MGK Toplantısı | Güncel Analiz | Alparslan Kuytul

0

LEGAL GÖRÜNÜMLÜ İLLEGAL FAALİYETLERDEN KASIT NEDİR?

Alparslan KUYTUL Hocaefendi’nin MGK toplantısı ile ilgili soruya verdiği cevabın özeti:

30 Ekim’de yapılan ve on buçuk saat sürdüğü

için tarihin en uzun MGK toplantısı olarak tarihe geçen

MGK’da: “Legal görünüm altında illegal faaliyet

yürüten paralel yapılanmalar ve illegal oluşumlar

ile yürütülen mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği

vurgulanmıştır.” şeklinde bir karar alınıyor. Bu öyle

yuvarlak bir ifade ki isteyen polis, isteyen savcı, isteyen

hâkim, istediğini içeri atar, istediği vakfı da

kapatır. “Legal görünümlü ama illegal faaliyetiniz

var” der mi der, ucu açık bir söz. Bu şekilde bir karar

alındı ve buna göre bundan sonra bütün vakıflara,

derneklere, konferanslara, faaliyetlere isterlerse

engel olurlar.

Böyle bir karar o kırmızı kitaba geçmemeliydi.

Birtakım derin güçler Hükümeti kızdırdıkça kızdırdılar,

bu kızgınlıkla herkesten ve tüm cemaatlerden

şüphelenir bir hale getirdiler ve bu kararı hükümete

verdirttiler. Namaz kılanların eliyle, namaz kılanlar

engellenmeye çalışılıyor. Hükümet bunun farkında

olmalı. Bu tuzağa düşmemeli.

Sabah Gazetesi’nde İstihbarat kaynaklı haberler

yapan Abdurrahman Şimşek, katıldığı TV programında

açık konuştu. Şimşek MGK’da alınan karar

gereği ‘artık devlet içinde hiçbir cemaate yer olmadığını’

belirtti. Ortak bir karar alındı diyen Şimşek,

‘Bundan sonra ne Süleymancı, ne Nakşibendî, ne

Menzil, ne de İsmailağa, İskenderpaşa… Bütün cemaatlerle

devlet etkin şekilde mücadele edecek’

dedi.

Eğer biz bununla “devlet içindeki yapılanmaları

kastediyoruz” diyorlarsa her cemaatten bazı kimseler

var devlet dairesinde memur olan, doktor olan,

avukat olan, öğretmen olan. Siz böyle olan her cemaate

“devlet içerisinde paralel bir devlet meydana

getiriyor” derseniz, o zaman İslam düşmanı bir

polis, bir hâkim ya da bir istihbaratçı istediğini yapar

ve zaten şu anda da böyle yapılmaya başlandı.

Spor salonlarının verilmeme sebebini açıklarlar mı

lütfen? Soruyoruz AKP Genel Başkan Yardımcısının

haberi yok! Bir sebep mi var? Bir sebep yok! Hatta

bir milletvekili: “Sizi emniyete sordum, Emniyet:

‘Furkan Vakfıyla ilgili bir sorun yok’ dediler.” demişti.

O zaman spor salonları neden verilmiyor? İşte bu

mantıktan dolayı verilmiyor.

Faruk Köse de 4 Kasım tarihli yazısında bunu

açıklıyor: “İşte buraya yazıyorum. Bugün için pek

çok kişinin hoşuna gidiyor olsa da, 30 Ekim 2014

tarihli MGK kararlarında gündeme gelen “devlete

paralel yapılanmalar” tanımlaması, yakın gelecekte

“İslami duyarlılıkları yüksek kişi ve kesimler”in

başına bela olacaktır.” Böyle bir tanımlama yapamazsınız.

“Devlete paralel yapılanmalar” derseniz

adamlar istediği kimseleri bu sınıfa sokarlar. Mesela;

bir cemaatten bir doktor, bir öğretmen… devlette

çalışıyordur, derler ki bunlar paralel yapılanıyor.

Kötü niyetli bir hâkim, bir polis bunu istediği gibi

kullanır. Cemaatinizi seven talebelerin kaldığı bir ev

var “Onlar sizin talebeleriniz, illegal faaliyetler yapıyorsunuz”

derler, istediğini söylerler yani… Diyelim

ki Kurban Bayramında deri topladınız, “siz misiniz

deri toplayan? Legal görünüm altında illegal faaliyet

yapıyorsunuz!” derler.

