Alparslan Kuytul Hocaefendi Cuma tefsir dersinden sonra Finlandiya’dan gelen bir soruyu cevapladı. “Finlandiya’da yaşıyorum. Burada ev almak istiyorum. Ancak katılım bankası yok. Normal bankadan kredi almak caiz olur mu?” şeklinde sorulan soruya Alparslan Kuytul Hocaefendi şu şekilde cevap verdi:
Finlandiya’yı bilmiyorum ama Avrupa’da böyle bir durum var. Peşin paranız olsa bile peşin para ile alamıyorsunuz, bankadan kredi almanız gerekiyor. Her şeyin banka üzerinden geçmesi gerekiyor. Saçma sapan bir prosedür.
Bankalar %1-2-3 oranı ne ise faiz koyuyorlar. Tabi enflasyon olmadığı için düşük de olsa bir faiz koyuyorlar. Enflasyon %1-2, faiz %2-3-4 civarlarında bir şey herhalde. Düşük ama sonuçta faiz. Yani kendi paranızla ya da birinden borç alarak bir ev sahibi olamıyorsunuz. Cebinizde peşin paranız var alamıyorsunuz. Banka üzerinden yapmanız gerekiyor. Devlet size ‘bu para nerden geliyor’ diye hesap soruyor. Diyelim ki kişi çalışmış, az yemiş, biriktirmiş ama devlet yine de sorguluyor. Bizimkiler para biriktirmeyi sever. Avrupalılar da öyle bir şey yok, onlar geleni harcarlar. Nasılsa devlet işsizlere maaş veriyor. O yüzden bizimkileri de kendileri gibi zannediyor ve ‘sen bu parayı nerden buldun’ diyorlar. Böyle bir kanun mu var, bu kanunu nereden buldunuz? Bu kanunu devlet çıkartmadı. Eğer herkese ‘bu parayı nerden getirdin’ diye sorarsa bu sefer insanlar saklamak zorunda kalacak. Herkes nerden bulduğunu ispat edemez ki? Belki çalışmış, belki birazı mirastan gelmiş, belki biraz komşu, biraz akrabası vermiş. Ne bileyim belki dolar almış ve onunla kâr etmiş. Gel de bunu ispatla. Bunu ispatlamaya kalksa ölümden beter. Yani saçma bir şeydi ama kanunlaşmadı. Avrupa’da bu var. O yüzden soruyorlar; maaşın ne kadardı ne kadar harcama yaptın ne kadarı kaldı? Şu kadar yıl, bu kadar para, ne kadar oldu… Böyle 40 tane soru soruyorlar. Bu yüzden insanlar bankadan faizle para almak zorunda kalıyorlar. ‘Ben evi bankadan kredi çekerek aldım’ diyerek parayı yine bir yerden saklıyor göstermiyor. Devlette böyle durumlar var. Bu kaç defadır soruluyor. Bana da oradayken soruyorlardı. Yani bu, Avrupa’da yaşayanların başına bir beladır. Banka faiz koyuyor. Bankadan almazsanız kira da oturmanız gerekiyor. Bu bir ihtiyaç mıdır? Evet. Peki, faiz haramdır.
Haram İhtiyaçtan Dolayı Mübah Olur Mu?
Bu hacet zaruret gibi kabul edilir mi? Buna fıkıhta; hacet deniliyor. Zaruretin bir alt derecesi, zaruret değildir. Hacetler bazen zaruret derecesine girer. Zaruret gibi kabul edilir. Bu zaruret kabul edilirse caiz görülür. Zaruret kabul edilmezse caiz görülemez. Ben şahsen, kesin haram olan faiz gibi bir şeyi böyle bir sebepten (ihtiyaçtan dolayı) caiz göremem. Evet, ev bir ihtiyaç olabilir. Ama sonuçta kirada da oturabiliyorsunuz.
Oradaki devlete baskı yapın. Bir araya toplanın, bir talepte bulunun. İnsanların kendi parası varsa ya da birinden borç alarak gidip ev alabilsin. Devlet bunun önünü açsın. İnsanları faize, bankalara muhtaç etmesin. Oradaki Müslümanlar toplansın “Biz Müslümanız, bizim dinimizde faiz haramdır” desinler. Avrupa devletleri dini yönden bir sakınca olduğunda dini hesaba katıyor. Dininize göre o şey yasak ise onu hesaba katıyor ona göre istisna getiriyor. Şunlar hariç diyebiliyor. Mesela savaş çıksa savaşa gitmem diyebiliyorsunuz, vatan haini olmuyorsunuz. “Benim dinime göre bu savaş haram, ben buna katılamam, insan öldürülmesine karşıyım, silaha karşıyım, ben hümanistim, ben savaşa karşıyım” diyebiliyorsunuz ve suç işlemiş olmuyorsunuz. Yani oradaki Müslümanlar bunun mücadelesini vermeliler. Hep beraber bir araya gelip böyle bir başvuru yapmalılar.
Kendi şahsi parası olan herkes bankadan kredi çekmeden ev alabilmeli, araba alabilmeli. Bunun önünü açın. Bizim dinimiz de faiz haramdır, siz bizi faize zorluyorsunuz, sizin bunu yapmaya ne hakkınız var? Benim param var, ben gidip ev alamıyorum, bu nasıl saçmalık? Almaya kalksam ‘sen bu parayı nerden buldun’ deyip bana kırk tane soru soruyorsun. Bir insanın parasını ispatlaması mümkün değil ki? Bir suç varsa ya da bir suçum olsaydı zaten bugüne kadar ortaya çıkartırdı. Devletsiniz, polisiniz var, istihbaratınız var.
Eğer ben mafya gibi kanunsuz bir yol ile bu parayı kazanmışsam bugüne kadar bir soruşturma geçirmişimdir. Öyle bir şey yoksa, normal vatandaş gibi işinde gücünde, insanlar parasını biriktirmiş bir ev alacak. Ama devlet müsaade etmiyor, böyle saçmalık mı olur? Bu nasıl özgür Avrupa? Bunun mücadelesini vermeliler. Yoksa en kötü ihtimalle kirada oturmalılar. Ben bundan dolayı faiz ödemenin caiz olacağına inanmıyorum. Evet, ev bir ihtiyaçtır. Ama bu ihtiyaç kira ile de karşılanabilen bir ihtiyaçtır. Mülk olması şart değildir. Mülk olsa, kiradan kurtulsa daha iyidir. Ama harama girerek olacaksa caiz görülemez. Kendi evim olsa daha güzel yaparım, süslerim, tadilatını yaparım diye düşünüyor olabilirsin. Tamam, doğru, haklısın kendi evin gibi olmaz. Kendi evin daha iyi olurdu ama ne yapalım? Faize girmeden ev alabilmenin mücadelesini verin. Paranız varsa o zaman alabilirsiniz veya birinden borç alarak alabilirsiniz. Bunun mücadelesini vermelisiniz.
Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin güncel, siyasi, fıkhi, ilmi sorular hakkında vermiş olduğu cevaplara alparslankuytul.com resmi web sitesinden ulaşabilirsiniz…
Tamamını izlemek için;