Alparslan Kuytul Hocaefendi Zanka TV’nin konuğu oldu. Zanka TV’de katıldığı programda sorulan soruları cevaplayan Alparslan Kuytul Hocaefendi, ilmi-siyasi bir çok konuya açıklık getirdi. Çok sayıda izleyici tarafından takip edilen programda Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye yöneltilen sorular ve verdiği cevaplar şu şekilde;
Sunucu: Siyasal İslamın Türkiye’nin en büyük sorunlarından bir tanesi olduğunu düşünüyor musunuz?
Alparslan Kuytul: Siyasal İslam denilen kavramın iki manaya gelme ihtimali var. Hangisi olduğunu kastediyorsanız ona göre değişir. Birincisi; Siyasal İslam derken, parti yoluyla iktidara gelmek ya da İslami söylemlerle parti kurarak iktidara gelmek, parti yoluyla gücü eline aldıktan sonra İslam’a hizmet etmek gibi bir yol. Bazen Siyasal İslam dendiğinde bu kastediliyor.
Sunucu: Ben, tam tersi daha çıkarcı bir yoldan bahsetmiştim. İslami terimleri kullanarak iktidar olmak gibi.
Alparslan Kuytul: İslami terimleri kullanarak iktidar oluyor. Sonra onu, bir kısmı menfaatine kullanabilir, bir kısmı da menfaatine kullanmayabilir. Diyelim ki samimi, o menfaatine kullanmayabilir. Ama sonuçta Siyasal İslam. Sonuçta burda bakılması gereken nokta; samimiyet değildir.
Sunucu: İkisi de Siyasal İslam’a mı giriyor?
Alparslan Kuytul: Evet. İster samimi olsun, isterse samimi olmasın. Sonuçta ikisi de aynı. Parti metoduyla siyasi bir yöntem. Samimi olmayan; Parti metodunu kullanarak iktidara gelir ve ondan sonra biri kendine hizmet eder. Samimi olan; İslam’a hizmet etmek isteyebilir. Sonuçta ikisi de Siyasal İslam’dır. Siyasal İslam derken kastedilen şeylerden biri budur.
Bunun aslında çok fazla bir çözüm olmadığı görülmüş oluyor. 17 yıllık iktidar, üstelik tek başına iktidar. Samimi olsalar, yanlış şeyler yapmasalar, İslam’ı kendi menfaatlerine kullanmasalar, parti içindekiler hırsızlık yapmasalar bile yine de sistem içerisinde… Aslında sistem sizi kendine benzetiyor, sizi öğütüyor. İslam’a hizmet edemez hale geliyorsunuz ve sistemin bir parçası oluyorsunuz. Yani burada tek suçlu aslında o insanların samimiyetsizliği değil, sistem onları öğütüyor ve kasten onları kendilerine benzetiyor ve hatta onların içinden bir kısmını gizli gizli hırsızlık yapmaya teşvik ederek, müsaade ediyor. Böylece onları kendine benzetiyor. Dünyaperest, makamperest yapıyor. Artık ondan sonra şantaj yapabiliyor ve onları istediği gibi kullanıyor. Hatta onlarla İslam’a zarar bile veriyor. Perde arkasında böyle gizli bir sistem var. Mesela Siyasal İslam şimdi ne yapıyor? Siyasal İslamcı samimi bir insan, Müslüman bir siyasetçi. Ne yapabiliyor? İslam’a uygun davranabilir mi? Hayır. İslam’a uygun davranamıyor. Çünkü sistem zaten buna müsaade etmez.
Sunucu: Öz anlamında sistem İslam’a uygun değil mi?
Alparslan Kuytul: Tabi. Sistem Laik olduğunu söylüyor. Türkiye devleti; İslam Cumhuriyeti diyemezsiniz. Bu suçtur. ‘Laik, Cumhuriyet’ demek zorundasınız. Bunu zaten saklamıyorlar, açıkça söylüyorlar. İktidara geçenler; ‘Biz Laikiz ve burası İslam devleti değildir’ diyorlar. Dolayısıyla bu sistemin içerisinde bir İslamcı ya da bir siyasal İslamcı çok fazla bir şey yapamaz. Aslında bu metotta sorun var. Samimi olan için söylüyorum. Böylece ne oluyor? Bir şey yapamıyor. Diğeri zaten hırsızlık yapıyor. O ayrı. Samimi olan da kendi inandığı değerler için fazla bir şey ortaya koyamıyor. Bu seferde Siyasal İslam ile bir yere varılamıyor gibi bir mana çıkıyor.
