CHP’li Engin Altay’ın mecliste yaptığı bir konuşma esnasında “Millet aç, midesine sadece kuru ekmek giriyor.” sözüne, AKP’li Milletvekili Şahin Tin “O zaman aç değiller” diyerek yanıt verdi. Bu durum üzerine sosyal medya kullanıcıları Şahin Tin’in bu sözü sebebi ile özür dilemesi gerektiğini ifade eden tweetler attılar. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Bütün Devranlar Geçmiştir, Eninde Sonunda Bu Devran Da Geçer. Bu Fakirlerle Alay Etmektir!
Gerçekten tarih tekerrür ediyor. Ne kadar doğrudur bilemem ama bir devletin kraliçesine (Fransa kraliçesi ve Avusturya arşidüşesi Maria Antoinette) “Efendim halk aç, ekmek bulamıyor” demişler. O da “O zaman pasta yesinler, ne var?” demiş.
“Tok açın halini bilmez” diye atasözü var. Bu milletvekili nasılsa dünyanın maaşını alıyor. Nasılsa zaten zenginler. Hangi fakir, milletvekili olabilmiş? Hangi parti, bir fakiri milletvekili olarak göstermiş, aday yapmış? Ehil ama fakir, şahsiyetli ama fakir… Kaç tane böyle milletvekili var parlamentoda? Zaten zenginler. %99’u belki de %100’ü zaten zengin aileden geliyorlar. Mal varlıkları çok olan insanlar. Bir de dünyanın maaşını alıyorlar. Şu anda bilmiyorum ama herhâlde aldıkları maaş 20-25 bin olabilir. Tabi böyle olunca açın halini anlamıyorlar. Ve “Kuru ekmek yiyen adam aç değildir” diyebiliyorlar. İnşallah Allah kendisine de kuru ekmek yemeyi nasip eder. O zaman, kuru ekmek yiyen aç mıymış tok muymuş anlar. Elbette kuru ekmek de bir şeydir. Belki kuru ekmeği bulamayan da vardır. Ama Türkiye’de, bugünün dünyasında kuru ekmek yiyen insan, aç insan sınıfına girer. O zaman “aç değiller” denilemez.
Burası Afrika mı? Türkiye’de kuru ekmek yiyen insan, yanında 3-5 tane zeytin de yese, öğlen ya da akşama da en fazla bir çorba içebiliyorsa bu insan, ‘aç insan’ sınıfındandır. Afrika’nın tamamı değil, bazı bölgelerinde… Mesela Mısır da Afrika sayılıyor ama Mısır’da böyle bir açlık yok. Afrika’nın bazı bölgelerine göre belki o açlık sayılmayabilir. Ekmeği, zeytini, çorbası varsa; belki aç sayılmayabilir. Ama Türkiye’de bu insan, aç insan sınıfındandır. Aslında o milletvekili bunu dediğine diyeceğine pişman olmuştur. Belki gösterilen tepkilerden sonra da pişman olmuş, belki de o tepkiler gösterilmese pişman da olmazdı. Çünkü özellikle iktidar milletvekillerinde artık çok fazla pervasızlık var. Çok fazla cüretkâr olmuşlar. Artık utanmıyorlar. “Nasılsa arkamızda Tayyip Erdoğan var. Nasılsa devlet bizim arkamızda. MHP de bizimle. Ordu bizimle, MİT bizimle, polis bizimle. Nasılsa kimse bize bir şey yapamaz.” gibi bir düşünceye kapılmışlar. “Güçlü biziz. İstediğimiz gibi konuşabiliriz” gibi bir durum sergiliyorlar. “Hesap vermeyiz” gibi düşünüyorlar. Ama bütün devranlar geçmiştir, bu devran da geçer eninde sonunda.
Çok ayıp bir şey bu gerçekten. Bu fakirlerle alay etmektir.
Benim Bu Milletvekiline Tavsiyem; Peygamberimize bir adam gelmiş “Ya Rasulallah! Kalbim çok sert. Taş gibi olmuşum. Ne yapayım? Kalbimi nasıl yumuşatabilirim?” demiş. Efendimiz buyurmuş ki “Fakirlerle yemek ye. O zaman kalbin yumuşar.” Benim bu AKP milletvekili Şahin Tin’e tavsiyem de Allah Resulünün tavsiyesi; fakirlerle yemek yesin. Kalbi çok sertleşmiş, taşlaşmış. Belki kalbi biraz yumuşar. Peygamber öğüdü dinlesin. Biraz gitsin fakirlerle yemek yesin. Onların titreyen ellerini görsün. Onların sararmış yüzlerini görsün. Onların düşmüş tansiyonlarından dolayı ayağa kalkarken bile sendelediklerini görsün. Zayıf vücutlarını görsün. Oturdukları mahalleyi görsün. Mahalledeki fareleri görsün. O çocukların eğitim alamadıklarını görsün. Çocukların işe gitmek zorunda kaldıklarını görsün. Çocukların her gün aynı yemeği yemekten ağladıklarını, kızdıklarını, yemediklerini görsün. “Yine mi bu anne usandım, istemiyorum, yemiyorum, başka bir şey yok mu?” dediklerini duysun. Belki biraz kalbi yumuşar. O zaman böyle rahat rahat konuşamaz.
