Soru|Bizler günah işlediğimizde; Allah (cc) bizlere ceza vermekte fakat devleti yönetenler büyük zulümler yaptığında, milyonlarca insanın ölümüne sebep olduğunda onlara bir şey olmamakta ve zengin bir hayat yaşamaya devam etmektedirler. Bu durumu gördükçe “Allah neden onlara ceza vermiyor?” dedim. Dinden soğudum ve inancımı yitirdim. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Allah Mühlet Verir, İhmal Etmez!
Biz bir günah işlediğimizde Allah hemen ceza mı veriyor? Allah, kulları günah işlediğinde tövbe etmeleri için mühlet tanır. Eğer hemen ceza verseydi, bir çoğumuzun hayatta olmaması lazımdı. Allah-u Teala bazen birkaç gün, bazen birkaç sene, bazen birkaç yıl mühlet tanır. İnsanoğlu 50, 60, 70, 80, 90 yıl yaşıyor, Allah hemen ceza verseydi bu kadar yaşar mıydı? Aynı şekilde devletler içinde bu böyledir. Allah, devletlere de mühlet veriyor ama elbette ki sonunda azap edecektir.
Allah’ın mühlet verdiğini ama ihmal etmeyeceğini bilmemek, bu hataya sebep oluyor. Yani bu soruyu soran inancını kaybetmiş. İnancını kaybetmesinin temelinde bu bilgi eksikliği var. Allah mühlet verir. Çünkü Allah olmasının gereği, rahmetinin, imtihanın gereği mühlet vermesi gerekir. Hocalar da imtihanda mühlet verir.
Allah birçoklarına mühlet verir ama ihmal etmez. Firavun, Nemrut gibi… İnsan aceleci olduğundan hemen Allah’ın ona ceza vermesini istiyor. Bu Allah’ın bakışı değil, insanın bakışıdır. Allah merhamet sahibidir. Kıyamet günün de o insan: “Ya Rabbi! Sen bana hiç mühlet vermedin, hemen cezamı verdin” diyebilir. Öyle konuşmaması, Allah’ı suçlamaması için, Allah’ın ona mühlet vermesi lazım.
Alla, şeytana bile kıyamet gününe kadar mühlet vermiştir. ‘Tekrar dirilişe kadar bana mühlet ver Ya Rabbi!’ demişti. Allah Azze ve Celle Sad suresi 80. Ayette: “feinneke minel munzarîn” “’O halde, süre tanınanlardansın’ buyurarak şeytana mühlet vermişti. Demek ki süre tanınanlardansın diyerek, bir tek şeytana süre verilmiyor, başkalarına da süre veriliyor. Firavunlara da Nemrutlara da süre tanındı ama sonunda elbette cezaları da verildi.
Bu arada Allah’ın bir muradı da şudur: Mühlet vermesi gerekmektedir.Kullarının mücadele etmesini istemektedir. O zalim düzenlerle, zalim diktatörlerle insanların mücadele etmesini ister. Böylece insanların derecesi yükselsin, sevabı ve sabrı artsın, iradesini kullansın ve cesareti artsın. Mücadele, mücadele, mücadele… cesareti de artar. Böylece Allah yolunda canını, malını ortaya koyanlar olsun. Allah onlarla meleklerine karşı övünsün. Bunun gibi birçok hikmeti vardır.
Her bir imtihanın hikmetleri vardır. Hem onlara mühlet vermek için hem de halkın (uyanması) zulmün kötülüklerini görmesi için, sabrı, cesareti öğrenmeleri için, Allah yolunda canlarını ve mallarını ortaya koyarak, derece kazanmaları için Allah zalim idarecilere hemen ceza vermez. Bunu böyle anlamayan ‘neden Allah onlara mühlet veriyor’ der?
Sen kulsun kulluğunu bil. Allah’ın görevine karışma, kendi görevini yap. Allah ne zaman azap edeceğini bilir. Eğer toplum uyanmıyorsa, toplum o zalime layıksa, Allah’ta o yüzden o zalim idarecileri devam ettiriyorsa, Allah mühlet vermede haksız mıdır? Toplum da adam olsun zalimlere karşı hiç olmazsa konuşsun, zulmü anlatsın. Ama anlatmıyor, biz anlatıyoruz desteklemiyor, internette yazıp çiziyoruz, bir destek mesajı bile yazmıyor. Dolayısıyla layıklarını bulmuşlar.
Allah çoğunluğa göre hüküm verir, çoğunluk ne zaman ki rahatsız olur, zulme karşı gelir, ne zaman ki Le İlehe İllallah’ı savunur, ‘Allah’tan başka ilah yok, size değil Allah’a itaat ederiz, Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olmalı’ der ise, Allah’ta o zaman onlara yardım eder. O zalim düzenleri yıkar. O zalim düzenlerin Allah tarafından hemen yıkılmasını, cezalandırılmasını isteyenler; siz o düzenlere karşı mücadele etmeyi düşünseniz daha doğru olurdu. Onlara karşı mücadeleyi düşünmüyorsunuz, kendi görevinizi anlamıyorsunuz, Allah’a mı görev yüklüyorsunuz? Allah görevini bilir, kimseden de akıl alacak değildir. Bunlara bakıp ta bu gibi mantıklar geliştirip ondan sonra da inancımı kaybettim gibi sözler; Allah’ın muradını anlamamaktandır.
