Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin Siyaseten Tekrar Tutuklanması ve Yapılan Hukuksuzluklara Karşı Siyah Bantlı Protesto!

0

Furkan gönüllüleri, bugün Adana Atatürk parkında gerçekleştirdikleri basın açıklamasında, Alparslan Kuytul Hocaefendi ve Furkan vakfı hakkında açılan dava dosyasının içinin boş bir dava olduğunu ve iddiaların asılsız olduğunu bir kez daha vurguladılar. Ayrıca tahliyenin üzerinden 24 saat geçmeden Hocaefendi’nin tekrar tutuklanmasının asıl sebebinin tevhidi söylemleri ve hakkı ortaya koyan tenkitleri olduğunu belirterek yargıya olan güvenin günden güne zayıfladığını ifade ettiler.

Ayrıca bugün Furkan gönüllüleri tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasında, katılımcıların ağızlarını siyah bantlarla kapatmaları, ülkemizde son zamanlarda her muhalif sesin susturulmaya çalışıldığını, hukuksal süreçlerin siyasi baskılar altında yürütüldüğünü simgelemiştir.

Bunun yanı sıra Furkan gönülleri şartlar ne olursa olsun hakkı ortaya koyacaklarını ve meşru mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini tüm kamuoyuna göstermişlerdir.

İşte basın açıklamasının tamamı şu şekilde;

Değerli Halkımız, Kıymetli Basın Mensupları!
30 Ocak 2018’de Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’na, Alparslan Kuytul Hocaefendi ve Furkan gönüllülerinin evlerine yapılan baskının, onları bir terör veya suç örgütü gibi göstermenin üzerinden tam bir yıl geçti.

Bu süre zarfında medyanın da desteğiyle iftiralarla dolu sürekli bir karalama propagandası yapıldı. Terör dosyasından tahliye olan Alparslan Kuytul Hoca’nın, 4. Ağır cezadan dolayı tutukluğu devam ediyordu. Hayatları tertemiz olan Hocaefendi ve Furkan gönüllülerine terör/suç örgütü, evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık gibi olmadık iftiralarla ve iddialarla açılan davanın duruşması bir yılın sonunda yapılabildi. 4. Ağır Ceza’da görülen dava, 22-23-24 Ocak 2019’da üç gün sürdü. Duruşmanın sonunda mahkeme hâkimi, yaklaşık bir yıldır haksızca tutuklu bulunan Alparslan Kuytul Hocaefendi, Vakıf Başkanı Ali Alagöz ve 8 aydır tutuklu olan Veysel Dörtgöz’ün tahliyesine ve diğer sanıkların ise adli kontrol şartlarının kalkmasına karar verdi. Aslında normal şartlarda hukuk kurallarına göre olması gereken karar gerçekleşmişti geç de olsa…

Yaklaşık 5-6 aydır dosyayı ve delilleri inceleyen, dosyaya vâkıf olan, duruşmalarda da üç gün boyunca sanıkları ve müdafilerini dinleyen Mahkeme Başkanı tahliye kararını vermiştir.

Bu kararla, başından beri süregelen bunca hukuksuzluğa haksızlığa rağmen adil yargılamanın olduğu, hukukun gereğinin yapıldığı kanaatleri tam oluşmaya başlamıştı ki 5. Ağır Ceza’dan gelen yeniden tutuklama kararı tüm bu olumlu havayı dağıttı. Haksız ve hukuksuz süreç yeni baştan başladı. 

Değerli halkımız! Tahliye ve tekrar tutuklanma arasındaki saatlerde neler olduğunu maddeler halinde özetleyecek olursak nasıl bir hukuk garabeti tablosuyla karşı karşıya olduğumuz daha iyi anlaşılmış olur.


-Bir yıl tutukluluğunun ardından 22 Ocak’ta başlayan ve 3 gün süren duruşmada yaklaşık 120 sayfa iddianame, 38 klasörden oluşan dosya ve 44 sanığın ve onların müdafi avukatlarının ifedelerinin akabinde 4. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu bulunan Alparslan Kuytul Hoca, Ali Alagöz ve Veysel Dörtgöz’ün tahliyesine ve diğer sanıkların adli kontrollerinin kalkmasına hükmetti. Alparslan Kuytul Hocaefendi ve Ali Alagöz, 24 Ocak Akşamı saat 22.00 civarında 1 yıldır kaldığı Bolu F Tipi Cezaevinden tahliyesinin ardından yola çıkmış ve 25 Ocak Cuma günü sabah 08:00 sularında Adana otoban gişelerine varmıştır. Ancak Hocaefendi Adana gişelerinde durdurulmuş, kendisini bekleyen sevenlerinin yanına gitmesine izin verilmemiş ve Emniyet mensupları tarafından 2 saat bekletilmiştir. Emniyet mensupları ile yapılan müzakereler sonrasında Alparslan Kuytul Hoca’nın bir sonraki tesiste bekleyen yüzlerce seveniyle kısa bir konuşmasına müsaade edildiği söylenmiş ancak Alparslan Hocanın bu kısa selamlama konuşması esnasında, izin verildiği halde, izinsiz bir konuşma yapıyormuşçasına konuşması anonslarla kesilmeye, engellenmeye çalışılmıştır.


