Alparslan Kuytul Hocaefendi, bir cuma klasiği haline gelen tefsir dersi sonrasında kendisine yöneltilen soruları cevaplandırdı.
“Danıştay’ın Ayasofya kararını ve Cumhurbaşkanının onayı ile 24 Temmuz 2020 Cuma Günü ibadete açılacak olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu şekilde cevap verdi: “Bir Müslüman olarak Ayasofya’nın ibadete açılmasından memnun olduğumu ifade etmek isterim. Kanaatimce seçim yaklaşıyor ve onun için yapıldığını zannediyorum. Ama yine de bir Müslüman olarak bundan dolayı çok mutluyum. Her ne düşündülerse düşündüler, hayırlı olmuştur. Ama bu önemli ve en büyük kozlarına kullanarak seçimi kazanabilecekler mi, bilemem. Gaybı bilen Allah’tır. Benim gördüğüm kadarıyla milletin de bu gibi konulara hassasiyeti eskisi kadar çok değil. Çok fazla bir tesir edeceğini de sanmıyorum. Çünkü milleti öyle bir hale getirdiler ki kutsallar geri planda kalmaya başladı. Milleti öyle bir hale getirdiler ki millet için en önemli mesele cebi oldu, ekonomi oldu. Dolayısıyla bu ataklarına ve son kozlarını kullanmalarına rağmen oyları ne kadar artar, cebinde para olmayan insanlar, (işsizlik çok artmış vaziyette) işsiz insanlar ‘Ayasofya açıldı’ diye ne kadar oy verir bilemiyorum, göreceğiz.”
Sorunun tamamını okumak için;
Danıştay’ın Ayasofya kararını ve Cumhurbaşkanının onayı ile 24 Temmuz 2020 Cuma Günü ibadete açılacak olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir Müslüman Olarak, Ayasofya’nın İbadete Açılmasından Dolayı Mutluyum!
Bir Müslüman Olarak, Ayasofya’nın İbadete Açılmasından Dolayı Mutluyum!
Evvela bir Müslüman olarak Ayasofya’nın ibadete açılmasından memnun olduğumu ifade etmek isterim. Ayasofya atalarımızın bize bir mirası idi; İstanbul’un yani Konstantiniyye’nin ‘İslambol’ olmasıydı. Bu aşağı yukarı 90 yıldır engellenmişti. Fakat müzeye çevrilmek suretiyle, o hatıraya nankörlük edilmişti.
Osmanlı fethettiği şehirlerde bir tane kiliseyi camiye çevirir, diğerlerine karışmazdı. Bunu da oranın fethedildiğini ve oraya İslam’ın mührünün vurulduğunu göstermek için temsili olarak yapardı. İsteseydi bütün kiliseleri, havraları mescide çevirebilirdi. Bunu yapmadı. Osmanlı fethettiği topraklarda bir tanesini özellikle en büyüğünü bu şekilde mescide çevirirdi. Böylece orada İslam’ın hâkim olduğunu, İslam’ın burayı fetih ile aldığını ilan etmek, İslam’ın oraya ulaştığını ve Allah’ın oradaki hakimiyetini insanlara göstermek için böyle bir uygulama yapardı. O toprakların Fetih ile alındığını gösterirdi. Hangi hakla müzeye çevrildi? Elbette bu bir haksızlıktır. Hristiyan aleminin hoşuna gitsin diye yapıldı. Müslümanların kalbi kırıldı. Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla İstanbul’u fetheden Müslüman atalarımızın da kalbi kırıldı. Kâfirler mutlu, Müslümanlar mutsuz edildi. Yaklaşık doksan yıldır Müslümanlar Ayasofya’dan dolayı mutsuz, kâfirler ise mutlu ve sevinçliydiler. Bu Müslümanlara zulümdür.
Ayasofya’nın ibadete açılması kararıyla en azından yüreğimize biraz su serpilmiş oldu. Bundan dolayı elbette bütün Müslümanlar gibi bende mutluyum. Yalnız düşündüren bazı noktalar var. Danıştay neden daha evvel bu kararı vermedi? Bu durum adalet mekanizmasının tamamen siyasete göre şekillendiğini gösteriyor. Danıştay’ın şu anda bağlı olduğu kanunlar daha evvelde vardı, bu kararı daha evvelde verebilirdi. Neden o zaman vermedi de şimdi verdi, ne değişti, kanun mu değişti? Değiştiyse bile neden daha evvel değiştirilmedi. Demek ki mesele sadece adalet yönünden, hak hukuk yönünden ele alınmıyor, tamamen siyaset yönünden ele alınıyor. Siyaset istediği gün; adalet ona göre, mahkemeler ona göre karar veriyor. Yeter ki siyaset bu konuda ittifak etsin.
