TÜRKİYE – IRAK ARASINDA YAŞANAN GELİŞMELER
Musul meselesi konusunda uzun süredir Türkiye-Irak Hükümetleri arasında gerginlik yaşanıyor. Irak Hükümeti; ‘Topraklarımdan, Başika’dan çık! Ben diğer ülkelere izin veriyorum, Türkiye’ye izin vermiyorum. Onlarla anlaştım, sizinle anlaşamıyorum.’ diyor, Türkiye ise; ‘Bu topraklardan çıkmam. Burada 62 devletin askeri var; bizimki de olsun, Musul operasyonuna biz de gireceğiz’ diyor ve çıkmamakta ısrar ediyor. Sanki; ‘Irak’a 350 kilometre sınırım var, ben nasıl Musul’a girmem, ben de gireceğim’ deyip duruyor. Irak’taki koalisyon güçleri de bunu istemiyor. Konuya dair Irak ve Türk Hükümeti’nin açıklamalarından bazı satırbaşları şöyle;
İbadi: ‘Hiçbir Şekilde İzin Vermeyeceğiz’
Irak Başbakanı Haydar İbadi, Türkiye’yi bir kez daha uyararak Türkiye’nin Musul operasyonuna hiçbir şekilde katılmasına izin vermeyeceklerini söyledi. Türk askerinin bölgedeki varlığına ilişkin ise, “Irak sınırları içinde bulunan Türk güçlerine yerlerinden kıpırdamamalarını öneriyoruz. Türkiye’nin Irak’ta güç bulundurmasına yönelik ısrarını şaşkınlıkla karşılıyorum” dedi. Ayrıca İbadi, Bağdat’taki yabancı misyon ve Büyükelçileri ile görüşmesinde “Türklerin, Irak’a yönelik tutumları ve özellikle olayları tırmandırması konusunda iyimser değilim. Irak’ın egemenliğini ihlal etmeleri konusunda da ileri gitmemeleri için uyarıyoruz. Türk askerinin Irak topraklarında bulunmasına resmi olarak izin vermedik. Irak’ın egemenliğine saygı göstermelerini ve ülkenin kuzeyinden askerlerini derhal çekmesini talep ettik. Türk askerlerinin bölgede kalması, iki ülkenin tarihi ilişkilerine zarar verecektir” dedi.
Erdoğan: ‘Muhatabım Değilsin’
Türkiye’nin Başika’dan çekilmesini isteyen Irak Başbakanı Haydar el İbadi’ye sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise İbadi için; “Sen benim muhatabım değilsin, seviyemde değilsin… Irak’tan senin bağırman-çağırman bizim için hiç de önemli değil, biz bildiğimizi okuyacağız, bunu böyle bilesin” dedi.
İbadi’nin sözcüsü Saad el Haditi ise buna karşılık yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Ateşe benzin döktüğünü’ iddia ederek, ‘Anlaşılan Türkiye, Irak’la sorunu çözme konusunda ciddi değil” açıklamasında bulundu.
ABD’den Erdoğan’a Irak Cevabı: ‘Uzun Süredir Söylüyoruz’
Recep Tayyip Erdoğan’ın, Irak’ın Başika bölgesinde Türkiye askeri varlığına ilişkin Irak Başbakanı Haydar El İbadi’ye yönelik sözlerine ABD’den de yanıt geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, “Uzun süredir söylemekteyiz, Irak’ın tüm komşuları Irak’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeli. Irak’ta konuşlu Türkiye güçleri uluslararası koalisyonun parçası olarak orada değiller. Başika’daki durum Irak ve Türkiye hükümetlerinin çözmesi gereken bir sorun” diye konuştu.
