19 aydır haksız yere cezaevinde bulunan Alparslan Kuytul Hocaefendinin 22 Ağustos Perşembe günü gerçekleşen “suç örgütü ve dolandırıcılık” iddiasıyla yargılandığı mahkemede tutukluluğunun devamına karar verildi. Telefon kısıtlamanın kalkmasının ardından gerçekleşen ikinci görüşmede Hocaefendi 22 Ağustos günü gerçekleşen mahkeme hakkında değerlendirmelerde bulundu. Alparslan Kuytul Hocaefendi 22 Ağustos mahkemesini değerlendirirken.“Ne benimle ne vakıfla ne de arkadaşımızla ilgili böyle bir şikâyet yok. Mağdur yok, şikayetçi yok, şahit yok, hiçbir şey yok, delil yok ama bu iş ne?” dedi.
Alparslan Kuytul Hocaefendinin 51. telefon görüşmesinden bazı alıntılar sizlerle;
“Ellerinde hiçbir delil yok. Operasyonu başlatırken terör örgütü üyeliğinden başlattılar sonra onun tutmayacağını anlayınca terör örgütü, hem de “4 tane terör örgütü” dediler. Tutmayacağını anlayınca bu sefer ikiye indirdiler. Onun da üyeliğini iptal edip, “propagandasını yapıyor” dediler. Hiçbirini yapmadım çok şükür, yapmam da…
Ondan sonra onun da tutmayacağını anlayınca bu sefer “suç örgütü” diyelim, “onu bunu dolandırdı” diyelim. Bir tane şikâyet var mı benimle ilgili, bir tane mağdur var mı? Böyle bir şey yapmış olsaydım herhalde bir şikâyet olurdu. Ne benimle ne vakıfla ne de arkadaşımızla ilgili böyle bir şikâyet yok. Mağdur yok, şikayetçi yok, şahit yok, hiçbir şey yok, delil yok ama bu iş ne?
Hani ben bir zamanlar bir şey demiştim: “Adaletin olduğu ülkede insanlar suçu ispat edilinceye kadar suçsuz, adaletin olmadığı ülkede ise insanlar suçsuzluğunu ispat edinceye kadar suçludur. Adaletin olduğu ülkede savcılar suçu ispat eder, adaletin olmadığı ülkede sanıklar suçsuzluğunu ispat eder” Bir tane delil ortaya koymuyorlar. Bana, “Sen kendini, suçsuzluğunu ispat et” diyorlar. Böyle bir mahkeme, böyle bir düzen olabilir mi? Bir tane delil ortaya koymuyor söylediği şeyler hiçbirisinin bir delili yok, şahidi yok, bir şey yok ve vakfın parası vakfın kasasından çıkmış evlerimizdeki ayakkabı kutularından mı çıktı da mahkemelik olduk? Vakfın parası vakfın kasasından çıkmış ve makbuzları yok diyorlar. Makbuzları bulunduğu halde iddianamede makbuzlar bulundu diye yazmıyor. Bu nasıl devlet, bu nasıl savcılık? Makbuzlar bulunduğu halde daha sonraki aramada vakfın içinden buldular. Buldukları halde iddianamede bulunmamış gibi yazıyor. Bu nasıl iş yani? Bunu emniyet buldu da götürüp vermediyse o zaman onlara hesap sorulsun. Emniyet görevini yaptıysa verdiyse savcı nasıl bunu iddianameye koymadı?”