Furkan gönüllüleri, bir Pazar klasiği haline gelen ‘Alparslan Kuytul Hocaefendi ile aynı saatte kitap okuma ve basın açıklaması’ etkinliğinde buluştu.
Zulme ses vermek için 48 haftadır Adana Atatürk parkında bir araya gelen Furkan gönüllüleri, kitap okuma etkinliğinin ardından İstanbul Kağıthane’de ki Sadabat Eğitim ve Kültüre Hizmet Vakfı’na ait bir yurdun insafsızca yıkılması hakkında basın açıklaması gerçekleştirdiler.
Basın açıklaması esnasında İslam düşmanlarının, hükumetteki nefreti kullanarak bir plan dahilinde herkesi bitirmeye çalıştıklarına değinen Furkan gönüllüleri, kademe kademe bütün muhaliflerin susturulmaya çalışıldıklarını ifade ettiler.
15 temmuz bahane edilerek her kesimin susturulmaya çalışıldığına, ancak Müslümanların zulme sessiz kalmamaları gerektiğine değindiler.
Kamuoyunun önünde gerçekleşen yurt yıkımına karşı Müslüman gazetecilerin, siyasetçilerin, hocaların suskunluğunu eleştirerek Müslümanların sessizliğinin İslam düşmanlarına cesaret verdiğini ifade ettiler.
Basın açıklamasının tamamı şu şekilde;
Kıymetli Halkımız ve Değerli Katılımcılar
Bugün 3 Kasım 2019 Pazar
Furkan Gönüllüleri olarak; Kâğıthane’de yıkılan yurt binası ve buna sessiz kalan Müslümanlar hakkında basın açıklaması yapmak üzere Atatürk parkında toplanmış bulunuyoruz.
Tevhid ve adalet birbirinden ayrılmaz bir bütündür. İkisi de özelde İslam Medeniyetinin, genelde tüm insanlığın temel yaşam prensipleridir. Bu prensiplere bağlı kalmaya ve bunları gündemde tutmaya çalışan bizler, her şart ve zeminde zulmün karşısında, mazlumun yanında olmaya gayret ediyor, yapılan her zulmü gücümüz nispetinde dillendirmeye çalışıyoruz. Biz her şeyden önce, bu inanca bağlılığın gereği olarak Rabbimize söz verdik. O’na olan ahdimizi pekiştirmek, mazlumlara olan desteğimizi ve kardeşliğimizi göstermek, İslami hizmetlerin önünde engel olanlara tavrımızı ortaya koymak için bugün buradayız.
Kıymetli Kardeşlerim,
Malumunuz olduğu üzere üç gün önce İstanbul Kağıthane Belediyesi tarafından kaçak yurt bahanesi ile yıkılan yatılı yurt ve Kur’an kursunun yürek yakan görüntülerine tanık olduk. Sabahın erken saatlerinde, âdeta yangından mal kaçırır gibi öğrenci yurdunun yıkılması karşısında vicdanlarımız sızladı. O kardeşlerimizin acısını kalbimizde hissettik. Maalesef kamuoyunun gözü önünde cereyan eden bu hadise karşısında İslamî camianın çoğunluğu, her zamanki gibi derin sessizliğe gömüldü. Müslüman gazeteciler, siyasetçiler, Hocalar neredeler? Bu ölümcül sessizlik bizi öldürüyor… Bugün kendi mahallemizi, kendimizi eleştiriyoruz. Bir yangının ortasında sessiz sakin duruşumuza isyanımız! Ey Müslümanlar bilesiniz ki; sessiz kalalım, bir şey söylemeyelim, fitne zamanıdır, susalım gibi tedbir anlayışınız ve içtihat ettiğiniz stratejiniz yanlıştır. Bu tavrınız, bünyenizdeki Müslümanları pasifleştiriyor, toplumun da İslam’dan soğumasına sebep oluyor. Peygamber kıssalarını ve o kıssalarda zulme uğrayan mazlumların mücadelesini hatırlayın. Müslümanların susmayı tedbir zannettiği bir zamanda Allah’ın, “Emrolunduğunu gürleyerek söyle!” ayetini tefekkür edin. Cesaretin ömrü kısaltmadığını, korkaklığın da ömrü uzatmadığını bilmelisiniz. Dünyevî çıkarları ve kazanımları, uhrevî kazanımların önüne geçirmeyin. Tüm ihtilafları ve kardeşliği bozan fikir ayrılıklarını bir tarafa bırakıp ortak paydada buluşmaya azmedin.
Furkan Gönüllüleri olarak yaklaşık 5 yıldır engelleme ve çeşitli zulümlere maruz kalmaktayız, çok az vicdanlı insanın dışında kimseden destek görmedik. Rabbimize güvendik ve konuşmaya, hakkı haykırmaya, krala çıplak, zalime “zalimsin” demeye devam ettik! Biz imanımızın gereği mazluma sahip çıkmayı vazifemiz bildik, susanlar gibi olmadık. Başta Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi olmak üzere, onun talebeleri ve sevenleri olarak hepimiz Kur’an Kursunda kalan 59 öğrenciyi gecenin 4’ünde biber gazıyla uyandırıp dışarı atanların yaptığı zulmü lanetledik. Alparslan Kuytul Hoca cezaevinde bir mahkûm olduğu halde bu zulme sessiz kalmadı ama maalesef özgür(!) Müslümanlar sustu. Yiğit her yerde yiğittir. Bir cemaatin Kur’an kursu yıkılıyor, cemaatler ve hocalar sus pus… Yazıklar olsun! Alpaslan Hoca bir kez daha gösterdi ki bir insan zindanda olsa da hür, hür olsa da tutsak olabiliyormuş. Sessiz kalmaya devam edenler bilsinler ki susa susa bitecekler.
Tüm Müslümanları ve STK temsilcileri ve üyelerini bu zulme tepki göstermeye davet ediyoruz. Müslümanların suskunluğu İslam düşmanlarına cesaret verir. Bu suskunluğun sebebi korkaklık ve dünyaperestliktir. Başta Hocalar olmak üzere cesur olunmazsa, evimizi de yurdumuzu da başımıza yıkacaklar. Mazlumlar sustukça zalimler azgınlaşır. Biraz daha yürekli biraz daha imanlı olsaydık böyle mi olurduk? Ümmet olarak bu kadar ezilir miydik?
Allah azze ve celle; Müslümanlara yapılan zulmü bitirsin, Müslümanların bir evvel uyanmasını, gayrete gelmesini, Hakkı her daim anlatmasını ve ayakta tutmasını nasip eylesin.
Bizleri sabırla dinlediğiniz için hepinizden Allah razı olsun.