KHK’lıların Yaşadığı Mağduriyetler Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

0

Alparslan Kuytul Hocaefendi gerçekleştirdiği tefsir dersinin ardından kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.

“Ben 8 aylık polisken KHK ile ihraç edildim, 1 yıl yatıp tahliye oldum. Şuanda dosyam Yargıtay da. Toplumdan dışlanıyorum, kimse iş vermiyor, kızıyla evlenmemi istemiyor, ne yapacağımı bilemiyorum. Bu konuda ne tavsiye edersiniz?” sorusuna cevap veren Alparslan Kuytul Hocaefendi KHK’nın facia olduğunu söyleyerek mazlumları ve mağdurları savunduğunu yineledi.

Delilsiz mesnetsiz insanları ekmeklerinden etme mantığının yanlış olduğunu belirten Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin açıklamaları şu şekilde;

Ben bu hususta çok defalar konuştum. Bülent Arınç KHK facia dedi. Adamın üzerine gittiler. Facia tabi. İçinden bir kısmı hak etmiş olabilir ama çok büyük bir ekseriyeti böyle bir cezayı hak etmedi, bu insanlar aç kaldılar ve rezil oldular. Toplumdan dışlandılar. Eğer onlara selam veren, bankalarına para koyan, dershanelerinde görev yapmış, öğretmenlik yapmış olan hademelik yapmış olan vs. Bu gibi şeyler yapmış olan insanları hatta bazen akrabası olan nice insanları işten kovuldular, aç bırakıldılar. Bu facia değil de nedir?

ŞÜPHE VARSA CEZA VERİLMEZ

Aman hükümet kızmasın, aman hükümetle karşı karşıya gelmeyelim diye kimse doğruları konuşmuyor. Bu insanlar neler çektiler. Bakın işte bu soru da diyor ki bana kız bile vermiyorlar. Bu nasıl insanlık? Bir kere İslam da ceza sisteminde kaidelerden birisi şudur, şüphe varsa cezalar durdurulur diyor peygamberimiz. Şüphelerle hadleri durdurunuz buyurmuş. Bugün ki modern dünyada da modern hukuk sisteminde de geçerli. Şimdi ki ifadesiyle deniyor ki şüpheden sanık yararlanır. Aslında peygamberimizin söylediğini başka şekilde ifade etmişler. Yani şüphe varsa ceza verilmez. Sanığın lehine hüküm verilir. Çünkü ispatlanamamıştır. Delil yetersizliğinden, şüphe olduğundan dolayı. Şimdi bu bütün dünyada geçerli. İslam’da da böyle, dünyada da böyle. Zaten dünya bunu aslında İslam’dan aldılar. İslam peygamberi bunları yerleştirdiğinde dünya hukukun ‘h’ sini bilmezdi. Efendimiz ümmi bir insan olduğu halde öyle mükemmel sistemler, kaideler, esaslar yerleştirdi ki bu normal bir insanın yapabileceği bir şey değil ancak Allah’ın yönlendirmesiyle bunu peygamber yapar. Her konuda çünkü her konuda ümmi bir insanın bunu yapması mümkün mü? Ve bunu yerleştirdi, tüm dünyada bunu İslam’dan aldı.

 Fakat 15 Temmuz bahanesiyle tüm bu esaslar terkedilmeye başlandı. Küçücük bir şüpheyle ağır cezalar veriliyor insanlara. Bu insan neler çekiyor. Hiçbir şey kesin bir delil olmadığı halde hele yatsın iki üç sene diyorlar sanki öyle kolaymış gibi. Böyle diyenlerin hepsini atmak lazım. O zaman anlar hapis neymiş. Kolay zannediyor. Biraz aklı başına gelsin gibi. Bir insanın özgürlüğünü elinden almak, onu lekelemek oyuncak mı? Bu insan sana hakkını helal eder mi zannediyorsun? Zulmetmek çok kolaylaştı. En küçük bir şüphe hatta vehim şüpheden de daha düşük. Vehim ile kararlar veriliyor. Yıllarca hapis veriliyor.

Bankaya para koydu, yok onların dershanesinde okudu, yok onların evlerinde kaldı, yok onların dershanesinde öğretmenlik yaptı. Eğer bu suçsa AKP’nin milletvekilleri bu suçu işledi. Eğer bu suçsa bunun en büyüğünü en tepedekiler işledi. O zaman onlara niye ceza vermiyorsunuz? Ben bunu söyledim diye bu zulme karşı geldim diye sebeplerden biri bu. Beni de hapse attılar. Sebeplerden birisi bu tabi tamamı değil.