Milletvekili demek, milletin vekili demek. Milletin adına konuşması lazım. Eğer millet zor durumdaysa bunu orda konuşması lazım. Birisi konuşuyor, görevini yerine getiriyor, öbürü onu susturmaya çalışıyor. Ey AKP Milletvekilleri; şu ortam, şu kriz, şu fakirleşme CHP döneminde olsaydı siz böyle rahat olur muydunuz? O zaman konuşur muydunuz konuşmaz mıydınız?Bugün CHP Milletvekillerinin konuştuğunu o zaman siz onlara karşı konuşur muydunuz, konuşmaz mıydınız?
İslam Adalettir. Kim Olursa Olsun Ben Doğruyu Konuşmak Zorundayım!
CHP’li miyiz? Hayır. Hak neyse o. Doğruyu kim söylerse onu desteklemek zorundayım ben. Kim yanlış konuşursa ben “yanlış konuştun” demek zorundayım. Bu namaz kılan bir insan, bu solcu olabilir. İsterse Yahudi olsun, doğruyu konuşuyor. Bu da namaz kılıyor ama kıldığı namazdan haberi yok. Namaz, doğruyu konuşmayı emreder. Bugünkü bu durum CHP hükümeti döneminde olsaydı AKP’liler konuşur muydu konuşmaz mıydı? Şimdi konuşmuyorlar. Konuşanı da susturmaya çalışıyorlar. Milletle alay ediyorlar. Bu kadar pervasızlık da fazla artık. Şimdi Türkiye şartlarında kuru ekmek yiyen insan, aç insan sayılır. Şahin Tin niye böyle konuşuyor? Cumhurbaşkanı da buna benzer bir söz söylemedi mi? O da ondan güç alarak böyle konuşuyor.
Cumhurbaşkanı Malatya’ya girerken otobüsün içinden inmeden, mesafe uzak olduğu için bir vatandaşın eline mikrofon verdiler. Çünkü güvenlik gerekçesiyle yaklaştırmıyorlar. Güya vatandaşı ile buluşmak için geliyor ama vatandaş yaklaştırılmıyor. Ancak uzaktan mikrofonla soru sorulabiliyor. Evvelden böyle bir şey de yoktu. Bu da yeni başladı. Adam dedi ki “Sayın Cumhurbaşkanım” gayet kibar ve medeni bir şekilde, saygısızlık da yapmadan. Büyük bir ihtimalle de AKP’li. Zaten Malatya, AKP’nin kalelerinden bir yerdir. Ve saygılı konuşmasından da aslında AKP’li gibi görünüyor. “Sayın cumhurbaşkanım, evimize ekmek götüremiyoruz.” Dedi. “Abartıyorsun” dedi ya. “Böyle konuşamazsın” dedi. O adam esnaf. “Evimize ekmek götüremiyoruz” derken onun kastettiği ne? “Evimizdekiler aç, ekmek yok. Sabaha kadar aç kaldık” demek istemiyor herhâlde. Bunu insan anlayabilir. Kastettiği şey “Bir şey kazanamıyoruz, dükkânı açıyoruz, kapatıyoruz. Açıp kapatıyoruz, bir şey kazanamıyoruz.”
Şu anda bizim Furkan Nesli dergisinin olduğu cadde, Abidin Paşa Caddesi Adana’nın en eski caddesi ve en işlek caddelerinden bir caddedir. Biz her gün oradayız. Esnaf hiç iyi durumda değil. Durumlarını soruyoruz. Biz de görüyoruz zaten. İçeri müşteri girmiyor. Alım gücü kalmadığı için mağazalarda müşteri yok. Şimdi bu adam “evimize ekmek götüremiyoruz.” dese bunun manası ne? “Evdekiler aç, ölmek üzereler” demek değildir. Bunun manası, “Ben dükkânımı açıyorum kapatıyorum ama bir şey kazanamıyorum. Evime günlük olarak para kazanamıyorum” demektir. Bu manada “evime ekmek götüremiyorum” demek istiyor. Bunu cumhurbaşkanı anlayamaz mı yani? “Abartıyorsun” demek, ne demek? Doğru söylüyor adam. Yani gerçekten de günlük olarak kazancı yok. Günlük bir şey kazanamaz oldu esnaf. O, bunu söylemeye çalışıyor. Belki onu bu şekilde ifade etti. Bu esnaf konuşmasıdır. Esnaf bunu böyle ifade eder. O milletvekilinin de “millet kuru ekmek yiyor” cümlesinin manası da budur. Bunlar böyle ifade edilir. Bunda bir gariplik yok.
Halkımızın konuşması bu şekildedir. Bu böyle ifade edilir. Bu illa da “kuru ekmek yiyor taze ekmek yiyemiyor” ya da “tek kuru ekmek yiyor, yanında zeytin yok” demek değil yani. Elbette yanında belki zeytin de vardır, çorbası da vardır ama yine de bu insanın durumu iyi değildir. Bunun elektrik parası var, su parası var, dolmuş parası var. Bunun ev kirası var. Var oğlu var. Bu insanlar zor durumda. O milletvekilinin kastettiği bu. Bunu anlamayacak ne var. Alay eder gibi “o zaman aç sayılmazlar.”
Ne demek yani ‘aç sayılmazlar’? İnşallah başına gelir, o açlık mıdır değil midir anlarsın. Bunlara denilecek laf budur.
Programın tamamını izlemek için;
Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin güncel, siyasi, fıkhi, ilmi sorular hakkında vermiş olduğu cevaplara alparslankuytul.com resmi web sitesinden ulaşabilirsiniz…