Hakkında verilen telefon görüşlerine süresiz kısıtlama kararının ardından Cezaevi yönetimine savunma hazırlayan Alparslan Kuytul Hocaefendi çelişkileri tüm yönleriyle ortaya koydu.
Dışarıya talimat verdiği gerekçe gösterilen telefon konuşmasına binaen cevap veren Hocaefendi, bunun bir talimat olmadığının altını çizdi.
Karara gerekçe gösterilen telefon konuşmasında yer alan ifadeler şu şekilde:
“Soruşturma konusu olan konuşmamda talimat sayılabilecek bir cümle dahi yoktur. Konuşmada sadece arkadaşların İslam’ı anlatmaya başlamasından duyduğum sevinci ifade ediyor ve iyi bir İslam davetçisi olurlarsa şükür kurbanı kesme sözünü yerine getireceğimi söylüyorum. Ki bu sözü yıllar evvel dile getirmiştim. Talimat bunun neresinde?”
Yaptığı bu konuşmada dışarıya talimat verdiği söylenen Alparslan Kuytul Hocaefendi, bunun talimat değil hayırlı bir konuya teşvik etmek olduğunu belirtti ve şunları ifade etti:
“Hem Allah-u Teâlâ, Kur’an-ı Kerimde, “Rabbinin yoluna hikmetle (Kur’an ile ve ilmi delillerle) ve güzel öğütle davet et.” buyuruyorken bunun için benim talimat vermeme, bu ayetleri bilen arkadaşları yönlendirmeme gerek var mı? Soruşturma evrakında geçen “örgüt üyelerini yönlendirdiği” ifadesinden maksat beni sevenlere “talimat” vermekse ben kimseye talimat vermedim ve bu maksatla konuşmadım. Eğer yönlendirmekten maksat “teşvik etmek” ise İslam’ı anlatmaları için her zaman teşvik ettim, bundan sonra da edeceğim. Bununla da şeref duyarım. Her Müslüman İslam’dan bildiği hakikatleri bilmeyenlere anlatmakla mükelleftir. Kuran-ı kerim: içinizden hayra davet eden iyilikle emreden ve kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun” buyurarak bu işi yapabilecek olanlara İslam’a davet etmeyi vazife olarak vermektedir. İslam’ı anlatmak ve buna teşvik etmek bir suç değildir ve olamaz. Herkes İslam’ı öğrense, yaşasa ve anlatsa daha güzel bir toplum meydana gelmez mi? Kendini Müslüman kabul eden hiç kimse bundan rahatsızlık duymaz.”
Alparslan Kuytul Hocaefendinin Konuyla İlgili Savunmasının Tamamını Okumak İçin Tıklayınız