15 TEMMUZ’UN DERİN AYAĞI DA ORTAYA ÇIKARILSIN

Herkesi susturmak istiyorlar kimse konuşmasın. Neden? Çünkü bazı güçler var hükumetin öfkesinden istifade ediyor, hükumeti daha da kışkırtıyor ve hükumet vurun diyor onlar öldürüyor. İslam düşmanı güçler var. Bunların eline fırsat geçti. Belki de bunlar bu fırsatı kendileri oluşturdu. 15 Temmuz’un perde arkasında bence onlarda var. Sürekli söylenen şey FETÖ’nün siyasi ayağı. Ben yeni bir şey söylüyorum. FETÖ’nün siyasi ayağını bin defa konuştular televizyonlarda onu söylemeye gerek yok. FETÖ’nün siyasi ayağı da ortaya çıkarılabilir. Ama ben başka bir şey söylüyorum. 15 Temmuz’un derin ayağı var birde. 15 Temmuz’un derin ayağı da ortaya çıkarılsın. O zaman göreceksiniz 15 Temmuz’un perde arkasında bence din düşmanı güçler var. Onlar da yardım ettiler. Onlar tuzağı hazırladılar. Ve o bahaneyle şimdi her türlü zulmü yapıyorlar.

BEN MAZLUMLARI SAVUNUYORUM, MAĞDURLARI SAVUNUYORUM

Alnı secdeye giden her Müslümana bir soruşturma açıyorlar ellerinden geldiği kadar. Tabi hepsini birden yapamıyorlar kademe kademe yapıyorlar. Hep aynı bahaneyle istediklerini yapıyorlar. Adamı susturmak için bak FETÖ deriz ha sana diyorlar adamı susturuyorlar. Dediklerini ona yaptırıyorlar. Ya da hapse atmak istediklerini FETÖ diyerek bilmem ne diyerek hapse atıyorlar. Bunların eline fırsat geçti. Benim bu tür konuşmalarımdan da nefret ediyorlar. Neden? Çünkü onlar büyük bir proje yapmışlar. Türkiye de ki İslami faaliyetlerin kökünü kurutma projesi. Yalnızca FETÖ bilmem şu bu cemaat değil. Tamamının hatta diyanetin bile faaliyetlerini küçültme projesi. Kuran kurslarını bile azaltma projesi. İmam hatipleri de, ilahiyatları da azaltma projesi. Tüm İslami faaliyetleri azaltma, mümkünse bitirme, mümkün olmazsa küçültme projesi. Bunu yapabilmeleri için herkesin susması lazımdı. O korku ortamını meydana getirdiler. Herkes susuyor ve bunlar projeyi rahat rahat yürütüyor. Bu tür konuşmalarla projeyi rahat yürütmeleri kısmen de olsa engelleniyor. O yüzden nefret ediyorlar benden. Sen yani biz istediğimiz kadar vuracağız senin gibilerin bu gibi konuşmaları yüzünden. İstediğimiz kadar darbe vuramıyoruz diyorlar. Yani sen onları mı savunuyorsun? Ben kimi savunuyorum? Mazlumları savunuyorum, ben mağdurları savunuyorum. Darbe elbetteki suçtur. Darbecilere elbette cezası verilmeli. Ben onlardan bahsetmiyorum. Selam veren adama ceza kesiyorsunuz. Eğer şu insanlar suçlu ise AKP’nin içindeki milyonlarca insan suçlu. Niye onlara dokunmuyorsunuz?

DARBEYE KARIŞAN SUÇLUDUR DENİLECEKTİ BAŞKASINA DOKUNULMAYACAKTI

Böyle bir mantık olamaz. Selam veren suçlu gibi bir noktaya getirdiler işi. 500 bin kişi hakkında işlem yapılır mı ya? 530 bin civarında. Şimdi de her gün devam ediyor. Belki de 550 bin olmuştur. Bu kadar insan hakkında işlem yapıldı. Kimi emniyetten bırakıldı ama operasyon yapıldı adama. Çevresinde rezil ettiler, mahallesinde, konu komşusuna karşı. Operasyon yapıldı ve suçlu gibi alınıp götürüldü. Ondan sonra bir kısmı işten çıkartıldı, aç bırakıldı. Bir kısmı hapse atıldı. Bu adam darbeci mi? Böyle bir iddia da yok. Darbeye katıldı diye bir iddia yok, iddianamede böyle bir şey yazmıyor. Bu onlardandı diyor. Bu onlardansa selam veren herkesi onlardan sayabilirsin. Eğer bunu böyle kabul edeceksek yani darbeye karışmayan kimseyi de suçlu gibi göreceksek o zaman milyonlarca insanı daha hapse atmak lazım. Öyle değil mi? Onlara milyonlarca insan selam vermedi mi? Yıllardan beri niceleri onlarla beraber yemek yedi, onlarla oturdu, kalktı, gitti, geldi, çocuğunu okula gönderdi. Böyle olmadı mı? Dershanelerine gönderdi. Bu işin başlangıcı yanlış. Darbeye karışan suçludur denilecekti başkasına dokunulmayacaktı. Darbeye karışan, darbecileri bir şekilde destekleyen, o işlerin içinde yer alan bunlar suçlu denilecekti. Gerisine karışılmayacaktı. Şimdi iş bu noktaya geldi. Kız bile vermiyorlar.

