Terör Mahkemesi Beraatle Sonuçlandı
Kıymetli Kardeşlerim, bildiğiniz gibi 2,5 yıldır devam eden mahkeme süreci bugün bitmiş oldu, Elhamdülillah beraatla sonuçlandı. İlk başta gerek emniyette gözaltında iken gerekse daha sonra Sulh Ceza Hakimliği’nde ifade verirken hiç gündeme getirilmeyen 6 konuşma, 6 ay sonra iddianameye konuldu. Bize ne emniyette ne de Sulh Ceza Hakimliği’nde bu konuşmalar sorulmadı. Bizi tutuklayan mahkemede bu konuşmalar gündeme bile getirilmedi. Anlayacağınız doğrudan doğruya yargısız infazla tutuklandık. Sonra mahkemenin uzamasını isteyenler bu 6 konuşmadan bir şey çıkmayacağını anladılar. Benim hem FETÖ hem PKK ile alakalı olarak yapmış olduğum eski konuşmaları da mahkemede sununca bu 6 konuşmadan neyi kastettiğim anlaşıldı. Bundan da bir şey çıkmadığını, çıkamayacağını anlayınca bir konuşma daha ilave ettiler. Sonra onun da cevabını verdim, ondan da bir şey çıkmayacağını anlayınca- tabii bu arada celseler geçiyor; eften püften sebeplerle mahkemeler tehir ediliyor. Her birinde 4-4.5 ay tehir ediliyor- sonunda 13 konuşma daha ilave ettiler. Onların da cevabını verdim.
Hatırlarsanız ocak ayındaki mahkemede Hâkim Bey “Dün akşam saat beşe yedi kala (16:53) iki tane daha dosya geldi. Onları inceleyemedik, o yüzden tehir edeceğiz.” demişti. Onların birisi eski konuşmalarla aynı, diğeri de bizle alakası olmayan Malatya’da bir kadınla bir erkeğin kavgası, bizle alakası yok. Bu şekilde mahkeme 10 ay daha uzatılmış oldu. Bu dediğim ocak ayındaydı. Bugüne kadar bu şekilde geldik. Uzatmayacağım, bugün inşaallah saat 14.00’te Atatürk Parkı’nda basın açıklaması yapacağız. Orada açıklarım.
Bu Zulüm Kafası, Zalim Kafası
Sadece şu kadarını söylemek istiyorum; bu konuşmalar başlangıçta hiç yoktu. Emniyet aşamasında ve mahkeme aşamasında hiç olmayan konuşmalar sonradan gündeme getirildi.20 konuşma bittikten sonra yine uzatabilmek için derin güçler başka operasyon yaptılar; son dakikada beşe yedi kala yeni yeni dosyalar gönderdiler. Bu şekilde, hiçbir zaman hiçbir hareket durdurulamaz. Bu kafa, kafa değil. Bu zulüm kafası, zalim kafası. Bu şekilde bir yere varılamaz. Bu zulümleri yapıyorlar, yanlış yapıyorlar. Bu zulümler bizi pişirdi, pişirdi. Biz devlet mekanizması nasıl çalışıyor, devlet içerisinde hangi ekipler var, bunları anlamış olduk. Tecrübemiz arttı, sabrımız artı, irademiz artı; bize faydası oldu zararı olmadı. Başaramadılar. Susturabileceklerini sandılar, susturamadılar. Ne beni susturabildiler ne sizleri susturabildiler. Bugüne kadar desteklerinizi esirgemediniz, hepinize çok teşekkür ediyorum. Allah cümlemizden razı olsun.
Ben Sadece Mazlum İnsanları Savundum. Teröristi, Darbeciyi Vb. Savunmadım, Hiçbir Zaman Savunmam Da!
Kıymetli kardeşlerim, konuşmalarda hiçbir şey olmadığının en büyük delili; savcının bile beraat istemesiydi. Normalde savcılar %99 ceza isterler; konuşmalar o kadar açık ki savcı da beraat istedi. Hakimler de -3 hâkim- aynı kanaatteydiler, bu şekilde beraat kararı çıkmış oldu. Benim de beklediğim buydu, biz o yüzden HAGB’yi- Hükmün Açıklanmasını Geriye Bırakmak demek- istemedik. Yani ceza verilirse hüküm açıklanmıyor. 5 sene içerisinde yine bir suç işlemezseniz o iptal olmuş oluyor. Bunu kim ister, ceza alacağını düşünenler ister. Ekseriyetle ceza alırsam hiç olmazsa hapis yatmayayım, diyenler bunu isterler. Biz konuşmalarımızdan eminiz, konuşmalarımız suç içermemektedir. Ben onları yani bu 2 örgütü yıllarca eleştirmiş birisiyim. Dolayısıyla onları övmem, propagandalarını yapmam, cebir şiddet, tehdit içeren eylemlerini meşru göstermem vs. mümkün değil.
Ben sadece mazlum insanları savundum. FETÖ denilerek yüz binlerce masum insana zulüm edilmesin, PKK delinerek birçok mazlum insana zulüm edilmesin. Benim söylediğim bundan ibarettir. Yoksa teröristi, darbeciyi vb. savunmadım, hiçbir zaman savunmam da. Bu, konuşmalarda gayet açık. O yüzden biz de hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını istemedik. Çünkü kendimizden eminiz. Zaten savcının da beraat istemesinden anlaşılıyor-çok şükür-.
Siyaset Bir Kere Yargıya Karışamaz! Siyasetin Yargı Kararlarına İtiraz Hakkı Olamaz!
Hâkim Bey tam çıkarken bir şey dedi, neyi kastetti tam anlamadım.” Bizim hükmümüz bu” dedi. “Ama başka şeyler olursa onu bilmem.” Buna benzer bir cümle söyledi. Avukatlardan öğrendiğime göre bazen Bakanlığın itiraz etmesi gibi bir durum olabiliyormuş. Yani savcı itiraz etmeyeceğine göre başka kim itiraz edecek? Bakanlığa da böyle bir yetki vermişler. Halbuki bakanlık ne anlar ne karışır? Bakanlık siyaset yeri değil midir? Bakanlık ne karışır buna? Savcı beraat istiyor, hâkimler beraat istiyor; beraatı veriyor ondan sonra bakanlıktan bir müdahale. Kendilerini her türlü garantiye almışlar. İstemedikleri bir karar çıkarsa her türlü müdahale etme haklarını almışlar. Böyle olmaz. Bu, adalet değil. Siyaset bir kere yargıya karışamaz. Siyasetin itiraz etme hakkı olamaz. Siyasetin yargı kararlarına itiraz hakkı olamaz. Hâkimin dediği olur, olmaz bilmiyorum ama böyle bir şey söyledi. Yani böyle bir şey olursa bizle alakası yok, demek istedi. Bakalım göreceğiz.
Daha fazla uzatmak istemiyorum. Biraz daha geniş olan kısmını diğer arkadaşların da duyması için saat 14.00’te Atatürk Parkı’nda açıklama yapacağız. Desteklerinizden dolayı çok teşekkür ederim. Tekrar görüşmek üzere Esselamu Aleyküm ve rahmetullah ve berekatuhu.
Dinlemek için tıklayın;