Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye Yazılan Mektuplardan Duygusal Kesitler Yayında!

0

10 aydır Bolu F Tipi Cezaevi’nde kalan ve tecrit zulmüne maruz bırakılan Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin sevenleri ilk günden itibaren kıymetli hocalarını yalnız bırakmadı. Ona olan duygularını binlerce mektupla dile getiren sevenleri, mahkemenin tutuklu yargılama kararına devam etmesi sonrasında da mektuplarını göndermeye devam ediyor.

Küçük, büyük, genç, yaşlı yediden yetmişe birçok talebesinin ve seveninin gönderdiği mektupları büyük bir titizlikle okuyan Hocaefendi daha önce de eşi aracılığıyla mektup gönderen tüm kardeşlerimize teşekkür ettiğini dile getirmişti.

Muhterem hocamız, bu mektuplardan bazılarının teşekkür amaçlı olarak sosyal medyada da paylaşılmasını istemesi üzerine eşi Semra Kuytul tarafından uygun görülen bazı bölümlerini sizler için bugün kısa kesitlerle paylaşacağız.

İçten ve samimi ifadelerle yazılan bu mektuplar için bizler de kardeşlerimize teşekkür ediyoruz.

MEKTUP ALINTILARI

Bade gül ŞAHİN

  • Muhterem Hocam sohbetinizi dinlerken görüyoruz ömrünüz gerçekten tevhidi anlatmakla geçmiş. Ben 4-5 yıldır cemaateyim ancak öncesinde 20 yıllık bir tarikat geçmişim oldu. Ama hayatımda hiçbir değişiklik göremedim o süreçte. Ben 0 20 yıl içinde hep bir arayış içindeydim. Çok şükür Rabbim arayışıma cevap verdi ve hayalim olan ilim alma isteğim burada nasip oldu.

 

  • Karanlık dünyamıza güneş oldunuz. Başkaları ışığı gözümüze tutarken siz önümüze tuttunuz. Sahabenin baş koyduğu bu yola bir taş bile koymayıp aynı cennete talip olan bizlere yol gösterdiğiniz için Allah razı olsun.

 

  • Kıymetli Hocam sizin sayenizde bu yolda değersiz başlarımız değer kazandı. Bidatlerle, hurafelerle geçen boş zamanımız Allah yolunda mücadele ile geçmeye başladı. İslam binasının inşasına bir tuğla da ben olmak için her zaman canımla ve malımla yanınızdayım. Kendimi bu yola adadım.

Beyza Nurefşan KAYA

  • Yüreğim yanık bir şekilde başlıyorum. Bize sunmuş olduğunuz değerli vazifenin yolcusu olmakla gurur duyuyorum. Hasan El Benna’nın dediği gibi ahdinize, sözünüze ve vaadinize sadakat gösteriniz. Biz de her türlü engellemede ve zorlukta yanınızda olacağımıza söz veriyoruz. Aslan Hocam; dik duruşunuzla bize büyük cesaret veriyorsunuz. Cesaretin en faziletlisi, insanın hakikati söylemesi olduğunu biliyoruz. Hak davanın yolcularının asla söylemlerinden rahatsız olmayacağını ve pişmanlık duymayacağını da biliyoruz.
  • Kıymetli Hocam, hayatınıza şahit olmamız bizleri daha çok bağlıyor size ve davamıza… Evinize ilk geldiğimde “İşte dava adamı olmak bunu gerektiriyor.” Demiştim. Hayatının her alanına davasını yansıtmış Yiğit Hocam… Size iftira atanlar nasıl tertemiz yaşantınızı göz ardı edebilir ki? Tek tesellimiz Allah’ın davasına yardım edenlerin Allah’ın yardımının da üzerlerinde olacağını bilmemiz.
  • Basiretli Hocam, siz bize ümmet için dertlenmeyi öğrettiniz. Unuttuğumuz her gerçeği siz hatırlattınız. Kan ağlarken Ortadoğu, zulüm görürken kıtalarda Müslümanlar, herkes susarken siz konuştunuz.
  • Ah Hocam ülkem haram bataklığında yüzerken neden bir Alim tecritte… Mektubunuzda dediğiniz gibi inşallah Rabbim hem ayağımızı iyileştirecek he de kanat verecek, bast-ı zaman ve tayy-ı mekân gerçekleşecek, az zamanda çok mesafe alınacak, zaman sündürülecek ve dava tüm mekanlara hızla yayılacak.

