Alparslan Kuytul Hocaefendinin İddianamesindeki Çelişkiler
16 Aydır haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutuklu bulunan Alparslan Kuytul Hocaefendinin iddianamesi hukuki açıdan bir çok çelişkilerle doludur. Alparslan Kuytul Hocaefendinin iddianamesinde bulunan çelişkiler, asılsız iddia ve varsayımlar; sürecin hukuki değil siyasi işlediğininin bir delilidir.
ÇELİŞKİ 1
Vakıf mevzuatına göre vakfın işleyişinden ve oluşacak yasal durumlardan sorumlu olmak resmi olarak vakfın yöneticisi durumundakileri bağlayıcı bir durumdur. Alparslan Kuytul Hocaefendi vakfın kurucularındandır ancak vakıfta herhangi bir resmi görevi bulunmamaktadır. Dolayısıyla vakıf mevzuatı gereği sorumlu tutulması mümkün değildir. Konuyla ilgili 16 aydır cezaevinde tutulan Alparslan Hocanın tutuklu yargılandığı iddianamede yer alan Vakıflar Genel Müdürlüğü teftiş raporunda Alparslan Hocanın, vakıf kurucularından olmasına rağmen resmi kayıtlarda vakıf yöneticisi olarak yer almadığı için mevzuat gereği sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı belirtilmektedir.
ÇELİŞKİ 2
Alparslan Kuytul Hocaefendinin İslam Medeniyeti istediği ve bunun için tüm faaliyetlerinde “Biz Medeniyetimize Dönüyoruz” sloganıyla hareket ettiği belirtilmiş diğer yandan cümlenin hemen akabinde de bununla beraber hükumeti eleştirdiği vurgulanmıştır. İslam Medeniyeti istemek suç olmasa gerektir ki hemen akabinde suçmuş gibi özellikle hükumeti eleştirmesi üzerinde durulup bu durum yargılanma ve tutuklanmaya gerekçe gösteriliyor.
ÇELİŞKİ 3
İddianamede suç örgütünün (!) yaptığı suça dair faaliyetler olarak (halka açık siyer ve tefsir dersleri, vakıfta ders öncesi Kur’an okunması gibi) zaten vakfın kuruluş amacına uygun eğitim ve hizmet faaliyetleri zikredilmiştir.
Alparslan Kuytul Hocaefendinin konu ile ilgili mahkeme savunması;