Ömrünü İslam davasına adayan her anında İslam ümmetinin içinde bulunduğu durum için kederlenen ve bu durumdan kurtuluş için öncü bir neslin yetiştirilmesini kendine vazife bilen Muhterem Alparslan KUYTUL Hocaefendi son zamanlarda bazı iftiralara mazur kalmıştır.
Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olmalı diyen Hocaefendi’nin hayatında bundan başka bir derdi ve tasası olmamıştır. Talebeleri ve onu tanıyanlar bilirler ki; Hocaefendi, her zaman ehl-i sünnete bağlılığı ile tanınmış ve asla Müslümanlara ve İslam’a zarar veren bir fikrin ve yapılanmanın yanında olmamış ve onları savunmamıştır.
Soru: Dört mezhep hak olduğu halde biz neden birinin peşinden gidiyoruz?
https://www.youtube.com/watch?v=ICLZ3jy3LiA
Evet, 4 mezhepte haktır. Hepsinin de dayanakları vardır. Hepsi âlimdir ve Kuran’a, hadislere bağlanmıştır. Kendi kafasından konuşmamıştır. Ama herkes her meseleyi inceleyemez. Mecburen bir mezhebi olacak. Hanefiyim diyecek ve ona göre yaşayacak. Şafiyim diyecek ona göre amellerini işleyecek. Yoksa 2 ihtimal var: Ya her meseleyi baştan araştıracak, hangi mezhebin dediği daha doğru diye bulmaya çalışacak. Bunu yapmak bir insanın işi değil. Bir insanın ömrü buna yetmez. 1400 yıllık bir birikim, koca koca kitaplar, bu kadar mevzuyu herkesin bakkalın kasabın, inşaatta çalışan amelenin, tarlada çalışan adamın bilmesi mümkün değil. Bunları anlamak için ömrünü bu yola verecek, müçtehit olacak başka işle uğraşmayacak, süper bir zekâsı olacak, bütün zamanını buna verecek ve buna rağmen binlerce mevzunun yalnızca yüzlercesini bitirecek. Her mezhebin görüşünün delilleri neler, bu delile karşı diğer mezhebin verdiği delil neler, falan ayetteki falan kelimenin manası aynı şekilde falan hadisteki falan kelimenin manası nedir, hangi hadis sahih hangisi değil, hangisi ile amel edilir hangisi ile edilmez? Ya bunu yapacak ki bunu yapamaz. O halde bir mezhebe uyacak ve onunla amel edecek. Yapacağı şey budur.
Konuyla ilgili sorulan sorulara verdiği cevaplar;
Mezhepler’in Dinimizdeki Görüşünü Açıklar mısınız? Bir Mezhebimiz Olmalı mı?
Muhaddisleri ve mezhep imamlarını eleştirmek doğru mudur?
Mezhep sahibi olmak bid’at mıdır?
[…] Mezhep, bir yoldur. Bir âlimin helalleri ve haramları ortaya koymak için takip etmiş olduğu temel prensipleri vardır, o prensiplere göre ortaya koyduğu bir yoldur. Peygamber varken zaten bir âlime danışılmaz ki dolayısıyla böyle bir yol ortaya konulmaz. Zaten peygamber varken ona sorulmaktadır. Peygamber varken bir mezhep olamaz, öldükten sonra olabilir. Çünkü elimizde ayetler ve hadisler vardır. İnsan aklı farklı farklı düşünmektedir. Biri, ayeti şöyle anlarken diğeri ayetin başka bir noktasını görebilmektedir. “Bence öyle değil, ben şöyle anlıyorum” diyebiliyor. Aynı şekilde hadisler için de öyledir. O zaman farklı görüşler ortaya çıkmış oluyor. Yani mezhep; gidilen yol, insan olmanın gereğidir. Farklı mezheplerin ortaya çıkması insan olmanın gereğidir. İnsan farklı düşünebilen bir varlıktır. […]