Furkan Gönüllülerinden “Alparslan Kuytul Hocaefendiye Yapılan Telefon Yasağını Duyurma” Konulu Basın Açıklaması

0

Biz Furkan Gönüllüleri olarak bugün Atatürk Parkında hem Alparslan Kuytul Hocaefendiye yapılan telefon hakkının kısıtlanmasını kınamak hem de yapılan haksızlık ve zulmü kamuoyu ile paylaşmak için toplandı.

Maalesef ülke olarak haksızlıkların ve zulümlerin arttığı, adaletin mumla arandığı, hukukun rafa kalktığı, üstünlerin hukuku olduğu zorlu bir süreçten geçiyoruz. Memlekette adaleti gerçekleştirmekle yükümlü yöneticiler her gün daha da çoğalan zulüm ve haksızlıklara son vereceklerine, adaletin, hak ve hukukun sadece edebiyatını yapmakla yetiniyorlar.

Her geçen gün toplumu daha çok kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı üsluplarına yenilerini ekleyerek var olan yaraları daha da derinleştiriyorlar. Çözüm sunacakları yerde büyük problemlere sebep oluyorlar.

Basın açıklamasının tamamı;

KIYMETLİ KARDEŞLERİM, SİZ DEĞERLİ KATILIMCILAR!

Bugün 30 Haziran 2019, Pazar

6 aydır her Pazar burada her türlü zulme karşı mazlumun sesi olmaya çalıştık.  Bugün ise “Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye yapılan son zulmü kamuoyuna duyurabilmek” için toplandık.

Bildiğiniz üzere Alparslan Kuytul Hocaefendi, 30 Ocak 2018’de şafak baskını ile gözaltına alınıp delilsiz-dayanaksız ve akıllara zarar bir iddianame ile tutuklandı.

Bir buçuk yıldır kamuoyunun gözleri önünde devam eden bu hukuksuz uygulamalara her geçen gün yenileri eklenmiş, zulmün boyutu artarak değişmiştir.

506 gündür Bolu F Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin eşi Semra Kuytul Hocahanım ile 14 Haziran’da gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, “Arkadaşların ateşli bir İslam davetçisine dönüştüklerini şimdi kendilerinden duyuyorum. Yoğun bir şekilde başkalarından duyduğum gün kurban keseceğim…” şeklindeki mutluluğunu paylaştığı cümle gerekçesiyle, “talimat” iddiasıyla telefonla görüşme hakkına süresiz kısıtlama getirildi.  !!

Soruşturma konusu olan bu konuşmada Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin sevenlerine yönelik talimat sayılabilecek bir cümlesi bulunmamaktadır. Alparslan Kuytul Hocaefendi konuşmasında, arkadaşlarının İslam’ı anlatmaya başlamasından duyduğu sevinci ve iyi bir İslam davetçisi olunduğu takdirde yıllar öncesinde verdiği şükür kurbanını kesme sözünü yerine getireceğini ifade etmektedir. TALİMAT BUNUN NERESİNDEDİR?

Soruşturma evrakında geçen Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin “örgüt üyelerini yönlendirdiği” ifadesinden maksat sevenlerine “talimat” vermek değildir. Yönlendirmekten maksat “teşvik etmek” ise ve bu bir suç ise en başta suçlu Kur’an-ı Kerim’dir. Çünkü Allah Azze ve Celle Kur’an-ı Keriminde, “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et” buyuruyor; insanları İslam’ı anlatmaya Allah teşvik etmiştir. Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin bunun için talimat vermesine, bu ayetleri bilen arkadaşlarını yönlendirmesine gerek var mıdır?  !!

Ayrıca “Yönlendirmekten” maksat talimat vermek ise Alparslan Kuytul Hocaefendi bunu yapacak olsa, kaydedildiğini ve takip edildiğini bile bile telefonla yapar mı?

Bizler, gönüllülerden oluşan ve hayırlı işlerle uğraşan bir vakıfız. Gönüllülükte esas, talimatla ve mecbur kılınarak değil, Allah rızası için, gönül rızası ve özgür irade ile gerçekleşir. Biz zorlamayla, talimatla hareket etmeyiz.

Hocamızın biz Furkan gönüllülerini, İslam’ı anlatmaya, iyilikleri çoğaltıp kötülükleri azaltmaya teşvik etmesinden rahatsız olanlar ve Cezaevi idaresini kullanarak onu susturmaya çalışanlar, aslında sadece Hocamızdan değil, bizlerin İslam’ı anlatmasından da rahatsız olmaktadırlar. Susturmak için Hocamızı hapse attıranlar, şimdi binlerce Furkan gönüllüsünün konuşmaya başlamasına çok kızmış olmalılar. !!