Muhalefetin ehemmiyeti yok, hâkim güçler ve devlet denilen yapı; hükümetin ötesinde devlet buna karar versin. Bu işin içerisinde MHP olmasaydı, ben AKP’nin bunu yapabileceğine asla ihtimam vermiyorum. İstemez mi ister ama bunu engellerlerdi. Devlet denilen yapı; AKP’nin bunu yapmasına izin vermezdi ve bununla da çok puan kazanmasına müsaade etmezdi. Devlet denilen yapı, bunu destekledi. Devlet aslında 100 yıldır aynı devlet. Neden dün buna izin vermeyen devlet, bugün izin verdi. Kanaatimce hükümet ve hükümetin gayrı resmi ortağı MHP, yeni bir seçime hazırlanıyorlar ve oylarının epeyce düşmüş olduğunu da biliyorlar. Bu büyük kozu kullanmak istediler. Bu kozu yıllardır ellerinde tutuyorlardı. Bir gün lazım olur, çok zor duruma düşersek bu kozu kullanarak oy patlaması yaparız, diye düşünüyorlar ve bu meseleyi halletmiyorlardı. Sürekli bu gibi talepleri olanların, onları desteklemesi için bunu elinde koz olarak tutuyordu. Bu gibi talepler karşılanmaz, hep uzatıldıkça uzatılır. Benim mahkemelerimin uzatılması gibi… Sürekli demokrasinin kılıcı gibi başımızda tutmak için o mahkemeleri sürekli uzattılar ve mahkemelerde zerre kadar ciddiyet bırakmadılar. Bu şekilde mahkemeleri tiyatroya çevirdiler. Aynen öyle. Bu gibi kararları da hemen vermiyorlar. İnsanlar sürekli bu istekte ve bu talepte olsun, daima onlara muhtaç olsun, onlardan bunu talep etsin ve onları hep bu gibi meselelerden dolayı desteklesin. Başörtüsü de bunun gibi bir meseleydi. Bu iki meseleyi bu şekilde halletmiş oldular.
Yeni bir seçime hazırlanıyorlar ve oylarının epeyce düşmüş olduğunu da biliyorlar. Bu büyük kozu kullanmak istediler. Bu kozu yıllardır ellerinde tutuyorlardı. Bir gün lazım olur, çok zor duruma düşersek bu kozu kullanarak oy patlaması yaparız, diye düşünüyorlar ve bu meseleyi halletmiyorlardı. Sürekli bu gibi talepleri olanların, onları desteklemesi için bunu elinde koz olarak tutuyordu. Bu gibi talepler karşılanmaz, hep uzatıldıkça uzatılır. Benim mahkemelerimin uzatılması gibi… Sürekli demokrasinin kılıcı gibi başımızda tutmak için o mahkemeleri sürekli uzattılar ve mahkemelerde zerre kadar ciddiyet bırakmadılar. Bu şekilde mahkemeleri tiyatroya çevirdiler. Aynen öyle. Bu gibi kararları da hemen vermiyorlar. İnsanlar sürekli bu istekte ve bu talepte olsun, daima onlara muhtaç olsun, onlardan bunu talep etsin ve onları hep bu gibi meselelerden dolayı desteklesin. Başörtüsü de bunun gibi bir meseleydi. Bu iki meseleyi bu şekilde halletmiş oldular.
