Hamd, insanı kendi halifesi kılarak yücelten ve çalışmaya sevkeden Allah’a; Salât-u selam, geleceğe dâir verdiği müjdeler ile ümmetini ümitvâr olmaya sevk eden Allah’ın Rasulü’ne; Selam, o Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte mücadele eden sahabesine, ümmeti yeniden diriltme gayreti içinde olan ve gelecekten ümitvâr olan tüm kardeşlerime olsun.
Kıymetli Kardeşlerim!
Geçen sayıda ümmetimizin yeniden dirilebilmesi ve pasiflikten kurtulabilmesi için bilmemiz gereken ‘İnsanı Harekete Geçiren Etkenler’i (Muharrikûn) anlatmaya başlamış ve ilk olarak ümidin bir muharrik olduğunu ifade etmiştim. Yani kişilerin veya toplumların harekete geçebilmesi gelecekten ümitvâr olmalarına bağlıdır. Ümitsizlik ise kişi ve toplumları hareketsizleştirmekte ve tembelleştirmektedir. Bizi ümitsizliğe sevk eden 3 sebepten birincisini kısaca anlatmış ve ikincisine başlamıştım. Mektubun dışına çıkarak oradan devam edelim.
Evet, bizi ye’se yani ümitsizliğe düşüren bir sebep de son iki-üç asırdır küfür dünyasının güçlenmiş ve maddî alanda bizi geçmiş olmasıdır. Bundan kurtulmanın çaresi olarak yazdıklarıma şunları da ilave etmek istiyorum.
Allah Azze ve Celle: “Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter.”1
“Müşrikler istemese de İslâm dinini bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O’dur.”2 buyurmaktadır. O halde bu din bütün din ve ideolojilere galip gelmek ve yeryüzünde hâkim olmak için gönderilmiştir. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem tek başına bu dini anlatmaya başlamış olduğu halde ömrünün son 3-4 yılında, 3-4 tane Türkiye büyüklüğünde Arabistan yarımadası fethedilmiş ve büyük bir devlet kurulmuştur.
Âyette buyrulduğu gibi bu din o bölgedeki bütün dinlere üstün hale gelmiştir. Bu mücadele ve fetihler daha sonra Hulafa-i Raşidîn döneminde devam etmiş, Emevîler, Abbasîler, Fatimîler, Selçuklular ve sonunda Osmanlıların duraklama zamanına kadar artarak sürmüş ve Müslümanlar üç buçuk kıtada hâkim olmuşlardır.
Âyetin verdiği haber bu şekilde önemli ölçüde gerçekleşmiş ve İslam, dünya dinlerinin birçoğuna üstün olmuştur. Ancak âyeti kerimede bu dinin bütün dinlere üstün ve galip olacağı bildirildiğine göre bu daha sonra gerçekleşecektir. Bu mucizevî gaybî haber elbette merhale merhale gerçekleşecek, bir anda olmayacaktır. İlk merhaleleri zaten vuku bulmuş, son merhalesi kalmıştır. Evet, madem haberi veren Allah’tır o halde son merhalesi de vuku bulacaktır. Müslüman olan bundan şüphe edemez.
Öyleyse Müslümanların bu zayıflığı ve zilleti son bulacak, İslam ve Müslümanlar bütün dinlere yani bütün dünyaya hâkim olacak ve İslam medeniyetini kuracaklardır. O halde bir kısım hatalarımızdan dolayı geçici bir süreliğine bu duruma düşmüş olmamız moralimizi bozmamalı, bizi istikbâlden ümitsiz kılmamalıdır. Çünkü haberi veren Allah’tır ve Allah her şeye kâdir olan ve geleceği bilendir.
Allah Celle Celâluhu Kur’an’ın ve Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bütün dinlere üstün ve galip gelmek için gönderildiğini bildirdiği gibi Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem de birçok hadislerinde ümmetin geleceğinin parlak olacağını haber vermiştir.
Her ne kadar meşhur “vehn” hadisinde; “Bir vakit gelecektir ki ümmetler size karşı bir kuvvet oluşturacaklar. Tıpkı yemek yiyenlerin yemek dolu tabağa saldırdıkları gibi.” Dediler ki; “Ya Rasulallah, biz o gün az olduğumuz için mi?” Dedi ki; “Hayır, bilakis çoksunuz. Yalnız selin götürdüğü çer-çöp gibi gücünüzü kaybedeceksiniz. (çer-çöp mesabesinde olursunuz.) O da sizin korkunuzu düşmanlarınızın kalbinden alır, kalbinize vehn sokar.” “Vehn nedir ya Rasulallah?” dediler.
