Kıymetli kardeşlerim ve siz değerli katılımcılar
Bugün 9 Haziran 2019.
Bu pazar da yaklaşık 6 aydır her Pazar olduğu gibi yine bir basın açıklaması için toplandık. Bugün itibariyle 484 gündür Hocamıza yapılan hukuksuzluğa ve zulme dikkat çekmeye devam ediyoruz. Hepinizin malumu olduğu üzere daha önce terör ve suç örgütü kurma iddiasıyla hâkim karşısına çıkan Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin önce 8 Kasım’da terör suçlamasından, sonra da 24 Ocak’ta suç örgütü kurma iddiasından tahliye almıştı.
Aynı gün savcılığın bir diğer mahkemeye itirazı sonucunda tahliyesinin üzerinden 24 saat geçmeden yeniden tutuklanıp cezaevine konulmuştu. Tüm delil ve belgelerin Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin suçsuz olduğunu ispat ediyor olmasına rağmen ne üzücüdür ki 10 Mayıs 2019 da mahkemeler yine siyasi baskılara boyun eğerek adaletle karar verememiş, siyasi bir karar vererek Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin ve Furkan Vakfı Başkanı Ali Alagöz’ün tutukluluğunun devamına hükmetmiştir.
Hakikatlerin konuşulmasına hasret kalınan şu günlerde, Alparslan Hoca doğruları korkusuzca söylediği ve tüm baskılara rağmen ısrarla TEVHİD davasını anlatmaya devam ettiği için ona bu zulmü reva görüyorlar.
Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin talebeleri ve sevenleri olarak en baştan beri onu yalnız bırakmadık.
O HAKKIN arkasında durdu, mazlumları savundu biz de onun hakkını savunduk ve savunmaya devam edeceğiz.
ZULÜM BİTENE KADAR sloganıyla çıktığımız yola meşru ve sessiz eylemlerimizle kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Alparslan Hoca’nın içerde tutulmasının sebebinin onun İslam dinini bütün gerçekliği ile anlatması ve haklı tenkitleri olduğunu nerdeyse bilmeyen kalamamıştır.
Onun tutuklu bulunmasının sebebinin; hukuki değil de siyasi olduğu açıktır.
O halde bu iğrenç ve korkakça siyasete bir an evvel son verilmeli ve Alparslan Hoca serbest kalmalıdır.
Ülkemizde, siyasetçiler doğruları duymaktan korkmamalı, düşünce insanlarını susturma gayretinden vazgeçmelidir. Düşünce insanları bu ülkenin en önemli değerlerindendir.
Özellikle son yıllarda oluşan bu baskı atmosferi, ülkemizi her geçen gün bir Ortadoğu ülkesi olmaya doğru sevketmekte; ezilmiş, korkutulmuş, sindirilmiş insanlar meydana getirmektedir.
Alparslan Kuytul Hocaefendi 10 Mayıs’taki mahkemesinde “Bana sus diyorlar. Susmayacağım. Beyat da etmeyeceğim…” demişti. Biz de Furkan Gönüllüleri olarak ona ve tüm masumlara yapılan haksızlıklara karşı susmayacağız, tepki vermeye ve tıpkı Alparslan Hocamız gibi TEVHİD, ADALET, HÜRRİYET VE MEDENİYET demeye devam edeceğiz.
Biz Furkan Gönüllüleriyiz.
Tüm mazlumların derdi bizim de derdimizdir.
Biz her zaman haklının yanında, zalimin karşısında olmaya, mazlumları savunmaya devam edeceğiz.
Bunun için her türlü meşru yolu sonuna kadar kullanacağımızı buradan İLAN ediyoruz.
TÜRKİYE’NİN İÇİNDE BULUNDUĞU BU ÖLÜMCÜL SESSİZLİK BOZULANA KADAR,
ÖZGÜRLÜK ATKILARI TAKACAĞIZ,
ÖZGÜRLÜĞE YÜRÜYECEĞİZ
ADALETİ BEKLEYECEĞİZ VE
HER YERDE KONUŞACAĞIZ..
Bu zulmü her türlü duyuracağız.
Mazlumların gözünün yaşı durana kadar mücadelemiz devam edecektir.
Katılımlarınızdan dolayı teşekkür ederiz.