Kanaatimce seçim yaklaşıyor ve onun için yapıldığını zannediyorum. Ama yine de bir Müslüman olarak bundan dolayı çok mutluyum. Her ne düşündülerse düşündüler, hayırlı olmuştur. Ama bu önemli ve en büyük kozlarına kullanarak seçimi kazanabilecekler mi, bilemem. Gaybı bilen Allah’tır. Benim gördüğüm kadarıyla milletin de bu gibi konulara hassasiyeti eskisi kadar çok değil. Çok fazla bir tesir edeceğini de sanmıyorum. Çünkü milleti öyle bir hale getirdiler ki kutsallar geri planda kalmaya başladı. Milleti öyle bir hale getirdiler ki millet için en önemli mesele cebi oldu, ekonomi oldu. Dolayısıyla bu ataklarına ve son kozlarını kullanmalarına rağmen oyları ne kadar artar, cebinde para olmayan insanlar, (işsizlik çok artmış vaziyette) işsiz insanlar ‘Ayasofya açıldı’ diye ne kadar oy verir bilemiyorum, göreceğiz.
Benim gördüğüm kadarıyla insanlar için en mühim mesele ne Ayasofya ne de başka bir şey. En mühim mesele; ekonomi, rahat yaşantı, her şeyin güzel olması, işinin ve gücünün tıkırında olması. Dolayısıyla toplum bu hale gelmişken, Ayasofya’nın açılması oyları ne kadar etkileyecek, şüphelidir.
Ve bu arada Ayasofya’nın açılmasından dolayı da Amerika ve Avrupa başta olmak üzere birtakım devletlerin açıkça ya da gizli müdahaleleri olabilir, döviz fırlayabilir. Amerika ve Avrupa ne şekilde müdahale eder, onlarla görüşüldü mü, onların okeyi alındı mı, ondan sonra mı bu iş gerçekleşti, bilemiyoruz. Eğer onların görüşü alınmadıysa, onlara bunun karşılığında birtakım tavizler verilmediyse, ‘biz bunu yapacağız, karışmayın. Sizde şunları şunları yapın biz de ona karışmayacağız’ gibi birtakım tavizler verilmedi ise Amerika ve Avrupa boş durmayacaktır. Ekonomiyi daha da kötüye götürecek hamleler yapacaklardır. Toplum buna da hazır olmalıdır.
O Zaman Var Olan Tehlike Bugün Neden Yok? Birkaç Ayda Ne Değişti?
İlginç olan şu; hatırlarsanız bir sene olmadı, birkaç ay oldu herhalde, Ayasofya meselesi gündeme geldi. Cumhurbaşkanı demişti ki ‘Ayasofya’yı açacak olursak dünyanın değişik memleketlerinde, yani tüm dünyada, camilere saldırılar olursa! Ben bunu düşünmek zorundayım. Bu kadar basiretsiz olamam.’ Yani ‘Ayasofya’yı açarak tüm camilerimizi tehlikeye atamam, Müslümanları tehlikeye atamam. Bunun karşılığında, Türkiye’de ya da Türkiye dışında bilhassa Avrupa’da, Amerika’da ya da başka yerlerde camilere saldırı olabilir. Ben bunu düşünmek zorundayım, böyle düşüncesiz basiretsiz bir insan gibi davranamam’ gibi cümleler kurmuştu.
Hatırlarsanız aradan birkaç ay geçti. Ne oldu da bugün Ayasofya’yı açtınız? Ben mutluyum ama buradaki çelişkiye ve problemli noktalara dikkat çekmek için söylüyorum. Birkaç ayda ne değişti? Aynı tehlike şu anda yok mu? Ayasofya’yı açtığımız zaman, acaba dünyanın değişik yerlerindeki camilerimize saldırı olmaz mı? Her memleketin anarşistleri, teröristleri acaba saldırılar yapmaz mı? Neden o zaman bu ihtimal vardı da bugün yok! Yoksa ihtimal halen varda sadece seçim için mi bunu yapmak zorunda kaldınız? Buna benzer birtakım sorular akla geliyor. O zaman var olan tehlike bugün neden yok? Bunun bir mantıklı açıklaması varsa ben de öğreneyim.
Benim bildiğim, bu dünyada bir şey değişmedi. Avrupa aynı Avrupa, Amerika aynı Amerika, Rusya aynı Rusya. İslam düşmanları yine aynı İslam düşmanları. Türkiye’nin gücü eskisinden daha zayıf. İslam aleminin durumu perişan. Ne Irak ne Suriye halloldu ne Filistin ne de başka yerler. Ne Afganistan ne Yemen hiçbir mesele hallolmadı. Her tarafta diktatörlük var. Her tarafta Amerikan uşağı sistemleri var. Hiçbir yerde zalim diktatörler devrilmemiş ve yerine İslam hâkim olmamış, yani hiçbir şey değişmemiş ama Ayasofya açılıyor. 90 yıldır açılabilir, daha doğrusu hiç kapatılmazdı. 90 yıldır zulmedildi. Hadi 90 seneyi boş verelim. 15-20 yıldır neden açılmadı? Tek başına iktidardı. Demek ki 15 seneden beri boşuna kapalı tuttunuz. Yani dünya değişmemiş, Türkiye değişmedi.
