Ümmet tablosunun her an daha da acı bir hal aldığı şu günlerde Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin bir konferans sonrasında kendisine yöneltilen ‘Ümmetimizin mazlum hali karşısında el açıp dua etmekten başka ne yapabiliriz?’ sorusuna verdiği cevabı sizler için faydalı olacağını düşünerek hazırladık. Hocaefendi bu konuda özellikle İslamın öğrenip, anlatılması gerektiği üzerinde duruyor. Mazlum ümmetin durumundan rahatsız olan her müslümanın mutlaka okuması gereken bir yazı…
Ümmetimizin mazlum hali karşısında el açıp dua etmekten başka ne yapabiliriz?
- İslamı öğrenebiliriz.
- İslamı yaşayabiliriz.
- İslamı anlatabiliriz.
- Cemaat olabiliriz.
- Milyonlar olmalıyız.
O zaman müslümanların dediği olur.
İslamı öğreneceksin, komşuna anlatacaksın, çocuğunu ona göre yetiştireceksin, arkadaşlarınla okulda, iş yerinde her yerde ve her zaman anlatacaksın.
Hep öğreneceksin, hep anlatacaksın. Bu da duadır.
Dua İki Türlüdür:
- Sözlü dua: Ellerimizi açıp yaptığımız dua,
- Amel fiil ile yapılan dua. Bir şeyler yaparsın, çalışırsın bu da bir duadır.
Mesela bir talebe elini kaldırır dua eder, sonra ders çalışır bu da bir duadır.
Ve iki dua birleşmeden dualar kabul olunmaz. Sözlü dua ve fiili dua ikisi beraber olmak zorundadır. Aksi halde dualar kabul olunmaz.
Mesela talebe elini kaldırıyor ‘ya rabbi sınavı geçmeyi nasip et diyor’ ama ders çalışmıyor. Allah ona sınıfı geçirir mi? Geçirmez. Onun gibi…
Yani yalnız dua mı edeceğiz? Hayır! Faaliyet yapacağız, herkes mes’uldür. Kimse kendini mes’ul değilmiş gibi görmesin. Ne yapabilirim ki demesin. Bu şeytandandır!
Ne Yapabilirsin:
- İslamı öğrenebilirsin.
- İslamı yaşayabilirsin.
- İslamı anlatabilirsin.
Yüz binlerce milyonlarca insan böyle yaparsa insanlar anlar ve bir güç meydana gelir. O zaman müslümanlar adına söyleyecek bir sözün olur.
Bunu yapabilirsin!
Yapmak zorundasın!
Videoyu izlemek için tıklayınız:
Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin birçok soruya verdiği cevaba aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
https://alparslankuytul.com/konu/soru-cevaplar
[…] Ümmetin başındaki halifenin belki de en önemli görevi ümmetin üçüncü döneme girmesini engellemektir. Çünkü bu Sünnetullah bütün dünya toplumları için geçerlidir ve biz bilmiyoruz diye tüm toplumlar için geçerli olan bu yasalar yok olacak değildir. Onun için üçüncü kuşaktan sonra dördüncü kuşağın gelmesi ancak dışarıdan bir müdahale ile engellenebilir. Bu müdahale Allah’ın hikmetli ve kudretli eli ile olabilir. I. Dünya Savaşı’nda olduğu gibi… I. Dünya savaşındaki mağlubiyetimizin hikmetleri (sebepleri değil) üzerinde durmayı başka bir yazıya bırakarak şimdilik şunu ifade etmek istiyorum: […]
[…] bir peygamber göndermek suretiyle bir ümmet meydana getirir. Kur’an “لِكُلِّأُمَّةٍرَّسُولٌ” buyuruyor. “Her bir […]
[…] ümmetin dağılmasına müsaade ederek o virüslerin tüm ümmet bünyesini sarmasını engellemiş ve […]