TÜRKÇE OLİMPİYATLARI
Hakkında Sorulan Soruya
Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin
Verdiği Cevap
Bu programlar son yıllarda çok yaygınlaştı. Önceleri yaşı küçük kızlar çıkartılıyordu şimdi yaş 18-20’ye çıkartıldı. 20 yaşında bir genç kızın başı, boynu, kolları, gerdanı açık, her türlü müzik aletiyle erkeklerin karşısında şarkı söylemesinin ve bu kıza erkeklerin bakarak dinlemesinin helal olduğunu kimse söyleyemez. Bu programları tertipleyenler “haram değil” diyorlarsa açıkça söylemeliler. Eğer onlar da “haram” diyorlarsa o halde ne yapmaya çalışıyorlar? Bu şekilde haramlar helalleştiriliyor. Bu organizeyi bir cemaat yapınca insanlar harama gittiklerini, harama baktıklarını farketmiyorlar. Müslümanlar tarafından tepki görmeyince bu iş meşrulaştı.
Bunu başka birisi yapsa, kimse caiz düşüncesine kapılmaz, şarkıcıların davet edildiği böyle bir programa da katılmazdı. Ama bunu bir cemaat yapınca insanlar caiz zannediyorlar. Gazinodakiler bundan daha az tehlikelidir. Çünkü gazinodakiler bunu İslam adına yapmıyor. Keyif için yapıyor ve günahkâr insanlar oraya günah olduğunu bile bile gidiyor. Bu yapılanın caiz olup olmadığı konuşulmuyor, sadece stadyumların doldurulduğu konuşuluyor. Eğer hedef stadyumları doldurmaksa şarkıcıları çağırsaydınız, her zaman dolardı. Siz insanları stadyumlara, Kur’an’ın mesajını anlatarak mı topluyorsunuz? İnsanlar, şarkıcılar için ve eğlenmek için geliyor. Eğer mesele buysa bunu yapmak zaten her zaman mümkündü. Bu kadar yurt yapmaya da bu kadar para toplamaya da bu kadar insanı seferber etmeye de gerek yoktu.
Kıymetli kardeşlerim! Dinimizi bozamayız. Yahudiler, Hıristiyanlar dinlerini bozdular. Peygamberimiz buyuruyor ki; “Allah o Yahudilere lanet etsin, Allah onlara ölmüş hayvanın yağını haram kıldığında onu erittiler ve sattılar.”1 Haram olan yağı eriterek helalleştirmeye çalıştılar ve din böyle böyle bozuldu. Dinin bazı hükümleri kendilerine ağır gelince değiştirdiler. Bununla ilgili ayette buyruluyor ki; “Andolsun, biz İsrailoğullarından kesin söz almış (misak) ve onlara elçiler göndermiştik. Onlara ne zaman nefislerinin hoşuna gitmeyen bir şeyle bir elçi geldiyse, bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.”2
Şimdi de bazı insanlar, hoşuna giden işlerin haram olmasını istemiyorlar. Peygamberin hadisini öldürüyor, bununla ilgili ayetleri gündemden kaldırıyorlar. Bir bakıma o ayetler ve hadisler öldürülüyor. Sürekli gündemde hoşgörü, barış vs. var. Din bu mudur?
Bunu, dünya barışı adı altında yapıyorlar. Çeşitli ülkelerden beş on tane çocuk, üç beş kelime Türkçe öğrendi diye dünya barışının sağlanacağını kimse iddia edemez. Eğer bir savaş olacaksa bu tür etkinlikler onu engelleyecek değildir. Ya da bugün var olan savaş, çocukların Türkçe öğrenmesiyle son bulmaz. Bunlar çok ciddi meselelerdir. Bunlarla barış sağlanamayacaksa o halde asıl hedef nedir?
Ben onları açıklama yapmaya davet ediyorum. Açıklama yapsınlar. Siz Türkçü bir hareket misiniz? İnsanî bir hareket mi? Yoksa İslamî bir hareket mi? Eğer Türkçü ve insanî bir hareket iseniz; şu memlekette Türkçülük ve Kürtçülük belası yüzünden 30 yıldır, 35.000 insan öldü. Siz bunu tahrik etmek mi istiyorsunuz? Memlekette her gün insan ölüyordu, bunlar Türkçe olimpiyatları yapıyordu. PKK’nın ve düşmanların ekmeğine yağ mı sürmek istiyorsunuz? Şimdi bunun sırası mı?
Yetkililerinden biri “insanî bir hareket” olduklarını söylemişti. İnsani hareket iseniz; peki neden ayetlerle hadislerle paralar topladınız? Neden ağlaya ağlaya vaazlar verdiniz? Neden sahabe hayatını kullandınız? Hizmet yapacağız diye Müslümanların parasını- zekâtını topladınız?
Tevbe Suresi 60. ayette zekâtın sekiz sınıf insana verileceği bildirilir. Fakir, miskin, borçlu, yolcu, müellefe-i kulub (kalpleri ısındırılmak istenenler), anlaşmalı köleler, zekât memuru ve fi sebilillah. (Allah yolunda)
Siz fakir değilsiniz. Katılanların %99’u zengin. Borçlu, miskin, zekât memuru da değilsiniz. Müellefe-i Kulub da değilsiniz. Hangi sıfatla zekât topluyorsunuz. Fi-sebilillah kavramına dayanarak topluyorsanız “fi-sebilillah” Kur’an’da cihat için kullanılır. Cihat; kâfire karşı yapılan faaliyetlerdir. Bunlar Türkçü ve insanî bir hareket ise onlara zekât caiz olamaz. Yeni bir İslam Medeniyeti kurmak maksadıyla faaliyet yapanların, kâfire karşı mücadele verenlerin faaliyetleri “fi-sebilillah” sayılır. Bugüne kadar, bu yapılanları “fi-sebilillah” zannedip zekât verenler bir daha düşünsünler. Ben diyorum ki; zekâtları kabul olmaz.3 Bugüne kadar diyelim ki öyle zannedildi ama artık alenen ortaya çıkmıştır ki hareket, İslamî hareket değildir.