Çok sayıda insana haksızlık yapılıyor. Ama milletin ödü kopuyor, konuşmuyor. Bugün birisi bir şey anlattı. Ne kadar doğru bilemiyorum tabi. Hakim diyor ki birine ya sen ya ben diyor. Seni affetsem bana ceza verecekler. Şimdi seni mi seçeyim, kendimi mi seçeyim? Bu noktaya gelen hakimler olduğunu söyledi birisi. Şahit olanlar var. Bizim de bildiğimiz bazı şeyler var. İşlerin talimatla yürüdüğü açıkça meydanda.

BYLOCKUN İÇERİĞİNİN TESPİT EDİLMESİ GEREKİR

Şimdi mesela Bylock çıkanları kesin FETÖ üyesi olarak kabul edip ceza veriyorlar 6-7 sene. Halbuki her akıllı insan bunu bilmek için ne alim olmaya gerek var, ne avukat olmaya gerek var, ne hakim olmaya gerek var. Bylock varda, Bylock da ne konuşmuş, ne yazmış, ne çizmiş. Bylockun içeriğinin tespit edilmesi gerekir. Bunu bilmek için alim olmaya gerek yok. Kaldı ki kendinin haberi olmadan telefonuna yüklenenlerin olduğunu devletin savcısı açıkladı ve 11.480 kişi beraat etti sonra. Böyleleri olduğu gibi birde Bylock belki var ama hiç kullanmamış bile. 594 bin kişinin Bylock kullandığı tespit edilmişti ilk zamanlar da. Sonra bunların bir kısmı elendi. Bazı kriterler koydular 204 bine civarına indirdiler. Sonra bir kriter daha koydular. Mesela bir mesaj atmış olsun hiç olmazsa. Yoksa Bylock kullanmış kabul etmeyelim gibi. 100 bine falan düştü. Bir kriter koyuyorsun 400 bin birden azalıyor. Şimdi onun gibi madem 2 kriterle 600 binden düştü 100 bine. O kriterleri de koymasalar 600 bin kişi hakkında işlem yapacaklar. Pes yani. Sırf Bylocktan. 1-2 kriter koydular 100 binlere düştü. Birde şimdi içeriğine bakılsa inanın çoğu beraat edecek yani. Bunun içeriğine niye bakmıyor hakimler. Çok mu zor yani Bylockun içinde ne yazıyor. Bu adam ne yapmış Bylockta. Bunun tespiti bu zamanın imkanlarıyla 3 seneden beri tespit edemedin mi? Sen istersen milyon kişiyi dinlemeyi biliyorsun. Sen bunu tespit edemiyor musun gerçekten Bylockta ne konuşmuş. Kasten tespit etmiyorlar.İSLAMİ FAALİYETLERİ BİTİRMEK VE DE BÜYÜK BİR KORKU MEYDANA GETİRMEK

Bu dönem ilerde lanetle hatırlanacak. Lanetle hatırlanacak. Hiç alakası olmayan insanlar işten kovuluyor.

Bunun hepsini hükümet mi yaptırıyor? Bence hükümetinde üstünde bir güç var. Bu bahaneyle tüm İslami faaliyetleri bitirmek ve de büyük bir korku meydana getirmek. Bu korku ortamında kimse kımıldayamasın ve İslami hizmetler 30-40 yıl gerilemiş oldu. Hanginiz şimdiki Türkiye’nin 5 sene evvelki Türkiye olduğunu söyleyebilirsiniz? Hanginiz 2013’ün Türkiye’si gibi diyebilir şimdiki Türkiye için.

Bir korku imparatorluğu meydana getirdiler. Ama böyle Müslümanlara da müstahak. Kimse konuşmuyor. Konuşmayanlara müstahak. Sadece başkaları değil bu zulme uğrayanlarda konuşmuyor. Sadece onu bunu suçluyorlar. Neden bizi kimse savunmuyor? Neden cemaatler bize sahip çıkmadı? Kardeşim, sen kendi kendine sahip çıksana. Evvela sen başına gelenleri anlatsana. Sen başına geleni bile anlatmıyorsun, korkuyorsun belki mahkememi etkiler daha da bana ağır cezalar verirler filan diyorsun. Sen böyle düşünürsen başkaları niye seni savunsun. O da demez mi bende konuşursam beni de hapse atarlar. O zaman o da haklı. Niye o zaman sitem ediyorsunuz? Herkesin konuşması lazım. Bu zulüm yoksa bitmez.

Tamamını izlemek için tıklayınız;

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here