08.02.2018 tarihinden bu yana tutuklu yargılanan ve bu sürenin ilk 10 ayını tecritte geçiren Alparslan Kuytul Hocaefendi, terör mahkumlarına dahi tanınan bazı haklardan mahrum bırakılmış kendisine hukuk dışı muamelelerde bulunulmuştu.
Haksız yere tutuklu bulunmanın yanı sıra bir çok hakkı elinden alınmış TV hakkına yasaklama getirilmiş, avukat hakkı kısıtlanmıştı. Ailesi ve yakınları bu süreçte birçok kere muhatap bulamamış ve bazen de akla hayale sığmayan yanıtlar almıştı. Mektuplarına bile aylarca el konduğu oldu ve ailesinin gönderdiği kitaplar eline ulaştırılmadı.
10 ay gibi uzun bir zaman tecrit altında zulüm gören Alparslan Kuytul Hocaefendi hakkında 10 ay sonra nihayet sevindirici bir haber gelmiş ve İzmir Ödemiş cezaevinde kendisi gibi yalnız kalan tutuklu vakıf başkanı Ali Alagöz, Hocaefendinin yanına Bolu Cezaevine nakledilmişti.
Aylarca süren bu yalnızlığı son buldu diye sevinen ailesi ve sevenleri her mahkemede tahliye haberi bekledi. Kendisine herhangi bir suç isnad edilemediği gibi her mahkemede tutukluluğun devamına karar verildi.
6 Eylül de görülen son mahkemede ise vakıf başkanı Ali Alagöz tahliye edildi. Bu habere sevinen Furkan gönüllüleri, yeniden yalnız kalan Alparslan Kuytul Hocaefendi için de tahliye bekliyor.
Bu tahliye ile ‘suç örgütü kurma ve nitelikli dolandırıcılık’ iddiasıyla açılan davadan yargılanan başka bir tutuklu bulunmadığı halde Alparslan Kuytul Hocaefendinin tutukluluğu devam ediyor. Alparslan Kuytul Hocaefendinin diğerlerinden farklı olarak görülen bir davası olmadığı halde tutukluluğun devam etmesi siyaseten tutulduğunun bir kanıtıdır. Aynı dosyadan yargılananlar tahliye edilirken neden Alparslan Kuytul Hocaefendi hala tutuklu?
Ali Alagöz’ün tahliyesinin ardından ilk zamanki yalnızlığına dönen Hocaefendi hakkında da bir an önce adaletin gerçekleşmesi ve Alparslan Kuytul Hocaefendinin tahliye edilmesi gerekmektedir. Alimler tecritte değil halkın içinde yer almalıdır. Hakkı konuşan alimlerin yeri zindan değil, toplumun aydınlatıldığı kürsülerdir.