Sunucu: Burda şöyle bir örnek verebilir miyiz? Siyasal İslam deyince Gülen cemaati, (Fethullah Gülen’in cemaati şimdiki adıyla FETÖ) devletin içerisine giriyor, sızıyor, orda büyüyor, dallanıyor ve budaklanıyor. Bu da bir yere kadar. Aslında ‘olumlu ya da olumsuz anlam da devlete hizmet ediyor’ deniliyordu. Ama bir baktık ki ondan sonra toplumun başına gelmeyen kalmadı. Bu yaptıklarından dolayı terör örgütü olarak tanımlandı. İşte sistem tam da burda mı diyorsunuz? Öte yandan ‘Laik olamaz’ diyorsunuz. Aslında ben, buraya takıldım. Size göre, devletin Laik olması olumlu olmuyor mu? Cemaat Laik kafada olmadığı için devletin içerisine sızmıyor mu?
Alparslan Kuytul: Aslında onların yaptığı şey Siyasal İslam değildir.
Sunucu: Siyasal İslam olmuyor mu?
Alparslan Kuytul: Hayır. Bir kere onların siyaset yoluyla iktidara gelme gibi bir yöntemleri yok. Devlete sızıyor. Devlete sızmakla iktidara gelmek aynı şey değildir. Onlar belki iktidarla da birlikte iş yaptılar, olabilir ama onların durumu farklı. Tamamen Siyasal İslam denilemez. Onlar zaten Laikliğe de karşı gelmiş değiller, İslam medeniyeti diye bir talepleri de hiçbir zaman olmadı. İslam devleti diye bir kavramları da yoktu. Hatta kendilerini cemaat olarak bile tanımlamazdı. Halk arasında onlara ‘Gülen cemaati’ derler ama aslında onlar ‘biz cemaat değiliz, biz camiayız, biz bir topluluğuz’ derler. Kendilerini cemaat olarak bile tanımlamazlar. O yüzden onlara bakaraktan Siyasal İslam tabiri kullanılamaz.
Sunucu: Siyasete girdikleri için belki öyle bir kavram kullanılmış olabilir.
Alparslan Kuytul: Evet bazı kimseler onu kullanmış olabilir. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’de ‘Siyasal İslam çöktü’ diye bir ifade kullanmıştı. Eğer kastettiği şey; ‘parti yoluyla, İslam diyerek, İslami söylemler kullanarak iktidara gelmek, ondan sonra da İslam’a hizmet etmek ya da buna benzer birtakım şeyler yapmak mümkün olmuyor’ manasını kastettiyse ona bir şey demem.
Ama şunu kastediyorsa; ‘İslam bu çağa uygun değildir. İslam’ın siyasi yönü yoktur. İslam siyasetle alakalı değildir. Sadece ibadet ve ahlaktır. Ve devletle ilgili hiçbir hükmü yoktur’ demek istiyorsa bu kabul edilemez. Ama birinciyi kastetti sanıyorum. Yani özetle şunu diyebiliriz: “Samimi insanların eliyle belki biraz daha bir şeyler yapılabilirdi ama Siyasal İslam, çok çabuk bozuldu. Çünkü nerde iktidar varsa; menfaatperest insanlar oraya dolar. Ve orayı bozar.”
Sunucu: O da İslam’a uygun değil.
Alparslan Kuytul: Evet. Bu da İslam’a uygun değil, çünkü vatana, millete hizmet mi edeceksiniz, cebinizi mi dolduracaksınız? Hangi maksatla geldin? Aslında ‘bu işler böyle oluyor’ diyorlar. Kendilerini bu şekilde kandırıyorlar. Bu şekilde sistem biraz da onları zorluyor, o tarafa sevk ediyor.
Dinlemek için tıklayınız;