Hocaefendi, Diyarbakır ‘daydı…

0

furkan-2014-diyarbakir-hz-peygamberle-yasamak-cover

Furkan Eğitim ve Dayanışma Derneği Diyarbakır Temsilciliği Kutlu Doğum vesilesiyle Diyarbakır ’da “Hz. Peygamberle Birlikte Yaşamak” konulu bir konferans düzenledi. Konferansa konuşmacı olarak Alparslan KUYTUL Hoca Efendi katıldı.

”Hayırlı işlerde ve güzel ahlakta öncü bir neslin yetişmesi” için, Furkan Eğitim ve Dayanışma Derneği’nin “Biz Medeniyetimize Dönüyoruz” sloganıyla başlattığı ve Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerinde gerçekleştirdiği konferanslar serisinin bir halkası olan, Diyarbakır ’da düzenlediği “Hz. Peygamberle Birlikte Yaşamak” konulu konferansında halk etkinliklerle kimi zaman duygulandı kimi zaman tekbirler getirerek coştu.

Program Allah’ın Kelamı Kur’an-ı Kerim ile başladı. Daha sonra Furkan Derneği adına Murat Atak beyefendinin açılış ve selamlama konuşmaları yer aldı. Konuşmanın ardından “Ümmetin Garipleri” isimli etkinlik gösterimi yer aldı. Dünyanın tüm tarafında zulüm gören İslam coğrafyalarının temsili olarak gösterildiği sunumun ardından Grup Furkan sahne aldı. Grup Furkan’ın birbirinde güzel beste ve yorumları halkın büyük ilgisini kazandı. Daha sonra Akşam namazı salonda toplu bir şekilde eda edildi. Namazın ardında Grup Furkan tekrar sahne aldı. Grup Furkan sonrasında Alparslan KUYTUL Hoca Efendi konferanslarını vermek üzere kürsüye çıktı.

Hocaefendi’nin Diyarbakır konferansında değindiği önemli noktalar;

  • İnsana verilmiş vazife, yeryüzünde Allah’ın istediği gibi bir medeniyet meydana getirmektir. Ve bu vazifeyi gerçekleştirebilmek için Allah insana peygamber ve kitap göndermiştir Bu şekilde yeryüzünde insanı başıboş bırakmadığını ve bir vazifesi olduğunu öğretmiştir. İnsan, kendi ruhunu incelemekte ve hakkıyla tanımakta acizdir. Şeytana ve nefse karşı mücadele yöntemlerini insan kendi başına bulamaz. İşte bu yüzden Allah (c.c.), sürekli yeryüzüne peygamberler gönderdi
  • Tarih boyunca insanlar Allah’ın var olduğunu ve yaratıcı olduğunu kabul etmişler, inkâr etmemişlerdir. Fakat birçok kavim Allah’a ortak koşmuş, hükümlerine karşı gelmiş ve müşrik olmuştur. Bu yüzden peygamberler Allah’ın varlığını ve birliğini değil, Allah’tan başka ilah ve kanun koyucu olmadığını anlatmak için gönderilmiştir. Bütün peygamberlerin gönderiliş gayesi aynıydı. Hepsi de Allah’ın tek kanun koyucu ve otorite sahibi olduğunu anlatıyordu.
  • Allah Resulü, beraberindekilere ırkçılık yapmayı yasaklamıştır. Çünkü Kur’an, ırka değil, takvaya önem veriyordu. Bir insanın malına mülküne, ırkına bakarak ona değer vermek küçük kafalı insanların işidir. Allah resulü, ümmetini yücelterek onlara neye kıymet vermek gerektiğini öğretiyordu.
  • Peygamberler, Allah’a güvendikleri için insanlara söylenmesi gerekeni söylerler, kimseden korkmazlar. Peygamberimizin zamanında putperestlik ve ırkçılık hâkimdi. Peygamberimiz geldiğinde bunları reddetmiş ve üstünlüğün ancak takvada olduğunu, tek otorite sahibinin Allah olduğunu sahabesine öğretmişti.
  • Allah Resulünün yetiştirmiş olduğu sahabe nesli birbirlerinin hatalarını güzel bir şekilde düzeltiyordu. Fakat günümüzde bu ahlak birçok Müslümanda bulunmamaktadır. Müslümanlar, birbirlerine olan menfaatlerinden dolayı birbirlerinin hatalarını düzeltmemektedir. Oysaki bu Yahudi ahlakıdır. Bir toplumda eğer iyilik emredilmiyor ve kötülükler de düzeltilmiyorsa onlar ellerini açıp dua etseler bile Allah dualarını kabul etmez.
  • Allah Resulü ile beraber yaşayanlar kuvvetli bir imana sahip oluyorlardı. Fakat O’nunla beraber yaşamak kolay değildir. Hz. Peygamberi görmek isteyenler, O’nunla beraber olmak isteyenler zor bir hayatı göze almalıdır.
  • Hz. Peygamberle birlikte olmanın bir bedeli vardır. Hak davayı savunanlarla beraber olmak zordur. Bir peygamberle beraber olmak onunla beraber sohbet etmek, namaz kılmak değildir. Bir peygamberle beraber olmak Onun yaşadığı zorlukları, onunla birlikte yaşamaktır.
  • Peygamberle beraber olan kimseler nefislerini tezkiye etmiş olan kimselerdir. Peygamber onları hayatın içinde tertemiz bir şekilde eğitmiştir. Dava adamı hayatın içinde yetişmektedir. Gerçek eğitim budur. Hz. İbrahim ve İsmail (a.s.), asırlar evvel peygamberimiz için dua etmişlerdi: “Ey Rabbimiz, onların içinden onlara bir peygamber gönder. Senin kitabını öğretecek ve onların nefislerini tezkiye edecek”. Peygamberimiz ashabına, hayatın içerisinde nefis ve şeytanla mücadele etmeyi öğretmişti. Bu şekilde karşılaştığı tüm sorun ve engelde “Allah bize yeter ve O ne güzel vekildir” diyen bir nesil ortaya çıkmıştır.
  • Allah Resulü bazı hükümler koyuyordu. Sünnetleri yerine getirmek peygamberle birlikte yaşamak gibidir ve peygamberin en büyük sünneti onun dava adamı olmasıydı. Allah Resulünün büyük sünnetini almayıp küçük sünnetlerini alanlar onunla birlikte olamazlar.

Hocaefendi konferanslarının ardından izleyicilerden ve internetten gelen soruları cevapladı. Ardından program sona erdi.

[divider]

Programı izlemek için dokunun.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here