Alparslan Kuytul Hocaefendinin 25 Ocakta serbest bırakılıp 24 saat geçmeden tekrar tutuklandığı davanın 4. duruşmasında (06.09.2019) mahkeme tutukluluğunun devamına karar verdi.
İki yıla yakın bir süredir cezaevinde bulunan Alparslan Kuytul Hocaefendi 6 Eylül mahkemesinden birkaç saat önce ailesiyle yapmış olduğu telefon görüşmesinde; “Sessiz kalan Müslümanlara gelince, Yahudiler Yahudileri, Hristiyanlar Hristiyanları, solcular solcuları, sağcılar sağcıları savunuyor ama birkaç istisna dışında İslamcılar İslamcıları savunmuyor, yazıklar olsun!” ifadelerini kullanarak “Haksızlıklar karşısında susanlar uyumaya devam etmek istiyorlar.” dedi.
Telefon görüşmesinin ilgili kısmı şu şekilde;
“Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olmalı” diyenleri zindana gönderenler “Allah’ın dünyasında bizim dediğimiz olur” demektedirler. Aslında bunu açıkça ifade etmeseler bile yaptıklarının manası budur. Çünkü Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olmalı diyenleri mademki hapse atıyorlar demek ki aslında bizim dediğimiz olur diyorlar.
Sessiz kalan Müslümanlara gelince, Yahudiler Yahudileri, Hristiyanlar Hristiyanları, solcular solcuları, sağcılar sağcıları savunuyor ama birkaç istisna dışında İslamcılar İslamcıları savunmuyor, yazıklar olsun!
Tevhidi anlattığı ve haksızlıklara karşı geldiği için zindana gönderilen Müslümanları savunmayanlar Papaz Brunson’ı savunan Trump kadar olamadılar yazıklar olsun! Haksızlıklar karşısında susanlar uyumaya devam etmek istiyorlar demektir. Yarınlar zulme sessiz kalanların değil hakkı haykıranların olacaktır. Herkes layık olduğu yere inecektir ya da yükselecektir.
Adana’dan bir kardeşimiz bir şiir yazmış. Onunla ilgili bir iki kıtasını söyleyeyim:
Sahte dostluklar edinemeyeceğimize
Zalimlere biat edeceğimize
Hak yoldan sapacağımıza
Gerekirse zindanda devam ederiz.
Mazlumun sesi olmayacağımızı
Kula kulluk edeceğimize
Dinden taviz vereceğimize
Gerekirse zindanda devam ederiz.
Yanmayanlar aydınlatamazlar. Yanmayı göze alacağız ki dünyayı ve insanlarımızı aydınlatabilelim. Zillet içinde sefa süreceğime izzet içinde cefa çekerim.
En büyük ahmaklık, kısa dünya hayatı için ebedi cenneti kaçırmaktır. Bu ahmaklığı yapmamalıyız. “Rahatımız için hakikati terk etmek ya da hakikat için rahatımızı terk etmek…”
İşte bütün mesele bu… Hangisini yapacağız ona göre de Allah bizim yerimizi tayin edecek. Rahatımız için hakikati mi terk edeceğiz, hakikat için rahatımızı mı terk edeceğiz? İşte mesele budur…
Tamamını dinlemek için tıklayınız;