Numan Kurtulmuş: ‘İhtiyaç Olduğu Sürece Oradayız’
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Anadolu Ajansı’nın Türkiye’nin Başika’daki askeri varlığına ilişkin sorusu üzerine, “Uluslararası camia ve Irak Merkezi Hükümeti gerçekten IŞİD ile bir savaş veriyorsa, en acil gündem maddelerinden birisi senelerdir Musul’un kurtarılması olmalıydı. Türkiye zaten bu amaçla oradadır, Musul’un halkına destek vermek için oradadır. Türkiye’nin Başika’daki varlığı meşru bir varlıktır. Orada bize ihtiyaç bulunduğu sürece varlığımıza devam edeceğiz.” dedi.
Binali Yıldırım: ‘Gerekirse Suriye Gibi Irak’a Da Gireriz!’
Başbakan Binali Yıldırım, “Irak bize laf edeceğine önce orada bulunan ve ülkemizi rahatsız eden yıllardır sivil insanların hayatına kasteden, güvenlik güçlerimizi şehit eden, bu alçak hain bölücü PKK terör örgütüne yataklık yapmasın. Önce ülkelerine sahip çıksınlar, ülkelerindeki terör örgütlerini zapturapta alamıyorlar, Türkiye’ye kafa tutuyorlar. IŞİD’i sınırımızdan uzaklaştırdık. Benzer şeyi Irak’ta da şartlar icap ederse yaparız. Tereddüt olmasın.” dedi.
Alparslan Kuytul Hocaefendi, Tefsir dersi sonrası kendisine yöneltilen; ‘Türkiye’nin Musul’a Girmek İstemesi Hususunu Nasıl Değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna cevap vererek Musul meselesi hakkında merak edilenlere açıklık getirdi:
Bu sürdürülebilir bir siyaset değil: Türkiye, Musul’da bulunmakla bazı olayları engellemek istiyor olabilir. ‘Türkiye’ye; saldırı olmasın, mezhep çatışması meydana gelmesin, bölgeye Şiiler yerleştirilmesin’ gibi bazı tehlikeleri görüyor ve orada bulunup bu tür tehlikeleri bertaraf etmek istiyor olabilir. Ama bu, sürdürebilir bir siyaset değildir. Bu siyasetin bir takım sebepleri olabilir, ama bu şekilde sürdürülemez. Hiçbir devlet ısrarla ‘Ben de savaşa gireyim’ demez.
Türkiye; ‘Orada bir takım başka niyetler var, onları bozacağız. Bu yüzden böyle ısrar ediyoruz.’ diye düşünüyor olabilir. Başka niyetler varsa da bu böyle halledilmez. Böyle siyaset olmaz. Türkiye’nin başka bir siyasetinin olması gerekir. Başka bir ülkeye ‘Ben buradan çıkmam’ denilemez. Şimdiye kadar Suriye’ye, Mısır’a, İsrail’e, Rusya’ya kabadayılık yaptık. Hepsinde de geri dönmedik mi? U dönüşü yapmadık mı? Şimdi de Irakla başladık. ‘Komşularımızla tekrardan iyi geçineceğiz, iyi diyalog kuracağız’ diyordunuz. Binali Yıldırım göreve geldiğinde ilk sözü ‘Tekrardan bu münasebetleri düzelteceğiz’ olmuştu.
Bunun Sonu Savaşa Gider: Türkiye’nin Musul meselesinde haklı yönlerinin olduğu, ama bunu açıklayamadıkları kanaatindeyim. Devlet sırrı, açıklayamıyor olabilirler. Sırrı ne olursa olsun, Irak kabul etmezse topraklarından çıkmak zorundasınız. Türkiye her bir olayda dünyadan kopuyor, yalnızlaşıyor, bu durum Türkiye’ye eksi puan kazandırıyor. Aynı gün Suriye hemen başkaldırdı. Yani dün Irak, bugün Suriye… Israr ederseniz, ‘İlla ben de gireceğim o topraklara’ derseniz işte böyle olur. O zaman sizi burada kımıldatmazlar. Bunun sonu savaşa gider…