-Alparslan Hoca ortamı germeme adına konuşmasını kısa tutup tesisten ayrılmasının ardından sevenlerinin önü TOMA ve Çevik Kuvvet tarafından kesilmiş ve bir buçuk saat tesiste tutularak hürriyet tahdidi yapılmıştır. Alparslan Hoca evine gelmeye çalıştığı sırada, Emniyet mensupları tarafından Adana trafiği alt üst edilerek yollar kapatılmış, araçlar durdurulmuş ve sıkı tedbirler alınmak suretiyle Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin içinde bulunduğu araç dışında hiçbir araç Hocaefendi’nin ikamet ettiği mahalleye girdirilmemiştir.


-25 Ocak Cuma günü sabah saatlerinden itibaren evinin etrafı Çevik Kuvvet Otobüsleri, akrepler ve TOMA’lar ile çevrilmiş, çevik kuvvetin barikatları ile apartmana giriş çıkışlar kontrol altına alınmıştır. Buna rağmen yürüyerek Alparslan Hoca’nın evinin önüne gelen sevenleri polis dağıtmak istemiş ve evine girip kendisini bekleyenlere kısa bir hoşbulduk konuşması yapmasına bile izin verilmemiştir. Hocaefendi kendisini bekleyenlere selam vermek için evinin balkonundan hitap etmek istediğinde ise polis araçları hep birlikte siren seslerini açmak suretiyle sesinin duyulmasını engellemiştir.


-Cuma namazını Adana merkez Camii’nde kılan Alparslan Hoca sevenleriyle merkez parkta tokalaşmak istemiş ve şehir dışından gelen misafirleri ile yemek yemek üzereyken ikramlık yemeğe Emniyet mensupları tarafından el konulmuştur. Daha sonra Alparslan Hoca evine doğru yürürken yanında bulunan sevenleri polis tarafından darp edilmiş, biber gazına maruz kalmıştır.


-Alparslan Kuytul Hoca daha evinde bir gün bile geçirmeden, duruşma savcısının itirazı ve 5. Ağır Ceza Mahkemesinin jet hızındaki kararıyla tekrar tutuklanması yönünde karar çıkmış, akabinde TEM polisleri evine ‘geçmiş olsun’a gelen misafirlerinin yanından Hocaefendi’yi almış, evin içi muhtar veya başka bir hazirun olmaksızın usulsüz bir şekilde aranmış, eşyalar rastgele dağıtılmış ve evde bulunan misafirler yaka paça dışarı atılmıştır. Ayrıca müvekkilinin durumunu sormak, konu hakkında bilgi almak maksadıyla Emniyet Binasına giden Alparslan Kuytul Hoca’nın avukatı, müvekkili hakkında herhangi bir bilgi alamadığı gibi orada bulunan emniyet yetkililerince sözlü ve fiziki saldırıya maruz kalmıştır. Sonrasında Alparslan Kuytul Hocaefendi ve Furkan Vakfı Başkanı Ali Alagöz tekrar Bolu F Tipi cezaevine gönderilmiş, haksız ve hukuksuz dava süreci tekrar başa döndürülmüştür.


Değerli Halkımız ve Kıymetli Basın Mensupları! Yaşanan bu hukuk garabetiyle ilgili kafalarda birçok soru işaretleri belirmiştir. Bu ve benzeri soruları kamuoyunun vicdanına sunuyoruz.


1) Toplam 120 sayfa iddianameden ve 38 klasörden oluşan, yargılaması 3 gün süren, 44 kişinin ve onların avukatlarının yaptığı savunmaların dökümü henüz yapılıp zapta geçirilmemişken, davayı 5-6 aydır inceleyen 4. Ağır Ceza’ya mukabil, davayı ve dosyayı bir kez bile incelemeyen 5. Ağır Ceza Mahkemesi kısa bir sürede nasıl oldu da Savcının itirazını kabul etti? Dosyaya bu kadar kısa sürede nasıl vakıf oldu ve nasıl böyle bir hüküm verdi?


2) Davaya ve dosyaya asıl vakıf olan, süreci takip eden ve savunmaları dinleyen 4. Ağır Ceza’nın kararının tersine bir karar verirken, hangi gerekçeye göre kararını verdi. Hiçbir tesir altında kalmadan böyle bir karar verdiğine kim inanabilir? Bu durum memlekette hukuka ve adalete olan güveni sarsmaz mı? Yargının talimatla çalıştığı fikrini zihinlere kazımaz mı?


3) Alparslan Kuytul Hoca tekrar tutuklandığı ve Bolu’ya nakledildiği halde evinin önüne kurulmuş olan TOMA, akrep ve polis barikatı neden 3 gün bekletildi. Terörle ve suçla ilişkisi olmadığı halde bu yönde hazırlanan içi boş dosyanın içine bir şeyler ilave etmek için Furkan Gönüllüleri veya halk tahrik mi edilmek istendi?

Soruları daha da arttırmak mümkündür. Sonuç olarak sunu söylemek istiyoruz. Furkan Vakfı, Hocası ve Gönüllüleri tertemizdir. Haklarında açılan dava dosyasının da içi boştur, iddialar da asılsızdır. Onlara yapılan baskının temel sebebi Tevhidi söylemleri ve hakkı ortaya koyan tenkitleridir. Alparslan Kuytul Hoca’nın çıkar çıkmaz yaptığı kısa konuşmalar, her zamanki gibi hakkı ve hakikati konuşacağının ipuçlarını verdiği için ve birileri de bu durumdan rahatsız olduğu için yeniden tutuklanmasına karar verildi. Hocaefendi’nin dediği tescillenmiş oldu: Bu dosya suç dosyası değil Sus Dosyası…

Durumu halkımızın vicdanına sunuyor, adaletin bir gün herkese lazım olacağını hatırlatmak istiyoruz.
Katılımlarınızdan ötürü Allah razı olsun.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here