Sevenlerine talimat vermek ve onları yönlendirmek suç ise

  • O zaman neden hükümet ve devlet “terörist başı” dedikleri Apo’nun mektubunun canlı yayında televizyonlarda okunmasını sağladı? Apo ile görüşmesi mümkün olmayan, Apo’nun akrabası da avukatı da olmayan birisini cezaevine girdirip onunla görüşmesine neden müsaade ettiler? Kanunsuz bir şekilde Apo’nun mektubunu gelen kişiye verip televizyonlarda okunmasını neden sağladılar?  Demek ki siyasi menfaat olunca, işlerine gelince “bebek katili ve terörist başı” dedikleri kişinin kendini sevenleri yönlendirmesine sessiz kalınır hatta yardım edilirmiş.
  • Aynı şekilde kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’ın konuşmasının bir devlet televizyonu olan TRT’de yayınlanması, böylece İstanbul’daki Kürtlerin tarafsız kalmaya çağrılması… bunları açıklamamamıza gerek var mı? Bu konuya değinmemizin sebebi, Hocamız hakkında başlatılan soruşturmanın Cezaevi idaresi ile alakasının olmadığının bilinmesindendir. Talimatın birtakım siyasilerden geldiğini bildiğimiz için onların çelişkilerini ve gerçek yüzlerini ortaya koymak istiyoruz. !!

Soruşturmada “örgüt üyeleri” denilerek delilsiz ve yetkisiz bir şekilde bir suç örgütünün varlığına hükmedilmiş olmaktadır. Cezaevi mahkeme değil, cezaevi idarecileri de hâkim değildir. Madem örgüt üyeleri denilmektedir o zaman bu örgütün adını da açıklamalısınız. Alparslan Kuytul Hocaefendi hakkında bir yargı kararı yokken bu şekilde itham edilmesi hiç kimsenin hakkı olamaz!

Suç örgütü olduğumuza dair en küçük bir delil olmadığı ve bir yargı kararı da bulunmadığı halde gönderilen soruşturma yazısında “örgüt üyelerine talimat veya yönlendirmeden” bahsedilmesi ve bununla itham edilmesi yargısız karar vermektir. Hem de hâkim olmayan ve yetkisiz kimseler tarafından. Soruşturmada geçen “örgüt üyeleri” ifadesini Alparslan Kuytul Hocaefendi ve biz Furkan Gönüllülerine hakaret olarak kabul ediyoruz.

Alparslan Kuytul Hocaefendi, ömrü ilimle, İslami dersler ve konferanslarla, İslam’a hizmetle geçmiş, kendini bu yola adamış ülkemizin kıymetli bir hocasıdır. Onun hayatı, konuşmaları, yazıları, yaptıkları ve biz arkadaşlarının hayatı meydandadır. Bugüne kadar hangimiz bir suç işlemişiz? !!

Suç örgütü suç işlemek amacıyla bir araya gelmiş kişilerden oluşur. Suç örgütü silah satar, uyuşturucu satar, çek-senet tahsilatı yapar. Biz böyle insanlar mıyız?

Tüm Türkiye ve milyonlarca insan buna şahittir ki, Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin zindanda olması;

1-Tevhidi anlatmasından ve “Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olmalı” demesinden, İslam medeniyetini isteyip başka medeniyetleri ve ideolojileri reddetmesinden,

2-AKP Hükümetinin yanlışlarını eleştirmesinden,

3- Din düşmanı derin devletten ve yaptıklarından bahsetmesinden kaynaklanmaktadır.

 Bunlardan dolayı hapse atamayanlar “suç örgütü” iftirası ile onu saf dışı etmeye ve susturmaya çalışıyorlar.

15 Temmuz belasından sonra 15 Temmuz bahanesi ile nice insanlara haksızlık yapıldığını, muhaliflerin bu yolla susturulmaya çalışıldığını herkes de bilmektedir. Ülkenin geldiği durum da ortadadır. !!

Furkan gönüllüleri olarak Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye bu zulmü yapan zalimlere diyoruz ki;

Hocamıza yapılan bu haksız ve hukuksuz uygulamalara karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. Onu susturmaya çalışanlar bilsinler ki, Cesur Alim Dışarıda Da Olsa Zindanda Da Olsa Susmaz, konuşur! Alparslan Hoca Susturulamaz! !!

Onu susturmaya çalışmanız nafile çünkü dışarıda olan Binlerce Alparslan Kuytul var ve onlar Susmayacaklar!

Alparslan Kuytul Hocaefendi 10 Mayıs mahkemesindeki savunmasında, “Bana sus diyorlar. Susmayacağım. Beyat da etmeyeceğim…” demişti.

Biz de Furkan gönüllüleri olarak Türkiye’nin içinde bulunduğu bu zulüm ortamı, yerini adalet ortamına bırakana kadar, SUSMAYACAĞIZ! Bu zulmü tüm Türkiye’ye duyuracağız. Hocaefendi’nin cezaevinden yaptığı ses kayıtlarını her yerde dinleteceğiz! !!

Katılımlarınızdan dolayı teşekkür ederiz.

Basın açıklamasından kareler;

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here