Bildiğiniz gibi, beni susturmak amaçlı yapılan bir kumpas sonucu yaklaşık iki senedir haksız yere tutukluydum. Milyonlarca insan bana açılan dosyaların suç dosyası değil, sus dosyası olduğunu baştan beri anlamıştı. Bu davanın siyasi olduğunu, ortada bir suç olmayıp aksine bir kumpas ve zulüm olduğunu anlayan ve bu sebeple gerek İslami camiadan gerekse farklı görüşlerden siyasetçiler, gazeteciler, hukukçular ve bütün halk taraftarlarına verdikleri destekten dolayı teşekkür ederim…
Tahliye olduğum günden itibaren gerek arayarak gerek sosyal medyadan gönderdikleri yüzlerce mesajla geçmiş olsun diyen, selamlarını ileten ve tanışmak isteyen herkese teşekkür ediyorum.
İslam yanlışlara muhalefettir, doğruları konuşmaktır, mazlumun elinden tutmaktır. Haksızlıklara karşı hep beraber mücadele etmeyi ve bu ruhu kaybetmemek için gerekirse bedel ödemeyi öğrenmeliyiz. Adalet ve ifade hürriyeti, özgürlük ve adalet mücadelesi verenlerin topluma bir hediyesidir.
Adalet mülkün temelidir, kardeşlik ve huzurunda temelidir. Adaletin olmadığı toplumlarda kardeşlik ve huzur olmaz. Bir ülkede kardeşlik ve huzur yoksa o ülkede adalet yok demektir. Adalet herkesin hakkını vermektir, düşünceyi ifade etme hürriyeti ise herkesin hakkıdır, o halde ifade hürriyeti adaletin gereğidir. İnsanların hakkını vermek zorundayız. Adalet ahlaktır, adaleti olmayanın ahlakı yoktur. Adalet ahlakın kalbidir, adalet olmadan ahlak ölüdür. Adalet medeniyettir, adaleti olmayan medeni değildir.
Din adalettir, adaletsiz dindarlık sadece kuru bir iddiadır. Adaletsiz dindarlık, kalbi sökülmüş beden gibidir, kalbi sökülmüş beden nasıl ki ayakta duramaz ceset ise adaletsiz dindarlık da öyle bir dindarlıktan ibarettir.
Adaletin sağlandığı, düşünceyi ifade hürriyetinin olduğu, güçlülerin zayıfları ezmediği bir toplum olabilmeyi Allah’tan niyaz ederek hepinize saygılar sunuyorum…