Ve Fethullah Hoca bazen, “ben lider değilim” diyor. O zaman lider kim? Acaba gerçekten yapılanlar ona söyleniyor mu? Yoksa sadece “Türkçe Olimpiyatları yapıyoruz, stadyumlar doluyor, taşıyor” şeklinde mi söyleniyor? Kız-erkek, kol kola folklor yaptığını; genç kızların gerdanı, kolları açık erkeklerin karşısında canlı olarak şarkılar söylediğini biliyor ve bunu caiz görüyor mu?
Ben bir hoca olarak buna tepkimi göstermek zorundayım ve ben bugüne kadar neden bu konuda açıklama yapmamışız diye vicdan azabı duyuyorum. Bütün hocalar bunu açıklamalıdırlar. Ayrıca erkeklerin açık bir şarkıcı kadına bakmalarının caiz olmadığını bilmek için hoca olmaya gerek var mı? Sen insanların önüne böyle güzel bir kızı çıkartıyorsun, süslüyorsun, güzel giydiriyorsun, ışıkları ayarlıyorsun sonra insanlar ona bakıyor. Bu nasıl caiz olabilir? Bunu caiz görüyorlarsa o zaman kendi karılarını, kızlarını açık bir şekilde erkeklerin karşısına çıkarsınlar ve erkeklerin onlara bakmasını ve dinlemesini sağlasınlar. Bunu yapmazlar. O halde neden başkaları için bunu caiz görüyorlar. Kendi namusları kıymetlidir de başkalarının namusu kıymetsiz midir?
Bunların ağzından İsrail lehinde konuşmalar duyduk, aleyhinde bir kelime dahi duymadık. Amerika’nın lehinde konuştuklarını duyduk ama aleyhinde duymadık. Ve çocuklar sahnede Türk bayrağı ile birlikte Amerika bayrağı kaldırıyorlar. Bunun manası anlaşılır gibi değil. Amerika’yı sevdirmeye çalışıyorlar. Çocukları Amerika’ya götürüyorlar. Bu cemaatin amacı ne ve lideri kim? Açıklasınlar. Eğer derlerse ki “biz bunu stratejik atak olarak yapıyoruz” biz de deriz ki; hangi peygamberde böyle bir strateji var ve hangi peygamber bu yollarla Allah’ın dinine hizmet etmiş?
Kademe kademe şeriatsız, hükümleri olmayan bir din meydana getiriliyor. Zamanında Pavlus bunu Hıristiyanlığa yaptı. Daha çok insan Hıristiyan olsun diye, iyi niyetle dinden şeriati kaldırdı. Bu işe başlayan herkes zaten iyi niyetle başlar. Hıristiyanlığın şeriati hala yoktur. Şeriatsiz bir Hıristiyanlık cazip olacak zannettiler ama olmadı ve bugün Hıristiyan dünyası dinsizleşmiş durumdadır. Bu zamanın Pavlus’u olmayın!
Bunun yanısıra, yıllardır bu kadar okul açılıyor, bir tane medrese açılmadı. Bu garip değil mi? Bu yola İslam adına çıkıldıysa, bunun için para toplandıysa İslamî eğitim verilmeli değil miydi? Beşerî eğitim zaten devlet tarafından veriliyor. Bu şekilde cemaatte hoca yetişmedi. Bu yapılanlara itiraz olmasın diye cemaat cahil mi bırakılıyor? Cemaat matematik, fizik biliyor ama İslam’ı bilmiyor.
Ayrıca hükümetin başörtüsü konusunda sessiz kalması dikkat çekici! Tek başına % 50 oy almış bir hükümet, Başbakan’ın karısı, kızı kapalı. Başörtüsü meselesini çözmeyi mutlaka istiyorlardır. Neden başörtüsü meselesini çözmüyorlar? Acaba cemaat mi engelliyor? Artık bundan şüphe etmeye başladık. Zaten başörtüsüne karşı 30 yıldır tavırları net değil. 1983’de ben üniversiteye başladım. O zaman başörtüsü olayları başlamıştı. Biz mücadele ediyorduk, bize destek vermiyorlardı.
Bu programlarla günahları, açıklığı, kadınlara bakmayı ve kadınların erkeklerin karşısında şarkı söylemesini meşru hale getiriyorlar. Türkçe Olimpiyatları’na önem verdikleri kadar başörtüsünün kavgasını vermediler, bu meselenin farziyeti üzerinde durmadılar. Bu gerçeklerin artık anlaşılması gerekmektedir. Ben gerçekleri söylemek zorundayım. Eğer gerçekleri anlatmayacaksam Allah bana öğrendiklerimi neden öğretti? Halkın hatırını değil, Hakkın hatırını dikkate almak zorundayım.
1-Cessas, Ahkâmu’l Kur’an
2-Maide, 70
3-Zekat kimlere verilir sorusunun tam cevabı için bakınız. www.furkanvakfi.net