Hadis İnkarcılığı İftirasına Cevap

0

Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye atılan “Hadis İnkarcılığı” iftirasına cevap verildi. Alparslan Kuytul Hocaefendi hadis inkarcısı mı? İşte atılan iftiralara verilen cevap:

Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı kurulduğu günden itibaren Kur’an ve Sünnet çizgisinden asla ayrılmamış ve Nebevi Hareket Metodu’nu her konuda kendisine şiar edinmiştir. Kur’an’a ve Sünnet’e bağlılığı ile bilinen ve buna göre bir hareket metodunu takip eden Muhterem Hocamız; yapmış olduğu derslerinde ve konferanslarında birçok kez, Sünnet’in Kur’an gibi bir delil olduğu, Efendimiz’in hüküm koyma (Şâri’) yetkisine sahip olduğu ve muhaddislerin sahih olarak kabul ettiği hadislere güvenilmesi gerektiğine değinmiştir. Buna rağmen bazı çevreler, Hocamıza ve cemaatimize yönelik bazı iftiralar atmakta ve sanki Peygamberimize ve sünnete gerektiği kadar önem vermiyormuşuz gibi bir algı oluşturmak istemektedir.

Hocamızın konuyla ilgili sorulan sorulara verdiği cevapları sizler için derledik:

Sünnet ve Hadis inkârcılarının Amaçları Nelerdir?

Yayın Tarihi: 10 Eylül 2008

“Bu kimselerin temel hedefleri aslında Kur’an’ı anlaşılmaz hale getirmektir. Çünkü sünnet olmadan Kur’an’ı anlayamayız. Kur’an-ı Kerim’in özellikle ahkâm kısmını Peygamberimizin sünnetini, açıklamalarını, hayatını bilmeden anlayamayız. Siz sadece Kur’an’a bakarak namazla ilgili hükümleri bile anlayamazsınız. Aynı şekilde ne orucu ne zekâtı ne de haccı anlayamazsınız. Kur’an-ı Kerim ayetlerle ilgili açıklamaları sünnete bırakmış ve Peygambere itaati emretmiştir. Sünneti inkâr ettirenler herkeste sünnete karşı şüphecilik meydana getirmek istiyorlar. Böylece kimse hadislere güvenmesin istiyorlar… Her meselede bilmeyen kişi bir bilene soruyor ve uzmanlara güveniyor. Neden bu meselede de hadis âlimlerine sormuyorlar? Bunlar muhaddis ve müçtehitlere güvenmiyorlar, İmam Buhari’ye, İmam Müslim’e güvenmiyor, ‘Ben hadis olduğunu nerden bileyim?’ diyorlar. O zaman başka konularda uzmanlara neden güveniyorlar?”

Günümüzde; “Bize Kur’an yeter, Sünnet’e gerek yok” diyen kimseler var, bunlara karşı tavrımız nasıl olmalıdır?

Yayın Tarihi: 26 Mart 2014

“Kıymetli kardeşlerim bilesiniz ki Allah Rasulü’nün hadisleri yani sünneti olmadan Kur’an’ı anlamak mümkün değildir. Sünneti inkâr edenler diyorlar ki: ‘Allah Kur’an’ı korumaya söz verdi ama sünneti korumaya söz vermedi. O halde buna nasıl güveneceğiz?’ Hâlbuki Allah Azze ve Celle Kur’an’ı korumaya dair söz verdiyse, bu aynı zamanda sünneti de korumaya söz vermek demektir. Çünkü sünnet olmadan Kur’an’ı anlayamazsınız. Kur’an-ı Kerim buyurur ki; “Namazı kılın, zekâtı verin.” Kur’an-ı Kerim namazı anlatmaz. Zekât kaç defa, hangi maldan, hangi miktarda verilecek, orucu bozanlar, bozmayanlar, haccın menasikleri vs., içki neye denir, faiz neye denir? Bunların hiçbirisinin tafsilatı Kur’an’da yoktur. Kur’an “Namazı kılın” der, gerisini Peygamberden öğrenmemiz için ona bırakır. Mesela Kur’an’da bu ayetin lafzı korunmuştur. Peki, biz bu ayeti Peygamberimizin sünneti olmadan anlayabiliyor muyuz? Hayır. O zaman Kur’an korunmuş sayılabilir mi? Metin duruyor ama anlaşılmıyor. Ayetin açıklaması olan sünnet korunmadan sadece ayetin lafzının korunması Kur’an’ın korunması sayılır mı? Kur’an’ı korumaya söz veren Allah, Kur’an’ı anlayabileceğimiz kadar sahih sünneti de korumuştur. Ama tabii ki bu arada uydurma hadisler de olacaktır. O konuda da o işin erbabına müracaat edilir; İmam Buhariler, İmam Müslimler ve diğer muhaddisler zaten bu işi yapmıştır. ‘Ben onun isabet ettiğini nerden bileyim?’ gibi yaklaşımlarla şüphe uyandırmaya çalışıyorlar. Biz her meselede uzmanına itaat ediyoruz; matematikte, fizikte, kimyada, her meselede… Peki, neden İmam Buharilere, İmam Müslimlere güvenmeyeceğiz? Kaldı ki elimizde Kur’an da var. Bir harfi bile değişmemiş olan Kur’an gibi bir ölçümüz de var çok şükür. Bu iki kaynak bize yeterlidir. Ve sünnet olmadan Kur’an’ı anlamak asla mümkün değildir.”