Allah’ın muradı; yeryüzünde hemen, aynı anda adaleti tesis etmek değildir.
Allah’ın muradı; zalime hemen ceza vermek, mazlumun hemen hakkını vermekte değildir.
Allah’ın muradı; kullarının mücadele ederek yükselmesi ve o zalim düzenlerle mücadele ede ede şahsi kabiliyetlerinin gelişmesidir. Allah istese zaten bütün dünya Müslüman olur. Bütün dünya iman eder, böyle bir sorun da kalmaz. Kul kulluğunu bilsin ve Allah’ın muradını anlasın. O zaman bu gibi hatalardan korunur, böylesi sapmalara maruz kalmaz.
Allah’ın mühlet verdiği o kimselerin başına gelen musibetleri, biz biliyor muyuz? Herkes kendi başına geleni biliyor. Şu anda villalarda, malikanelerde, saraylarda yaşıyor olabilirler ama acaba rahatlar mı? O lüksün içinde kim bilir ne kadar acı çekiyorlar? Ne biliyorsun? Nice zenginler var ki intihar ediyorlar. O saraylarda zerre kadar huzurları yok. Onun acı çekmediğini sen nereden biliyorsun? Halkın karşısına çıktığında kendini öyle gösteriyor ama, acaba iç alemi nasıl? Belki de geceleri uyuyamıyor. Belki de her gün vicdan azabı çekiyor. Biz herkesin durumunu bilemeyiz ama, Allah herkesin durumunu bilmektedir. Allah, o kimselerin bir kısım cezasını bu dünyada ödetir, çoğunluğunu da ahirete bırakır. Bu soruyu soran bu noktayı da hesaba katmıyor.
Allah Azze ve Celle bu dünyada hemen ceza verse, imtihan biter. Kötüye ceza, iyiye mükafat o zaman imtihan biter. Kıyamet gününde Allah, o zaman hangi cezayı verecek? Tüm cezayı, tüm mükafatı bu dünyada verirse, o zaman ahirette cennete, cehenneme de gerek yok. Bu anlayışta cenneti ve cehennemi ihmal var. Sanki cennet, cehennem yok. Her şey bu dünyada ve Allah’ta bu dünyada adaleti sağlamıyor, cezalarını vermiyor, o halde ben de Allah’tan soğudum. Bu laf değil. Allah zaten ‘ben her zaman bu dünyada her şeyi yapacağım’ demedi. Böyle bir ayet yok. Kur’an-ı Kerim sürekli ahiretten bahsediyor. İmtihan dünyası olduğu için sonraya bırakılıyor. Hemen verilse imtihan biter.
Zalimlere, kafirlere bu dünyada verilen nimetler insanı aldatmasın. Ahirette onlara hiçbir şey verilmeyeceği için bütün yorulmalarının karşılığı bu dünyada verilmektedir. Ama mümin öyle değil, ona ahirette verilecek, o yüzden müminlere bu dünyada yaptıklarının karşılığı verilmese de olur. Allah adalet sahibi olduğu için zalime, kafire bile yaptığı güzel şeylerin mükafatını bu dünyada vermesi lazım. Çünkü Allah ahirete bırakmıyor. Kafirin, zalimin ahirette hiçbir nasibi yok olmayacak. Allah adalet sahibidir. Zalimin, kâfirin ‘Ahirette hakkımı isterim Ya Rabbi!’ diyememesi için bu dünyada veriyor. Müminlere hepsini bu dünyada vermiyor. Çünkü onlara ahirette ebedi cennet verecek. Bu soruyu soranın bunu da hesaba katması lazım.
Böyle düşünürse inşallah bu sözlerden, bu anlayıştan kurtulur ve Rabbine döner. Allah elbette ki mazlumlara karşı merhametlidir, onlara da yardım etmektedir. Sonuçta onların da birçok yardıma uğradıklarını görüyoruz. Mazlum, evet mazlumdur ama sonuçta Allah’ın da onlara yardım ettiğini de görüyoruz. Bu yardım belki hemen gelmemektedir. O yardım da ümmetin, o civardaki insanların uyanışı için, zalimlere karşı mücadele etmeleri, zalimin, küfrün, kafirin ne olduğunu anlamaları içindir. Belki de kalplerde kafire, zalime karşı bir meyil var, o meylin bitmesi, onlardan nefret etmeleri, küfrün ve kafirin ne olduğunu anlamaları için, onların bir müddet bu zulmü yapmalarına müsaade edilmektedir.
Tamamını izlemek için;