AKP’nin Dediği Olmadı, MHP’nin Dediği Oldu, Neden?
Benim gördüğüm kadarıyla, başkanlık sisteminin ayakta kalabilmesi için, başkanlık sisteminden en çok istifade eden MHP, buna “evet” dedi. Ve o sayede Ayasofya açıldı. Çünkü MHP başkanlık sisteminin devamını istiyor. Hem de Erdoğan’dan daha fazla istiyor. Çünkü AK Parti hükümeti sürekli olarak MHP’ye muhtaç kalıyor. Bu sistem ile bu sistem %50 artı biri gerektiriyor. AK Parti’nin %50 alamayacağı apaçık meydandadır, sürekli MHP’ye muhtaç olmaktadır ve MHP hiçbir sorumluluk taşımadığı halde hükümeti istediği gibi yönetmektedir. Yanlışlar, olumsuz şeyler AKP’ye mal edilmektedir. Güzel şeyler de kendisi ön planda olabilmektedir ve böylece puan almaktadır. Şu anda AK Parti’den çok memlekette sözü geçen, MHP’dir. 5-6 yıldan beri AK Parti’den çok, MHP’nin sözü geçmektedir. En son çıkan infaz yasasını düşünürseniz MHP’nin istediği şekilde çıktı. AKP’nin istediği şekilde çıkmadı. Güya iktidar AKP ama MHP’nin istediği şekilde çıktı. AKP’nin dediği olmadı, MHP’nin dediği oldu.
Mafyalar bırakıldı, uyuşturucu satanlar, torbacılar 50.000 kişi bırakıldı. AKP’nin dediği siyasi suçlular bırakılmadı. Aslında gayet açık bir şekilde kendini gösteriyor ki, iktidar gerçekte MHP’dir ve iktidar olan MHP bunu istemeseydi bu iş olmazdı. Demek ki AKP bunu başından beri istedi ama destek yoktu, tek başına da bunu yapmaya gücü yetmezdi.
Devlet Memleketin Patronu, Hükümet, Memleketi İdare Eden Müdür!
Eskiden AKP daha güçlüydü. Tek başına anayasayı bile değiştirebilecek kadar güce ulaşmıştı. O zaman neden bunu yapmadı mesela?Demek ki mesele milletvekili sayısı değil, mesele gerçek güçlerle birlikte olma meselesidir. Gerçek güçlerle birlikte olunca ancak başarılı olabiliyor, yapabiliyor. Onlara teslim olmadıkça ve teslim etmedikçe, izin vermiyor ve yaptırmıyorlar. Sizin, istediğiniz kadar milletvekiliniz ve anayasayı değiştirecek kadar gücünüz olsun, devlet denilen yapı size müsaade etmediği zaman bir şey yapamıyorsunuz. Devlet memleketin patronu, hükümet, memleketi idare eden müdür. Patron demeden müdür bir şey yapamaz. Hadise budur.
Bütün Camiler Boş Ama Ayasofya İnşallah Dolar!
Bu meseleye sadece Ayasofya’nın camiye çevrilmesi açısından bakarsak; bir Müslüman olarak tabii ki bundan mutluyum ama diğer taraflardan bakıldığında hadiseyi şu şekilde görüyorum: “Bir seçim yatırımı ve başkanlık sistemin devamını sağlayabilmek için AKP’nin seçimi kazanması şart, MHP o yüzden AKP’yi destekliyor. Çünkü başkanlık sisteminde gerçek iktidar, MHP’dir. Bunun devamını sağlamak için, Ayasofya kartını oynadılar. Bu kozu da kullandılar ama bakalım istedikleri olacak mı? Gerçekte de bu çok etkili olacak mı, göreceğiz. İnşallah orayı doldururuz. Bütün camiler boş ama Ayasofya inşallah dolar.”