Alparslan Kuytul Hocaefendi bu hafta yaptığı telefon konuşmasında yine önemli mevzulara temas etti.
“ADALETİN” bir ahlak olduğunu belirten Alparslan Kuytul Hocaefendi, aynı zamanda dindarlığın da bir gereği olduğuna vurgu yaptı. Konuşmasında “Adaletsiz dindarlık kalbi sökülmüş beden gibidir” diyerek kendini dindar olarak kabul edip haksızlıklara susanların adaleti gerçekleştirmediklerini ifade etti.
Alparslan Kuytul Hocaefendi, dinin bir gereği olarak haksızlıklara karşı durmuş, her fırsatta hakkın ve haklının yanında olmuştur. Sadece kendi gibi düşünenlerin değil, hangi düşünceye sahip olursa olsun haklının hakkını savunmuş haksızlıklarla mücadele etmiştir. Bugün, kendisine herhangi bir suç isnad edilememesine rağmen siyaseten tutuklu bulunması, kim olursa olsun haklının yanında yer aldığı ve haktan taraf olduğu içindir.
Bu hakikatlere temas eden Hocaefendinin konuşmasından ilgili kısım şu şekilde:
“Eğer bir hâkim adaletle hükmediyorsa o hakimdir. Talimatla hükmediyorsa o da zalimdir. Tarih boyunca da böyle olmuş, şu anda da öyle gibi görünüyor. İdareciler, bazı insanların hakkını vermeyi kendi hakkı zannediyor, hakkını istersem veririm, istersem vermem gibi. Halbuki Adalet, herkesin hakkını vermektir. Düşünceyi ifade etme hürriyeti ise herkesin hakkıdır. İnsanların hakkını vermek zorundayız. O halde ifade hürriyeti adaletin gereğidir. Aslında adalet ahlâktır, adaleti olmayanın ahlâkı yoktur. Adalet medeniyettir, adaleti olmayan medeni değildir. Adalet ahlâkın kalbidir, adalet olmadan ahlâk ölüdür.
Din adalettir, adaletsiz dindarlık sadece kuru bir iddiadır. Adaletsiz dindarlık kalbi sökülmüş beden gibidir. Kendini dindar zannedenler, eğer adaleti gerçekleştirmiyorlarsa; dindarlıktan fersah fersah uzaktadırlar. Kalbi sökülmüş beden nasıl ki ayakta duramaz, ceset ise, adaletsiz dindarlık ta ölü bir dindarlıktan ibarettir.”