Kazım SARI

  • Siz dik durmaya devam edin! Sizin o zindandaki dik duruşunuz bizim duruşumuzu güçlendiriyor, gurur duyuyoruz sizinle! Size yapılanlar İslami çalışmalarımızdaki gayretimizi daha da arttırıyor.
  • Doğacak varlığın büyüklüğüne göre doğum süreci ve sancısı artıyormuş. Allah’ın izni ile doğacak İslam güneşinin sancısını çekiyoruz.

Fidan ERGEZER

  • Erkek kardeşim vesilesiyle 7 yıl önce cemaatimizle tanıştım hamdolsun. İyi ki tanımışım nasıl hamd etmeyeyim ki? Sizin vesilenizle Rabbimi, Peygamberimi tanıdım, yaradılış amacımı öğrendim, tevhidin gerçek manasını öğrendim. Üzerimizdeki hakkınız o kadar büyük ki Rabbim sizden razı olsun.
  • Siz yalnızlık ve hapis gibi bir imtihandan geçerken biz sizin emanet olarak bıraktığınız davamızı anlatıp mücadele ederek yükselmeye çalışıyoruz.

Nihat AYVAZ

  • Duyuyoruz ki sizden bir selamı, bir güler yüzü esirgiyorlarmış. Binlerce selam size, binler tebessüm size üstadım.
  • Toplumları kula kulluktan kurtarıp yalnız Allah’a kul yapmaktır bu davanın derdi. Bedel ödemekle mümkün olan böylesi medeniyet inşası, korkaklığı, acizliği ve suskunluğu kabul etmez.
  • “Şahıslar Allah ve Resulüne bağlılığı derecesinde itibar görür.” Bizler de sizi Allah için sevdik.

Mahmut KEKİK

  • Sizin ilk konferansınızı organize ettik. O gün ilahi grubunu dinlerken nasıl ağladım. Ne için ağlamıştım? Samimi orijinal Müslüman bir toplum ve bir lider gördüğüm için. Ben talebe değilim. Sadece haftada bir gün derslere katılıyorum. Allah için niyetim bu dostlarla yaşayıp ölmek. Allah bu dostlarımızı çoğaltsın. Allah’ı bilen, dinini bilen, helalı haramı bilen bir toplum zina eder mi? Hırsızlık yapar mı? Fitne çıkarır mı? Adam öldürür mü? Ben bunları bu dostlardan öğrendim. Allah hepinizden razı olsun.
  • Size ne diyeyim. Hocam mı, abim mi, babam mı, kardeşim mi? Ne diyeyim yol gösterenim, rehberim diyeyim. Allah ve Resulüne götürenim diyeyim. Allah sizden bin kere razı olsun. Hakkınızı helal edin.
  • Üzülüyorum bir karıncayı incitmeyecek bir insanın bu durumuna. Sonra diyorum üzülme anlamıyorsun. Sonunu bilmiyorsun. Allah’ın muradını bilmiyorsun. Ben ceketçiyim. Biz kumaşı önce keseriz, parçalarız sonra ceket olur. Allah’ım sana sabır, güç kuvvet versin, yoldaş versin, seni o zindanda yalnız bırakmasın.