‘Sünneti vahiy olarak görmek ve Sünnete uymak yanlıştır’ diyenlere karşı tavrımız nasıl olmalıdır?

Yayın Tarihi: 11 Nisan 2014

“Allah’tan korksunlar, bu nasıl bir söz? ‘Kur’an’ın yanında Sünnet’e de uyduğumuz için bu hale geldik’ demek nasıl bir cinayettir? Allah bizatihi kendisi Kur’an’ında: ‘Peygamber size neyi verirse, ne derse onu alın ve sizi neden sakındırırsa ondan sakının.’ ‘Ey müminler! Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin’ buyuruyor. Kur’an’da böyle ayetler çok fazla. Peygamber’e itaati emreden bizzat Allah’tır. O halde Peygambere itaat nasıl olacak? Hadislere itaatle, sünnete itaatle olacaktır. Bunlar bizi hadissiz bırakmak istiyor. Çünkü Kur’an’ın, hadislerin açıklamasına ihtiyacı var. Sünnet’i inkâr edersek Kur’an’ı anlayamayız ve sünneti inkâr edersek anlaşamayız. Herkes kendi kafasına göre Kur’an’a mana verir. O zaman ayrılıklar olur, birlik olamayız…”

Peygamberimizin Kur’an’da Olmayan Bir Mesele Hakkında Hüküm Koyma (Şâri’) Yetkisi Var mıdır?

Yayın Tarihi: 26 Nisan 2015

“Elbette Peygamberimizin hüküm koyma yetkisi var. Rabbimiz ayette: “Rasul size neyi verirse onu alın ve sizi neyden sakındırırsa ondan sakının” buyurmaktadır. Ve Kur’an-ı Kerim buyuruyor ki; “O Peygamber onlara pis şeyleri haram kılar, temiz şeyleri de helal kılar” Demek ki Peygamber bir şeyi haram kılabilir. Çünkü o; kendi heva ve hevesinden konuşmaz. Peygamberin konuşması bizim konuşmamız gibi değildir. Kur’an-ı Kerim: “Peygamber nefsinden konuşmaz. O’nun konuştuğu ancak vahiydir” buyuruyor. O yüzden Peygambere itaat etmek zorundayız. Bir meselede hüküm koysa, koyduğu o hüküm bizi bağlayıcıdır.” Muhterem Hocamız’ın Peygamberimiz’in konumuna, kanun koyuculuğuna ve buna bağlı kalmak zorunda olduğumuza dair yapmış olduğu birçok konulu dersleri ve konferansları mevcuttur. Hocamız 19 Nisan 2015 tarihinde yapmış olduğu “Bir Model Olarak Hz. Peygamber” konulu konferansında çok önemli noktalara değinmiş ve konu ile ilgili şunları söylemiştir: “Allah Azze ve Celle kitabında sürekli olarak peygambere itaati emrediyor. Peygamberimiz bütün meselelerde modeldir. İster devlet başkanı olarak hükümler koysun, isterse bir aile reisi olarak aile ile ilgili hükümler koysun, isterse savaşta bir ordu komutanı olarak hükümler koysun, hangi mesele ile ilgili olursa olsun ona itaat etmek zorundayız. Allah Azze ve Celle herhangi bir istisna yapmıyor. Kur’an: “İnsanlara açıklaman için sana bu kitabı indirdik” buyuruyor. Peygamberimiz’in vazifesi sadece kitabı okumak, ayetleri söylemek değildir. Aynı zamanda tebyin; açıklama görevi de var. İnsanlar Peygamberin açıklamalarını kabul etmek zorundadırlar. İşte onun için Allah Azze ve Celle sürekli olarak kitabında Peygambere itaati emrediyor. Kur’an Allah’ın projesi ve onu tatbik edecek olan mühendis de Rasulullah’tır.

Muhterem Hocamız’ın Peygamberimizle İlgili Yaptığı Derslerden Bazıları:

-1995 Rasulullah Sevgisi

-1996 Rasulullah ve İbadet

-2011 Siyer Dersleri

Muhterem Hocamız’ın Peygamberimizle İlgili Yaptığı Konferanslardan Bazıları:

  1. 2005 Adana “Beklenen Peygamber”
  2. 2007 Adana “İnkılâpçı Peygamber”
  3. 2011 Adıyaman “Hz. Peygambere Bağlılık”
  4. 2010 Elazığ “Hz. Peygambere İtaat”
  5. 2015 Konya “Bir Model Olarak Hz. Peygamber”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here