Buyurdu ki; “Dünya sevgisidir ve ölümü kerih görmektir” (Ebu Davud ve Müsned)3 buyrulsa da bu gibi hadisler ümmetin geleceğinin bütünüyle kötü olacağını ve hep kötüye gideceğini değil gelecekte kötü dönemlerin de olacağını haber vermek içindir. Hadisler birlikte ele alındığında o kötü dönemlerden sonra tekrar uyanışın gerçekleşeceği ve ümmetimizin yeniden yeryüzünde hükümrân olup İslam Medeniyeti’ni kuracağı anlaşılmaktadır. Vehn hadisi gibi hadislerde verdiği bu gibi kötü haberlerle ümmetinin morali bozulmasın ve mücadeleyi terk etmesinler diye Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu dönemlerin geçici olacağını, tekrar fetihlerin başlayacağını şu hadisleriyle bildirmiştir.
1.“Dininiz nübüvvet ve rahmetle başlamıştır. Bu nübüvvet, Allah istediği sürece devam edecektir. Daha sonra Allah Azze ve Celle bunu kaldıracaktır. Sonra nübüvvet yerine halifelik geçecektir; Allah dilediği sürece. Sonra Allah bunu da kaldıracaktır. Sonra, Allah istediği müddetçe, kötü huylu padişahlık devam edecektir. Sonra Allah bunu da kaldıracaktır. Daha sonra cebirin (diktatörlük) hâkimiyeti olacaktır ve bu da Allah’ın dilediği müddetçe ayakta duracaktır. Sonra bu da ortadan kaldırılacaktır. Sonra yine, nübüvvet şeklinde halifelik tesis edilecektir. Bu, insanlar arasında sünnete göre hareket edecektir ve İslâmiyet yerde kök salacaktır. Bu hükümetten göktekiler de yerdekiler de memnun olacaklardır. Gök, alabildiğince bereketini yağdıracaktır ve yer de karnındaki bütün hazinelerini dışarıya çıkaracaktır” (Müsned)4 buyurmaktadır.
Hadiste bildirilen ilk dört dönem aynen gerçekleşmiştir. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in döneminden sonra gerçekten de Raşit halifeler dönemi başlamış ve 30 sene sürmüş, onlardan sonra gerçekten de iş padişahlığa dönüşmüş ve yaklaşık 1920’lere kadar devam etmiştir. Padişahlığın bitmesinden sonra da zulüm ve diktatörlük dönemi başlamış ve İslam âleminin her tarafında diktatör devletler kurulmuştur. Şu anda biz 4. dönemin sonlarında 5. dönemin başlarındayız.
Bir taraftan İslam âleminin birçok bölgesinde zulüm ve diktatörlük devam ederken bir taraftan da uyanış başlamış ve İslamî hareketler zuhur etmiştir. Bir doğum sancısı çekilmektedir. Hadisin sahih olduğunu tarih ispat etmiştir. 5. dönemin geleceğini, tekrar hilafetin ve İslam Medeniyeti’nin kurulacağını hem hadise dayanarak hem de dünyada gelişen İslamî hareketlere bakarak kesin bir dille söyleyebiliriz. O halde ümitvâr olmalı ve gelecekten korkmamalıyız. Bırakalım artık İslam âleminin uyandığını gören küfür dünyası korksun ve onlar gelecekten ümitsiz olsun.
2. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: “Ey ashabım bir gün gelecek Konstantiniyye (İstanbul) ve Roma fethedilecektir” dedi. Rasûlullâh’a soruldu: “Şu iki şehirden hangisi daha evvel fetholunacak, Konstantiniyye mi Roma mı?” Allah’ın Rasûlü, şu cevabı verdiler: “Önce Herakl’ın şehri (İstanbul) sonra Roma fetholunacaktır.” (Müsned)5
Hadis-i Şerifte haber verilen iki şehirden birincisi yani İstanbul fethedildiğine göre hadis tarihen doğruluğunu ispat etmiştir. O halde hadisin ikinci haberi de gerçekleşecek ve Roma da fethedilecektir. Roma yani Hıristiyanlığın merkezi olan Vatikan. Hadis Hıristiyanlığın bitirileceğini haber vermiş olmaktadır.
3. Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Hz. İsa Aleyhi’s Selam’ın inmesi ile ilgili olarak;
“Vallahi muhakkak ve muhakkak Meryem oğlu İsa inecek, hem âdil bir hakem, adaletli bir hükümdâr olarak inecek…”(Müslim ve Kenzü’l-Ummâl)6
“İsa, âdil bir hakem olarak gökten inecek, haçı kıracak, (Hıristiyanlığı kaldıracak) domuzu öldürecek, (domuz etini yasaklayacak) İslam’dan başka şeyi yasaklayacaktır.” (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)7
“İsa, âdil bir hakem olarak indiği zaman kin, nefret ve haset kalkacaktır.” (Müslim)8
“İsa inince İslamiyet ile hükmedecektir. O zaman Allah-u Teâlâ, Müslümanlardan başka herkesi helak edecektir. Sonra yeryüzünde sükûn ve emniyet meydana gelecektir. O kadar ki aslan deveyle, kaplan inekle ve kurt kuzuyla serbestçe dolaşacak, çocuklar yılanlarla oynayacaktır. İsa ölünce cenazesini Müslümanlar kaldıracaktır.” (Ebu Davud)9
“Canıma mâlik olan Zât’a yemin ederek söylüyorum ki, Meryem oğlu mutlaka aranıza nâzil olacaktır. O haçı kıracaktır ve domuzu öldürecektir ve savaşa (harpe) son verecektir. (Başka bir hadiste, harp yerine cizye kelimesi vardır. Yani cizye’yi kaldıracaktır.) Ve mallar öylesine bollaşacaktır ki bunları alacak kimse kalmayacaktır. Ve (durum öyle olacaktır ki insanlar Allah’ın huzurunda) bir secde etmeleriyle her şeyin düşüncesinden kurtulacaklardır.” (Buhâri, Müslim, Tirmizî, Müsned-i Ahmed)10
“(… Hz. Îsa inip) Müslümanlar sabah namazını kıldıktan sonra Deccâl’a yürüyeceklerdir. ‘O kezzâb yalancı, (Deccâl) Hz. Îsa’yı görünce tuzun suda eridiği gibi eriyecektir. Ve o (Îsa) ona yaklaşıp onu öldürecektir. Öyle bir durum olacak ki, ağaçlar ile taşlar bağıracaklar, ‘bakın ey Ruhullah, bu Yahudi arkamıza saklanmıştır.’ Deccâl’in taraftarlarından kimse öldürülmekten kurtulamayacaktır.” (Müsned-i Ahmed)11
“(…İnip sabah namazını kıldıktan sonra) Hz. Îsa diyecek ki, ‘kapıyı açın’. Nitekim kapı açılacaktır. Dışarıda Deccâl 70 bin silahlı Yahudi ile saflar düzenlemiş beklerken görülecektir. Hz. Îsa Aleyhi’s Selam ona bakar bakmaz, tuzun suda eridiği gibi erimeye başlayacak ve oradan hemen kaçacaktır. Hz. Îsa Aleyhi’s Selam diyecek ki, ‘bende senin için öyle bir darbe vardır ki bundan hiç kurtulamazsın.’ Sonra onu Lod’un doğu kapısı (İsrail’in Tel Aviv Havaalanı)nda yakalayacaktır. Ve Allah Yahudileri bozguna uğratacaktır… Ve yeryüzü, Müslümanlarla, suyla kabın dolduğu gibi dolacaktır ve dünyada Allah’tan başka kimseye ibadet edilmeyecektir.” (İbn Mâce)12
“Bir ümmet ki başında ben, sonunda İsa gelir. Allah onları hor etmez.” (Hâkim, Ebu Nuaym)13
Hz. İsa Aleyhi’s Selam’ın tekrar dünyaya geleceğine dair hadisler bu yazılanlardan çok daha fazla olup manevî mütevatir seviyesine ulaşmıştır ve hiçbir şekilde inkârı kabul edilemez. Hz. İsa’nın gelmesinden maksad “O’nun mesajının gelmesi olduğu” gibi, hiçbir delile dayanmayan teviller de asla kabul edilemez. Evet, Hz. İsa Aleyhi’s Selam gelecek, ruhen ve mânen değil, bedenen gelecek, birinci gelişinde yerine getiremediği o büyük vazifeyi yerine getirecek, kâfirlerle savaşıp İslam Medeniyeti’ni kuracak, yeryüzünde İslam hâkim olacak, adalet, bolluk ve bereket olacaktır.
