinde faiz var mı yok mu? Ben şu anda bu sorudan bunu anlayamam. Hangi şartlarda verilmiş, nasıl bir promosyon? Bilmiyorum.
Ama diyelim ki bu promosyon da faiz var, bu kişi bu işlemi kendi isteği ile yapamaz ama işyeri bir banka ile anlaşmış sende maaşını oradan almak zorundasın, senin elinde değil. Gidip elden verin desen vermezler. O halde sorumluluk işyerine aittir. Siz paranızı alırsınız, o promosyon denilen kısımda faiz varsa tabii o kısmı caiz olmaz, o zaman onu bir fakire vermek icap eder ya da bir hayır kuruluşuna filan vermek lazım. Bankada bırakmak da doğru olmaz. Çünkü banka faizci bunları mı destekleyeceksin?
Bu promosyon parasını hayır kurumuna vermek caiz ama eski eşi fakirse ona da verilebilir. Eğer eski eşi zengin ise ona da şunu söyleyebilir: “Bu nafakayı almak senin hakkın değil ama sen bu parayı illa da almak istiyorsan, ben sana vereyim. Bu para sana haram. Zaten bu para da haram. Al senin olsun.”
Sonuçta bu parayı birisine vermesi gerekiyor. Kendisinin durumu iyiyse bunu yiyemez. Bu şekilde davranabilir ama öncelikle eski karısını İslam’a uyumaya davet etmelidir. Senin böyle bir hakkın yok bunu bil demelidir.
Dinlemek için tıklayınız;