Faruk Köse’nin de ifade ettiği gibi: “İllegal yapılanmanın

“somut veriler”i neler olacak? Alternatif

ya da rakip bir oluşum, gücü/iktidarı bir şekilde eline

alan bir yapılanma tarafından veya başka mercilerce

illegal ilan edilerek, “keyfi” bir şekilde, “hukuk

dışı yöntemler”le veya “hukuk kılıfı geçirilmiş adaletsiz

yaklaşımlar”la illegal ilan edilirse ne olacak?

Böyle “müphem, yoruma açık ve keyfiliğe müsait bir

tanımlama” nasıl MGK kararı olarak alınır ve hadi

alındı, Hükümet bunu nasıl sahiplenebilir? MGK’da

“değişen tehdit tanımlaması”na uygun karar alınıp

“paralel yapılanmalarla mücadele”nin bu kapsamda

değerlendirilmesinde ittifak edilmesi, “İslami

hareketler/çalışmalar” için karanlık bir geleceğe

işaret etmiyor mu?” Bazı kimseler: “Efendim hükümet

mecbur kaldı, 2004 yılında da buna benzer bir

karar alınmıştı ama Hükümet kararı uygulamadı.”

derlerse derim ki: Belki 2004’te uygulamadı ama

bugün uygulamaya başladığını görüyoruz. Yani değişen

tehdit tekrar irtica oldu, tekrar başa döndük.

1940’lara, 1990’lara döndük)

Faruk Köse: “Gelinen noktada, “İslami

haklarımız”ı birer birer alıyoruz zannındayken, birden

bire karşımıza “İslami cemaatlerin hedef tahtasına

konması” çıkıveriyor. Peki, bunu nasıl makul ve

sükûnetle karşılayacağız?

Başka bir endişe konusu şöyle: Bir süredir iktidarları

sarsılan “eski derin statüko” yeniden mi ip-

leri eline geçirdi? Laik-Kemalist kadrolar yeniden

mi eski güçlerine kavuşuyor, eski konumlarına yerleşiyor?

Toplumun umutlandığı “İslami toplum ve

yaşam biçimi” hayalde mi kaldı? Dindar nesil ne

olacak; cemaatler olmadığında, Laik-Kemalist devlet

mi dindar nesil yetiştirecek? “Laik-Kemalist Devlet

sistemi”ni koruma adına “İslami yapılar”ı illegal

sayıp “tehdit” ilan edebilecek bir kapı niçin ve nasıl

açılabilir? Hem de eski “derin statüko”nun iktidarını

sarsan bir Hükümet’in eliyle…”

Gördüğüm kadarıyla eski kadrolar tekrar iş başına

getirildi. Hükümetin kendi kadroları olmayınca

eski istihbaratçıları getiriyor. Hükümet ne yaptığının

farkında mı? Sen yağmurdan kaçarken doluya tutuluyorsun.

Paralel dediklerin sana darbe yapacaklar

diye korkuyordun. Onları saf dışı etmek için diğerlerine

(ergenekonculara) razı oluyorsun öyle mi? Onların

darbe yapmayacağını nerden biliyorsun? İşte

bak! Cemaatlere darbe vurmaya başlıyorlar. Sana

bindiğin dalı kestiriyorlar, cemaatlerle ilişkini bozacaklar,

ortada kalacaksın, sonra seni de bitirecekler.

AKP’nin samimi yöneticileri! Eski şarapçıların,

eski aşırı solcuların tekrar iş başına gelmesine karşı

çıkmalısınız. Siz bunun için mi yola çıkmıştınız?

Böyle olacağını biliyor muydunuz? Aslında çoğunun

haberi yok! AK Parti genel başkan yardımcısı:

“Spor salonlarının size verilmesi kolay, ben bakana

telefon açayım” diyor. Bakana telefon açıyor, hiçbir

şey değişmiyor. Böyle bir karar alınıyor ve AKP Genel

Başkan Yardımcısının haberi yok! Kimler aldı bu

kararı? Başbakanın, Cumhurbaşkanı’nın haberi var

mı bilmiyorum ama Genel Başkan Yardımcısının haberi

yok!

Ben ister dört-beş bin kişinin olduğu spor salonlarında

konferans yapayım, ister iki bin kişinin

olduğu düğün salonlarında konferans yapayım. Zaten

bir sürü insan internetten izliyor. Mesele o değil,

mesele bu engellemenin devamı gelecek ve bütün

cemaatlere sıçrayacak. Bütün cemaatler buna tepki

göstermek zorundadır. Bizim bu mücadelemiz yalnız

bize faydalı değil, tüm cemaatlere hatta AKP’ye

bile faydalıdır. Yoksa tarihe böyle geçecekler.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here