Filiz TURHAN

  • Senin gibi dürüst, çocukluğundan beri bu davaya adanmış bir ömrüne bizler şahidiz. Peygamber efendimizin yolundan gitmiş bir aileye yakışmıyor bunlar. Bütün sülale olarak çok çok üzgünüz. Sonuna kadar ben ve ailen, bütün sülale olarak ölümüne yanındayız Hocam.
  • Orada olmayı hiçbir zaman hak etmedin. Hep biz talebelerinize Said Nursi’yi örnek verirdiniz, bizi hazırlıyordunuz. Ama senin yokluğunuz çok başka kıymetlimiz..
  • Çay, kahve saatinde seninle içiyorum. Kitap okuyoruz. İnşallah tez zamanda çıkarsın hep beraber içeriz ama seninle aynı anda içmek bir nebze olsa paylaşmak ferahlatıyor.
  • Sen evindeyken Adana Adana’ymış. Şu an Adana bomboş, hüzünlü, buruk.. Seni Bolu’ya götürdüler. Ben böyle bir dünyaya, böyle bir haksızlığa dayanamıyorum…

Âdem TEKGÜL

  • İslam’ın bir davasının olduğunun farkındayım fakat sizi tanıdıktan sonra İslam’ın dava anlayışımda çok değişiklik oldu ve İslam’ın davasını insanlara sevdirmek için gayret ediyorum.

Mehmet İmran ÇOBAN

  • Sizleri çok özledik Hocam. Sürekli namazlarımda sizin için dua ediyorum. Bu mektubu da size askerlik yaparken yazıyorum. Burası da bir bakıma açık cezaevi gibi. Ama sizlerin halini düşündükçe halime şükrediyorum. Çünkü sizin çektiğiniz, gördükleriniz, yaşadıklarınızın yanında burası hiçbir şey.
  • Hocam İbn-i Kayyım’ın bir kitabında okumuştum: Nice insanlar vardır ki, onlar beraber değildir, aralarında uzun mesafe vardır, uzun zaman görüşmemiştirler. Ancak onlar sanki hep yan yanadır, çünkü onların kalpleri birbirini sever, ruhları uyum içindedir. Yine öyle kimseler vardır ki, uzun yıllardır yan yanadırlar, ama hakikatte aralarındaki mesafe doğu ile batı kadar birbirinden uzaktır. Çünkü onların kalpleri farklı farklıdır. Ruhları birbirinden nefret eder.” Hocam siz bizim için ilk misaldeki gibisiniz. Uzakta olsanız da biz sizi yakınımızda düşünüyoruz.
  • Hocam yaklaşık 45 gündür askerim. Allah (c.c) açık bir şekilde hep yardım etti. Moral verdi. Bu süreçte komutanlar ve askerlerden kimin talebesi olduğumu, nereye gidip geldiğimi soranlar oldu. Ben de göğsümü kabartarak sizin talebeniz olduğumu ancak sizlerin şu anda Bolu’da haksız yere tutulduğunuzdan bahsettim. Bir kısmı sizi tanıdığını söyledi. Bir kısmı ilk defa duydu ama genel olarak olumlu tepkiler aldım.
  • Hocam geçtiğimiz günlerde ruhum çok daraldı. Bizlere yapılan bunca eziyetleri düşündüm. Çok zoruma gitti. Kur’an’dan rastgele bir yer açıp okumak istedim. Yusuf suresi çıktı. Ben de baştan sona mealini okudum. Sonrasında şöyle bir şey yazmak istedim:

Hocamızı da Yusuf misali kardeş görünümlü üvey evlatlar karanlık bir kuyuya attılar.

Bu da yetmezmiş gibi Züleyha misali medya ile iftiralar yağmuruna tuttular.

Züleyhalar ona kendi arzularına uymaları halinde özgürlük teklifinde bulundular.

Ama Yusuflar dik durur! Züleyhalara karşı “Zindan benim için sizin teklif ettiğiniz bu şeyden daha hayırlıdır.” deyip bedel ödemeyi göze alırlar.

Ve zindan yolu onlara görünür. Dışarıda ise onları bekleyen gözü yaşlı Yakup misali sevdikleri vardır.

Her gün Yusuf’tan bir haber beklercesine hocalarının yolunu gözlerler.

Hiç ümitlerini yitirmeden ondan gelecek gömleği beklerler. Ve bu bekleyiş sürecinde yaşadıkları sıkıntıları “Ben hüznümü, kederimi ancak Allah’a şikâyet ederim.” Diyerek içlerine atar ve sabrederler.