Hadislerde Hz. İsa’nın kıyametten önce gönderileceği, haçı kıracağı ve domuzu öldüreceği haber verilmiştir. Bunlar Hıristiyanlığın bitirilmesidir. Çünkü Hıristiyanlık, ona inananların günahlarının bağışlanması için Hz.İsa’nın çarmıha gerildiği ve öldürüldüğü anlayışı üzerine kurulmuş böylece Hristiyanlara hiçbir farzı yapmayıp, hiçbir haramdan kaçınmadan bedava bir cennet sunulmuş idi. Ayrıca Pavlos tarafından şeriatı yani kanunları, farzları ve haramları iptal edilmiş idi. Hz. İsa, haçı kırmakla Hıristiyanlığın belini kıracak, onların günahının bağışlanması için kendisinin çarmıha gerilmediğini ilan edecek, domuzu öldürmekle de domuzu yasaklamış ve şeriatının olduğunu bildirmiş olacaktır.
Hıristiyanlık bitirilecek, samimi ve hakkı arayan İsevîler Müslüman olacaktır. Deccal taraftarı Yahudiler öldürülecek ve Siyonizmin kökü kurutulacaktır. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Yahudilerle savaştığı gibi Hz. İsa Aleyhi’s Selam da kendini çarmıha germek isteyen, bu peygamber katilleriyle savaşacaktır. Böylece birinci hayatında göremediği Medine dönemini görecek ve bu dünyadan Efendimizin mutlu ayrılması gibi mutlu ayrılacaktır.
Bu hadisleri “Müslümanları pasifleştirir, görevlerini yapmayıp tembel tembel İsa’nın gelmesini beklemelerine sebep olur” gibi bir takım saçma gerekçelerle inkâr edenler öncelikle muhaddis olmadıklarını hatırlamalıdırlar. Muhaddislerin sahih kabul ettiği hadisleri inkâr ederek hadlerini aşmamalıdırlar.
Bu hadisler bir şey yapmadan oturup İsa’yı beklemeyi değil, İsa Aleyhi’s Selam’ın gelmesi için ona ordu hazırlamak gerektiğini ifade etmektedirler. Çünkü hadislerde Müslümanlar Deccal ile savaşmak için hazırlık yaptıklarında, imamları, cemaatleri ve orduları oluştuğunda Hz. İsa’nın indirileceği bildirilmektedir. Ayrıca bu hadislerin pasifleştirmek için değil ümmetin geleceğinden ümidini kaybeden pasifleşmiş Müslümanlara ümit vermek ve onları gayrete getirmek için olduğunu anlamalıdırlar. Bu hadisleri inkâr edenler, Müslümanlara ümit verecek ve onları harekete geçirecek bir muharrikten onları mahrum bırakmış olacaklarını idrak etmelidirler.
4. “Kıyamet kopmadan önce, Allah-u Teâlâ, benim evladımdan birini yaratır ki, ismi benim ismim gibi, babasının ismi, benim babamın ismi gibi olur. Ondan önce dünya zulümle dolu iken, onun zamanında adaletle dolar.” (Tirmizi ve İ. Asâkir)14
“Ehl-i beytimden bir zat yeryüzüne hâkim olmadıkça kıyamet kopmaz. Onun alnı açıktır, kemer burunludur. Yeryüzü zulümle dolu iken, o, dünyayı adaletle doldurur. İdaresi yedi yıl sürer.” (Müslim)15
Hazreti Ali, oğlu Hasan’ı gösterip, “Bu oğlumun neslinden biri çıkacak, dünyayı adaletle dolduracaktır” (Ebu Davud)16 buyurdu.
“Nasıl helak olur bir ümmet ki, başında ben, sonunda Meryem oğlu İsa ve ortasında da ehl-i beytimden Mehdi vardır.” (Hakim, İ. Asâkir)17
5. “Allah Celle Celaluhu her yüzyılın başında bu ümmet için, dini ihyâ edecek olan şahsiyetler yaratacaktır.” (Ebu Davud)18
6. “Benim ümmetimden bir topluluk Allah’ın emirlerini yerine getirmekte devam edecektir. Onlara yardım etmeyen ve onlara muhalefet edenler bu taifeye zarar veremeyecektir. Allah’ın kıyamet emri onlara gelinceye kadar, onlar bu galibiyet üzere olacaklardır…” (Buhari ve Müslim)19
“Ümmetimden bir taife kıyamet gününe kadar hak üzere savaşarak muzaffer olmakta devam edecektir. Nihayet Meryem oğlu İsa iner…” (Müslim, Ebu Davud, Müsned-i Ahmed)20
Allah Azze ve Celle, bu ümmeti yeniden canlandırmak ve bu kutlu sancağı taşıyacak hale getirmek için sadece kıyamete yakın Hz. İsa’yı göndermeyecek aynı zamanda 4 nolu hadislerde haber verildiği gibi Hz. İsa’dan önce Hz. Mehdi gönderilecek ve yeryüzü adaletle dolacak yani İslam tüm dünyaya hâkim olacaktır. Bununla birlikte 5 nolu hadis-i şerifte haber verildiği gibi her yüzyılın başında dini yenileyecek ve dine sokulan yanlışları temizleyecek müceddid veya müceddidler gönderecektir.
