Tevhidi konuşmalarıyla dikkat çeken ve hükumetin–Müslümanlara zarar veren- politikalarını eleştiren Alparslan Kuytul Hocaefendi, 22 aydır cezaevinde tutuluyor.
Siyasi tutuklu Alparslan Kuytul Hocaefendi, cezaevinde tutulma sebebini birçok defa kamuoyuna göndermiş olduğu mektuplarla ve haftada bir cezaevinden yapmış olduğu telefon görüşmeleriyle de açıkladı.
- ‘Benim dosyam suç dosyası değil sus dosyasıdır, bana sus diyorlar, susmayacağım’ diyerek kendisi zulme uğradığı halde her daim tüm mazlumların yanında duracağını ve zulme rıza göstermeyeceğini tüm Türkiye’ye ispatladı.
Ülkemizin salahiyeti ve İslam dininin menfaati için kendini feda eden Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin onurlu mücadelesi, tüm İslami cenaha ilham vermeli ve her kesimden insan, daha da geç olmadan kendi payına düşen dersleri çıkarmalıdır.
Hakkı söylemenin bedelini 22 aydır cezaevinde tutularak ödeyen Alparslan Kuytul Hocaefendi, onurlu duruşuyla sadece Furkan gönüllülerinin değil tüm İslami cenahın şeref ve haysiyetini korumaya devam etmektedir.
- Bir tarafta İslamı temsil ettiği düşünülen(!) iktidarın başta olduğu bir dönemde, artan adaletsizlikler ve zulümler karşısında dinden imandan soğuyan, dinin insanları uyutan bir afyon olduğunu düşünen ve Müslümanların yanlışlarını islamın tamamına mal eden bir nesil türedi.
- Adaletsizlikler karşısında ölü taklidi yapan STK ve cemaatlerin varlığı, insanları islamdan uzaklaştırdı. İşte Alparslan Kuytul Hocefendi’nin ortaya koymuş olduğu izzetli duruş, dinden soğuyan bu nesle yeniden bir umut oldu. Onun sesi, bastırılmaya çalışılsa da kısa süre içinde büyük bir yankı uyandırdı.
Kendisi de bunu ses kaydında şu şekilde ifade etmektedir.
“Hakikati konuşmayan, mazlumların yanında yer almayanlar dinin şerefini düşürmüş, İslam’ın izzet ve şerefini korumamış olurlar. Dinin şerefini kendi şerefimizden üstün tutmadıkça iman etmiş olamayız. Dünyevi makam ve şerefini düşünerek haksızlık karşısında susanlar, kendi şereflerini dinin şerefinden üstün tutmuşlardır demektir. Böylelerine yazıklar olsun! Böyleleri çoğaldı maalesef. Herkes yaptığının hesabını Allah’a verecek.”
“Ben arkamda cesaret bırakmak istedim. Ben arkamda hayırlı bir nesil bırakmak istedim.Hakkı savunan insanlar bırakmak istedim. Korkak bir nesil bırakmak istemedim. Herkes işin edebiyatını yapmayı biliyor. Olay gerçeğe gelince herkes susuyor. Herkes edebiyat yapmayı biliyor. Mesela; ‘haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır gibi.’ ….. haksızlık karşısında herkes susuyor yani. O zaman niye edebiyat yapıyoruz ki yapmayalım o zaman. Yani Korkaklar diyordum. Korkaklar tek bir ya da başka bir ülkedeki zalimleri,cesurlar yaşadığı ülkenin zalimlerini eleştirirler. Korkaklar ölmüş zalimleri cesurlar yaşayan zalimleri eleştirirler.“
- Ayrıca Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin zulümlere boyun eğmeyen ve adaletsizliklere meydan okuyan tavrı, İslamcı görünümlü siyasi iktidarın gerçek dine zarar vermesinin önüne geçti.
Bazı derin güçlerin planları dahilinde halkımıza İslamcı görünümlü bazı modellerin sunulması, vitrinlerde seküler, para ve mevkii sarhoşluğuna kapılan Müslümanların boy göstermeye başlaması, yoksullukla mücadele eden halkımızı islamdan ve Müslüman cemaatlerden uzaklaştırmaya başlamıştı. Ancak tuzak kuranların en hayırlısı olan Allah, onların tuzaklarını başlarına geçirircesine bu oyunu bozmak istedi.
- Dinin, siyasi iktidarların tekelinde olmadığının en güzel ispatı olan Alparslan Kuytul Hocaefendi ve Furkan gönüllüleri, İslam dininin temsiliyetini en güzel bir biçimde ortaya koyarak, gücün yanında değil hakkın tarafında bir hareket olduklarını ortaya koydular.
“Ben Vatanıma milletime fayda şirk nizamlarına ve diktatörlere zarar verdim beni hapse atanlar Vatanına ve milletine faydalı Olduğunu biliyorlardı ama nizamların ve haksızlıklarını eleştirmeme dayanamadılar. Demek ki menfaatlerini Vatan ve milletten daha çok sevmektedirler. Eğer vatanı milleti gerçekten seviyor olsaydılar, ben vatana faydalıydım millete faydalıydım. Demek ki gerçekten vatanlarını milletlerini sevmiyorlar! Böyleleri olacak, hep tarih boyunca da olmuş bundan sonra da olacak! Bunların karşısında da cesur insanlar olacaktır! Dün de oldu bugün de olacak! Yarın da olacak!”