Ve onlar bilirler ki elbet bir gün “Allah güzel iş yapanların mükafatını mutlaka verecek ve onları temize çıkaracaktır.”

Onlar bugünün gelmesi için sabırla beklemeye devam ederler.

Muhammed MUTLU

  • Siz her sene binlerce kardeşimize bayramınızı kurban ederek örnek oluyordunuz ve bu şekilde İbrahimi ve İsmaili teslimiyeti her bayramda biraz daha fazla öğreniyorduk. Her zaman ümmetimizin kurtuluşu için bayramımızı da kurban etmeliyiz diyordunuz. Ve demek ki; ümmetimizin kurtuluşu ve İslam’ın yeniden güçlü olması için en iyilerimizin, hatta hepimizin gerekirse özgürlüğümüzü kurban etmemiz gerekiyormuş! Geçenlerde siz Sezai Karakoç’un bir sözünü bize aktarmıştınız: “Özgürlüğün bedeli, özgürlüğünü yitirmeyi göze almaktır.” Ben eminim ki Hocam, siz şu an özgürlüğünüzü kurban ederek hakiki özgürlüğe kavuşmak için büyük bir adım atıyorsunuz.

Hüseyin ŞAHİN

  • Saygıdeğer Hocam, biliyor musunuz? Benim dost ve iş çevrem, daha öncesinde sizin bazı konuşmalarınızı eleştiriyorlardı. Başınıza gelen bu sıkıntılı süreçten sonra hamdolsun ki artık sizi yanlış anlayanlar sizi anlamaya desteklemeye başladılar. Bizler Alparslan Hocayı yanlış anlamışız, o gerçekten Allah için konuşan, Müslümanların geleceği için konuşan, vatanı için konuşan samimi bir alimmiş diye size ve arkadaşlarınıza hak veriyorlar ve neredeyse her beni gördüklerinde sizin durumunuzu ve halinizi soruyorlar.
  • İnanın Hocam ben şu yaşıma kadar hiç kimseye bu kadar özlem duymamıştım, gerçekten insanın bir insanı kalben samimi bir şekilde sevmesi çok güzel bir duyguymuş. İnsanın kalbi hem acıyor hem de bu özlemden ayrı bir haz alıyorsunuz.

Sultan GÜLER

  • Küçüklüğümden bu yana sizin derslerinizle büyüdüm, hayatım boyunca da büyük bir harama girmedim Elhamdülillah. Bunun vesilesi siz oldunuz. Allah sizden razı olsun. Bunu size söylememin sebebi, bir hayata daha dokundunuz Hocam, bir hayatı daha uğrunda mücadele ettiğiniz dava ile hemhal ettiniz. Sadece ben değil binlercesi benim gibi. Hani bir konuşmanızda diyorsunuz ya “Allah’a hamd etme makamındayım.” Ne güzel bir makamdır Hocam hamd edin bizleri de davanızda yoldaş ettiniz.
  • Bizler ümit varız çok şükür siz bizi böyle yetiştirdiniz. Gözünüz arkada kalmasın biz hep iyi olacağız. Biz bu yola tozpembe görüp de girmedik. Siz bize her zaman derdiniz: “Ben sizi tozpembe bir yola davet etmedim.” Biz de bu davete bilerek icabet ettik.
  • Ne söylersem söyleyeyim sözlerim kifayetsiz kalır biliyorum fakat bir nebze de olsa sizi rahatlatacaksa şunları söylemek istiyorum: bizim hayatlarımıza değer katan bu davadır, bizim bedenlerimize şeref katan bu davayı taşıyan kalbimizdir, bu şerefle bu değerle bizleri tanıştıran da sizsiniz. Evet şu anda duvarların arkasında ve bizlerden kilometrelerce uzaklıkta olabilirsiniz ama şunu bilin ki sizin en büyük mirasınız kilometrelerce uzaklıkta olan kalplerini dava ile şereflendirdiğiniz kardeşlerinizdir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here