Bununla da kalınmayacak 6 nolu hadislerde bildirildiği üzere ümmetimizden bir topluluk küfre karşı muzaffer olarak mücadeleye devam edecek ve kimse onlara zarar veremeyecektir.
7. “Ümmetimin misali yağmur misalidir ki onun evveli mi daha hayırlıdır, yoksa sonu mu bilinmez.” (Tirmizi ve Mecme’uz-Zevaid)21
Her ne kadar en hayırlı nesil sahabe nesli olsa da, o kalitede bir nesil bir daha gelmeyecekse de hadis-i şerif kıyamete yakın ümmetin şahlanacağını, sayı ve güç olarak sahabe dönemini geçeceğini ifade etmektedir.
8. “İslam garip başladı, başladığı gibi (bir hale) dönecektir. Ne mutlu gariplere!” (Müslim ve İbni Mâce)22
Bazı kimseler bu hadisi okuduklarında ümmetin istikbâli ile ilgili ümitsizliğe kapılmış olsalar da aslında hadis müjde içermektedir. Hadisteki ‘döner’ manasına gelen ‘yeûdu’ kelimesi “yuîdu” manasında da kullanılmaktadır. Yani İslam garip hale döner ve İslamî hareket tekrar başlar manasındadır. Hadisin sonundaki “ne mutlu gariplere” ifadesi de buna delildir.
Ey ümitsizlik içinde pasifleşmiş kardeşim! Bu gaybî haberleri veren Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’dir. O yalan söylemez. O halde ayağa kalk, ümitsizliği ve tembelliği parçala, harekete geç.
Kaynak
1. Fetih 28
2. Tevbe 33
3. Ebu Davud, Melahim, 5 ve el-Müsned, 2/359
4. Ahmed b. Hanbel, 4/273
5. Müsned, II, 176.
6. Sahih-i Müslim bi Şerhin-Nevevi, cilt 2, s.192; Kenzul Ummal, Kitabul-İman, Bab-ı Nüzul-i İsa İbn-i Meryem, 14/332
7. Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Ebi Şeybe
8. Müslim
9. Ebu Davud
10. Buhâri; Kitab-u Ehâdis-il Enbiyâ, Bölüm: Meryem oğlu Îsa’nın inişi, Müslim; Meryem oğlu Îsa’nın inişiyle ilgili bölüm, Tirmizî; Fiten ile ilgili bölümler ve Hz. Îsa ile ilgili bölüm, Müsned-i Ahmed Rivâyet eden: Ebû Hureyre
11. Müsned-i Ahmed, Hz. Câbir bin Abdullah’ın rivayetleri
12. İbn Mâce, Kitab-ül Fiten, Deccâl Fitnesi bölümü
13. Hakim, Ebu Nuaym
14. Tirmizi, İ.Asakir
15. Müslim
16. Ebu Davud Sünen
17. Hakim, İ.Asakir
18. Ebu Davud Sünen
19. Buhari 3405, Müslim 1037/174
20. Ahmed 14726, 15129, Müslim 1923/173, Ebu Davud 2484, Hâkim 4/480, Albani Sahiha 1959
21. Tirmizi 3029 ve Mecme’uz-Zevâid, I-225/X-68
22. El-Cami‘ li Ahkamil-Kuran IV, 172, Ayrıca bk. Sahihu’l-Müslim 232, 251. Hadisler, Sunenu İbn-i Mace II, 1319 (no: 3987, 3988)
İnsanı Harekete Geçiren Etkenler (Muharrikûn) adlı yazının 3. kısmını okumak için tıklayabilirsiniz: https://www.alparslankuytul.com/2018/insani-harekete-geciren-etkenler-iii-muharrikun.html
[…] (Yazının devamı için dokunun) […]